Kıyamete kadar insanlığın yegane örnek ve rehberi... Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) "Cennet annelerin ayağı altındadır" kutsi sözünün sahibi. Annelik şanının kadife çiçeklerini nübüvvet avuçlarında demet demet derleyip ümmetine gül kokusu ile sunan yüksek ahlâkın tamamlayıcısı...
Kuran-ı Azimüşşan'da "öf" demeyin buyurulan ebeveyn (anne-baba) hakkında ümmetine merhameti, titizlikle saygıyı, sabr-ı cemili, fedakârlığı, feragat ve iyilik kanatlarıyla kanatlanmayı tavsiye etmiştir.
Resûlulllah Efendimiz hadis-i şeriflerinde açıkça anne-babaya itaatı tavsiye ederken bizatihi kendisi de ümmetine en güzel örnek olmuştur. Altı yaşına kadar anne kokusunu yaşayan Peygamberimiz annesinin vefatından sonra da yüreğinde bu sevginin vefasını hürmetle yaşamıştır.
Merhum Süleyman Çelebi ne güzel anlatır:
"Amine Hatun Muhammed annesi ol sadeften doğdu ol dürdanesi"...
Amine, Hz. Muhammed'in annesidir. Sadef inci kabuğudur. İncinin koruyucusudur. Onu bağrında içinin yağıyla besler. Kucaktır, kundaktır, çardaktır, çanaktır, petektir, pınardır. Ya dürdanesi... O öyle bir incidir ki kıyamete kadar eşi yok. Işığı sönmez. Kokusu bitmez. Sevdası dinmez.
Peygamberimiz'in annesi Amine Hatun Kureyş kabilesindendi. Akıl ve zekası ile yüksek bir mevkii vardı. Kureyş kabilesinin bir diğer kolundan, Haşimoğullarından Abdulmuttalip'in küçük oğlu Abdullah sevgili Peygamberimiz'in babasıdır. Doğmadan iki ay önce babadan yetim olarak dünyaya geldi.
Rasulullah Efendimiz (sav) dünyaya gelişlerini şöyle anlatır:
"Ben atam İbrahim'in duası, İsa'nın müjdesi ve annemin gördüğü rüyayım. Annem rüyasında içinden çıkan bir aydınlığın Şam diyarı saraylarını aydınlattığını belirtmişti. Peygamber anneleri hep böyle rüya görürler" (Ahmet b. Hanbel, Müsned, 127-128).
Peygamberimiz Mekke'nin adeti olduğu üzere doğduğunda süt anneye verilmişti. 4 yaşına kadar Halime annemizin, 6 yaşına kadar da Hz. Amine annemizin yanında kaldı. Amine annemiz Medine'ye hem akrabalarını, hem de Hz. Abdullah'ın mezarını ziyaret etmek için yola çıkmıştı. Yanlarında Ümmü Eymen de vardı. Medine'de bir müddet kaldıktan sonra Mekke'ye dönerlerken Ebva denilen köyde hastalanarak vefat etti. Doğmadan babadan yetim kalan Peygamberimiz biricik dayanağından, anneden de öksüz kaldı. Dadısı Ümmü Eymen Peygamberimiz'i alıp Medine'ye döndü.
Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hak Sevgili Peygamberimiz'e hitaben "Rabb'in seni yetim bulup da barındırmadı mı" buyurur.
Peygamber Efendimiz annesini hiç unutmamıştır. Bir seferinde Ebva'dan geçerken annesinin kabrine gelmiş, elleriyle mezarını düzeltmiş ve o anda hüngür hüngür ağlamıştır. Bunu gören ashab-ı kiram da ağlamışlar ve Peygamberimiz'e "Niçin ağladın" diye sormuşlardı. Efendimiz bunun üzerine: "Annemin benim hakkımdaki şefkat ve merhametini düşündüm de ağladım" demiştir (M. Asım Köksal, İslam Tarihi).
Allah Resûlu annesine olan saygısını, vefa borcunu vefatından sonra da unutmamıştır. Ya anneciği hayatta olsaydı. Kainatın İncisi Habib-i Ekrem Efendimizin sadef'i (inci kabuğu) annesi o nurun aydınlığıyla annelik sarayının sultanı olurdu.
Annelerin, anneliğin cımbızla ayıklandığı, sımsıcak yüreğinin mutluluk tebessümlerinin arandığı günlerde dünyalara ışık saçacak, huzura çevirecek, sevgi çiçeklerini derleyecek annelerimize hürmette kusur etmeyelim.
Kur'an ışığı, Hz. Peygamber'in (sav) örnek ahlakı, annelik tacının pırıltısına nezaketle boyun eğmeyi kazanç ve ibadet sayar.
Anadolu anne dolu
Anne sevgisi Peygamber yolu
Anne, anne, anneler
Evlatların yuvası, kanadı ve kolu.
Kuran-ı Azimüşşan'da "öf" demeyin buyurulan ebeveyn (anne-baba) hakkında ümmetine merhameti, titizlikle saygıyı, sabr-ı cemili, fedakârlığı, feragat ve iyilik kanatlarıyla kanatlanmayı tavsiye etmiştir.
Resûlulllah Efendimiz hadis-i şeriflerinde açıkça anne-babaya itaatı tavsiye ederken bizatihi kendisi de ümmetine en güzel örnek olmuştur. Altı yaşına kadar anne kokusunu yaşayan Peygamberimiz annesinin vefatından sonra da yüreğinde bu sevginin vefasını hürmetle yaşamıştır.
Merhum Süleyman Çelebi ne güzel anlatır:
"Amine Hatun Muhammed annesi ol sadeften doğdu ol dürdanesi"...
Amine, Hz. Muhammed'in annesidir. Sadef inci kabuğudur. İncinin koruyucusudur. Onu bağrında içinin yağıyla besler. Kucaktır, kundaktır, çardaktır, çanaktır, petektir, pınardır. Ya dürdanesi... O öyle bir incidir ki kıyamete kadar eşi yok. Işığı sönmez. Kokusu bitmez. Sevdası dinmez.
Peygamberimiz'in annesi Amine Hatun Kureyş kabilesindendi. Akıl ve zekası ile yüksek bir mevkii vardı. Kureyş kabilesinin bir diğer kolundan, Haşimoğullarından Abdulmuttalip'in küçük oğlu Abdullah sevgili Peygamberimiz'in babasıdır. Doğmadan iki ay önce babadan yetim olarak dünyaya geldi.
Rasulullah Efendimiz (sav) dünyaya gelişlerini şöyle anlatır:
"Ben atam İbrahim'in duası, İsa'nın müjdesi ve annemin gördüğü rüyayım. Annem rüyasında içinden çıkan bir aydınlığın Şam diyarı saraylarını aydınlattığını belirtmişti. Peygamber anneleri hep böyle rüya görürler" (Ahmet b. Hanbel, Müsned, 127-128).
Peygamberimiz Mekke'nin adeti olduğu üzere doğduğunda süt anneye verilmişti. 4 yaşına kadar Halime annemizin, 6 yaşına kadar da Hz. Amine annemizin yanında kaldı. Amine annemiz Medine'ye hem akrabalarını, hem de Hz. Abdullah'ın mezarını ziyaret etmek için yola çıkmıştı. Yanlarında Ümmü Eymen de vardı. Medine'de bir müddet kaldıktan sonra Mekke'ye dönerlerken Ebva denilen köyde hastalanarak vefat etti. Doğmadan babadan yetim kalan Peygamberimiz biricik dayanağından, anneden de öksüz kaldı. Dadısı Ümmü Eymen Peygamberimiz'i alıp Medine'ye döndü.
Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hak Sevgili Peygamberimiz'e hitaben "Rabb'in seni yetim bulup da barındırmadı mı" buyurur.
Peygamber Efendimiz annesini hiç unutmamıştır. Bir seferinde Ebva'dan geçerken annesinin kabrine gelmiş, elleriyle mezarını düzeltmiş ve o anda hüngür hüngür ağlamıştır. Bunu gören ashab-ı kiram da ağlamışlar ve Peygamberimiz'e "Niçin ağladın" diye sormuşlardı. Efendimiz bunun üzerine: "Annemin benim hakkımdaki şefkat ve merhametini düşündüm de ağladım" demiştir (M. Asım Köksal, İslam Tarihi).
Allah Resûlu annesine olan saygısını, vefa borcunu vefatından sonra da unutmamıştır. Ya anneciği hayatta olsaydı. Kainatın İncisi Habib-i Ekrem Efendimizin sadef'i (inci kabuğu) annesi o nurun aydınlığıyla annelik sarayının sultanı olurdu.
Annelerin, anneliğin cımbızla ayıklandığı, sımsıcak yüreğinin mutluluk tebessümlerinin arandığı günlerde dünyalara ışık saçacak, huzura çevirecek, sevgi çiçeklerini derleyecek annelerimize hürmette kusur etmeyelim.
Kur'an ışığı, Hz. Peygamber'in (sav) örnek ahlakı, annelik tacının pırıltısına nezaketle boyun eğmeyi kazanç ve ibadet sayar.
Anadolu anne dolu
Anne sevgisi Peygamber yolu
Anne, anne, anneler
Evlatların yuvası, kanadı ve kolu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021