11 Eylül'den beş ay önce Amerika; petrollerinin yönetimini ele geçirmek için Irak'a saldırmak gerektiğini savundu.
(Neil Meckay-Sunday Herold. 06-Ekim 2002)
Bu döküman, Bush yönetiminin Irak'a savaş açıp Saddam'ı devirmek istemesinin ardındaki nedenlerin sorgulanmasına yol açıyor.
Raporda; Petrol babalarının ve holding kodomanlarının ve ABD'li şahinlerin istekleri planları, baba George W.Bush'un dışişleri bakanı Jomes Baker tarafından hazırlanmış ve Nisan 2001'de-11 Eylül'den tam beş ay önce Başkan yardımcısı Dick Cheney'e sunulmuştur.
Raporda;
"Birleşik Devletler bundan sonra Avrupa ve Asya'daki anahtar müttefikleri ve yine Ortadoğu'daki anahtar ülkeleri de yanına alarak ortak bir strateji oluşturmalı, Irak'a yönelik siyasetini yeniden belirlemeli ve anahtar müttefikleriyle ortak bir koalisyonu yeniden inşa etmelidir".
Önceki yazıları takip eden okuyucularım "anahtar ülke" nin hangisi olduğunu iyi bilirler.
Raporda:
"Silah kontrol programı bir kez devreye girerse, ABD Irak'a petrol yatırımı yapılmaması yönündeki kısıtlamaları (yaptırımları) kaldırmayı düşünebilir. Irak petrol rezervleri dünya petrol pazarlarının kapasitesini çabucak arttırarak daha rekabetçi bir duruma getirebilecek anayatırım maddesidir."
"ABD'nin kendi enerji ikileminin mahkumu olduğu" ve bunun "sonuçlarından" birinin, "askeri müdahale gereksinimi" olduğu belirtiliyor.
"Californiya'yı etkileyen enerji kesintileri, diğer eyaletlerede sıçrayacaktır".
"Amerikan yönetimi için "temel ikilem" Amerikan halkının hangi bir fedakarlıkta bulunmadan, külfete katlanmadan bol ve ucuz enerji istemeye devam etmesiydi.
Yine raporda;
"ABD hiç bir zaman enerjide kendi kendine yeterli olmayacaktır ve zamanla kendisine petrol ve gaz sağlayan yabancı güçlere daha da bağımlı hale gelmektedir. Çözüm, petrolü yönetimin ana gündemi yapmak ve enerjinin Amerikan dış politikasındaki rolünün yeniden değerlendirmesidir."
Sonuç olarak, Irak savaşının temeli Musul-Kerkük petrollerine dayanıyor. Ayrıca enteresan bir başka ilişkide 1998'de petrol ekipmanı şirketi Helliburton-ki o tarihte Dick Cheney şirketin genel müdürüydü- Irak'a 1991 Körfez savaşında son derece kötü bir şekilde zarar görmüş alt yapısını tamir etmesi için ekipmanlarını satmıştır. Cheney'in şirketi Saddam'la -ki şimdi onu "katil diktatör" diye anıyor- 15 milyon dolarlık iş yaptı. Helli burtan analizciler tarafından Amerika liderliğindeki olası bir Irak operosyonun ardından gelecek temizlik operasyonlarından enfazla nasiplenecek firmalardan biri olarak gösteriliyor.
Ve Irak'tan bir isim; Ahmet Çelebi şöyle diyor." Amerikan şirketleri Irak petrollerinden fazlasıyla pay alacaklar" garantisi veriyor.
Bizde Irak'a girersek Musul-Kerkük petrollerini alacağız, bizim olacak, payımız var hayali kuranlar var, onlara duyurulur, paylaşım 2001 Nisanında yapılmıştır, boşuna hayal kurmayın dostlar.
(Neil Meckay-Sunday Herold. 06-Ekim 2002)
Bu döküman, Bush yönetiminin Irak'a savaş açıp Saddam'ı devirmek istemesinin ardındaki nedenlerin sorgulanmasına yol açıyor.
Raporda; Petrol babalarının ve holding kodomanlarının ve ABD'li şahinlerin istekleri planları, baba George W.Bush'un dışişleri bakanı Jomes Baker tarafından hazırlanmış ve Nisan 2001'de-11 Eylül'den tam beş ay önce Başkan yardımcısı Dick Cheney'e sunulmuştur.
Raporda;
"Birleşik Devletler bundan sonra Avrupa ve Asya'daki anahtar müttefikleri ve yine Ortadoğu'daki anahtar ülkeleri de yanına alarak ortak bir strateji oluşturmalı, Irak'a yönelik siyasetini yeniden belirlemeli ve anahtar müttefikleriyle ortak bir koalisyonu yeniden inşa etmelidir".
Önceki yazıları takip eden okuyucularım "anahtar ülke" nin hangisi olduğunu iyi bilirler.
Raporda:
"Silah kontrol programı bir kez devreye girerse, ABD Irak'a petrol yatırımı yapılmaması yönündeki kısıtlamaları (yaptırımları) kaldırmayı düşünebilir. Irak petrol rezervleri dünya petrol pazarlarının kapasitesini çabucak arttırarak daha rekabetçi bir duruma getirebilecek anayatırım maddesidir."
"ABD'nin kendi enerji ikileminin mahkumu olduğu" ve bunun "sonuçlarından" birinin, "askeri müdahale gereksinimi" olduğu belirtiliyor.
"Californiya'yı etkileyen enerji kesintileri, diğer eyaletlerede sıçrayacaktır".
"Amerikan yönetimi için "temel ikilem" Amerikan halkının hangi bir fedakarlıkta bulunmadan, külfete katlanmadan bol ve ucuz enerji istemeye devam etmesiydi.
Yine raporda;
"ABD hiç bir zaman enerjide kendi kendine yeterli olmayacaktır ve zamanla kendisine petrol ve gaz sağlayan yabancı güçlere daha da bağımlı hale gelmektedir. Çözüm, petrolü yönetimin ana gündemi yapmak ve enerjinin Amerikan dış politikasındaki rolünün yeniden değerlendirmesidir."
Sonuç olarak, Irak savaşının temeli Musul-Kerkük petrollerine dayanıyor. Ayrıca enteresan bir başka ilişkide 1998'de petrol ekipmanı şirketi Helliburton-ki o tarihte Dick Cheney şirketin genel müdürüydü- Irak'a 1991 Körfez savaşında son derece kötü bir şekilde zarar görmüş alt yapısını tamir etmesi için ekipmanlarını satmıştır. Cheney'in şirketi Saddam'la -ki şimdi onu "katil diktatör" diye anıyor- 15 milyon dolarlık iş yaptı. Helli burtan analizciler tarafından Amerika liderliğindeki olası bir Irak operosyonun ardından gelecek temizlik operasyonlarından enfazla nasiplenecek firmalardan biri olarak gösteriliyor.
Ve Irak'tan bir isim; Ahmet Çelebi şöyle diyor." Amerikan şirketleri Irak petrollerinden fazlasıyla pay alacaklar" garantisi veriyor.
Bizde Irak'a girersek Musul-Kerkük petrollerini alacağız, bizim olacak, payımız var hayali kuranlar var, onlara duyurulur, paylaşım 2001 Nisanında yapılmıştır, boşuna hayal kurmayın dostlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Fuat Şengül / diğer yazıları
- En önemli katığımız ekmek / 13.07.2023
- Zengezur Türk Cumhuriyeti hayırlı olsun / 08.07.2023
- Yeşil enerji dönüşümü derken! / 07.07.2023
- ‘Yaşlı Avrupa, genç Türkiye’ / 04.07.2023
- Köydeki geleceğimiz / 23.06.2023
- Sodyum batarya yapalım mı? / 22.06.2023
- Kafamızda et mi var beyin mi? / 21.06.2023
- Geleceğimizi tehdit eden kuraklık / 20.06.2023
- Gıda ve su güvenliği / 19.06.2023
- Yunan’a kaptırmadan işaretleyelim! / 18.06.2023
- Zengezur Türk Cumhuriyeti hayırlı olsun / 08.07.2023
- Yeşil enerji dönüşümü derken! / 07.07.2023
- ‘Yaşlı Avrupa, genç Türkiye’ / 04.07.2023
- Köydeki geleceğimiz / 23.06.2023
- Sodyum batarya yapalım mı? / 22.06.2023
- Kafamızda et mi var beyin mi? / 21.06.2023
- Geleceğimizi tehdit eden kuraklık / 20.06.2023
- Gıda ve su güvenliği / 19.06.2023
- Yunan’a kaptırmadan işaretleyelim! / 18.06.2023