İşgal güçlerinin Irak'ta başlattıkları savaş ikinci haftasını da doldurdu. Bu iki haftalık zaman diliminde işgal güçlerinin net bir kazanımı yok. Irak kentlerinde karşılaşılan direniş, İngiltere ve Amerika'nın her geçen gün daha da çıkmaza girmesine zemin hazırlıyor.
İngiliz ve Amerikan askeri yetkilileri, içerisinde bulundukları mevcut çıkmazı gizlemeye çalışsalar da, onların bu çabası, çölün ortasında sıkışan askerlerin, gerçeği görmesini örtemiyor. Çoğu askerin morali çökmüş durumda.
Irak ordusunun moral durumu ise bunun tersine. Milli orduya binlerce gencin komşu ülkelerden koparak gelmesi, Irak askerlerinin moraline moral katıyor.
Kendi askerini en son teknolojiyle donatan işgal güçlerinin en büyük hatası, onları birer ölüm makinası olarak görmeleriydi.
Üniformanın altındakinin etten kemikten oluştuğunu, heyecanlanacağı, korkacağı, moralinin bozulacağını, ölebileceğini...insan olduğunu geri planda tutan Pentagon hesapları çöle gömülmüş bulunuyor.
Planlamanın merkez noktasını oluşturan ABD Savunma Bakanlığı
(Pentagon)iç kanama geçiriyor. Pentagon'da istifaların ardı arkası kesilmiyor. İddialar arasında Savunma Bakanı Rumsfeld'in de adı geçiyor. Pentagon'un Irak projesi iflas etti anlayacağınız.
Irak askeri hafife alındı. Saddam'ın gücü iyi hesap edilemedi. Birkaç gün içerisinde çökertilmesi beklenen ordu hala ayakta.
Irak'ın 300.000 kişilik milli ordusu mevcut. Bunların yanısıra Saddam'a sıkı sıkıya bağlı bulunan 60.000 kadar Fedayi grubu ve 120.000 Cumhuriyet Muhafızı var. BAAS Partisi'ne müdahil binlerce asker de gerilla savaşı için tetikte bekliyor. Pentagon yönetimi, bu kadar gücü beklemiyordu aslında.Pentagon, Irak askerinin dağılmayabileceğinin hesabını yapamadı.
1980'den 1988'e kadar süren İranIrak savaşında Irak Şiileri'nin davranışları iyi hesap edilmedi. Sünni Irak rejiminin Şii İran'la yaptığı savaşta Şiiler, Irak'a karşı ayaklanmadılar. Onların keza bu işgalde ayaklanmasını beklemek ayrı bir hata idi.
Şiilerin yaşadığı güney bölgelerindeki direnişin daha sert olduğu biliniyor. H.Z Hüseyin'in Emevi hükümdarlarından Yezid tarafından şehit edildiği yer olan Kerbela'nın onlar için büyük önemi var.
Necef'te H.Z Ali'nin türbesinin varlığı da hesaba katılırsa, bu direnişin boyutu daha iyi anlaşılır.
1991 Körfez Savaşı'ndan bu yana 1.800.000'den fazla Iraklı sivil, bombardıman ve ambargo yüzünden öldü. Bu durum halk arasında tepki uyandırdı. Bu tepkiler psikolojik yansımalarını şuan savaş alanında veriyor.
Çölde kum fırtınasına kapılan İşgal güçlerinin işi oldukça zor. Karşıdakini göremeyen askerler birbirini vurmaya başladı.
Pentagon, asker sayısında da hata yaptı. Körfez bölgesine binlerce asker yığıldı; ama yetmiyor. Gıda sorunu başgösterdi. Açlık, askerleri vurmaya başladı.
Pentagon kendi medyasıyla savaşı istediği gibi yönlendirilebileceğini düşünürken, Arap TV'leri hesabı bozdu. El Cezire ve El Arabiye'nin yaptığı yayınlar işgalin boyutlarını gerçekçi çerçevede yansıtmaya başladı. Bu yayınlar uluslararası kamuoyunu da işgalci ülkeler aleyhine tetikledi.
Pentagon'un planları ters tepti anlayacağınız. Pentagon'daki hesap Irak çöllerine uymadı yani.
İngiliz ve Amerikan askeri yetkilileri, içerisinde bulundukları mevcut çıkmazı gizlemeye çalışsalar da, onların bu çabası, çölün ortasında sıkışan askerlerin, gerçeği görmesini örtemiyor. Çoğu askerin morali çökmüş durumda.
Irak ordusunun moral durumu ise bunun tersine. Milli orduya binlerce gencin komşu ülkelerden koparak gelmesi, Irak askerlerinin moraline moral katıyor.
Kendi askerini en son teknolojiyle donatan işgal güçlerinin en büyük hatası, onları birer ölüm makinası olarak görmeleriydi.
Üniformanın altındakinin etten kemikten oluştuğunu, heyecanlanacağı, korkacağı, moralinin bozulacağını, ölebileceğini...insan olduğunu geri planda tutan Pentagon hesapları çöle gömülmüş bulunuyor.
Planlamanın merkez noktasını oluşturan ABD Savunma Bakanlığı
(Pentagon)iç kanama geçiriyor. Pentagon'da istifaların ardı arkası kesilmiyor. İddialar arasında Savunma Bakanı Rumsfeld'in de adı geçiyor. Pentagon'un Irak projesi iflas etti anlayacağınız.
Irak askeri hafife alındı. Saddam'ın gücü iyi hesap edilemedi. Birkaç gün içerisinde çökertilmesi beklenen ordu hala ayakta.
Irak'ın 300.000 kişilik milli ordusu mevcut. Bunların yanısıra Saddam'a sıkı sıkıya bağlı bulunan 60.000 kadar Fedayi grubu ve 120.000 Cumhuriyet Muhafızı var. BAAS Partisi'ne müdahil binlerce asker de gerilla savaşı için tetikte bekliyor. Pentagon yönetimi, bu kadar gücü beklemiyordu aslında.Pentagon, Irak askerinin dağılmayabileceğinin hesabını yapamadı.
1980'den 1988'e kadar süren İranIrak savaşında Irak Şiileri'nin davranışları iyi hesap edilmedi. Sünni Irak rejiminin Şii İran'la yaptığı savaşta Şiiler, Irak'a karşı ayaklanmadılar. Onların keza bu işgalde ayaklanmasını beklemek ayrı bir hata idi.
Şiilerin yaşadığı güney bölgelerindeki direnişin daha sert olduğu biliniyor. H.Z Hüseyin'in Emevi hükümdarlarından Yezid tarafından şehit edildiği yer olan Kerbela'nın onlar için büyük önemi var.
Necef'te H.Z Ali'nin türbesinin varlığı da hesaba katılırsa, bu direnişin boyutu daha iyi anlaşılır.
1991 Körfez Savaşı'ndan bu yana 1.800.000'den fazla Iraklı sivil, bombardıman ve ambargo yüzünden öldü. Bu durum halk arasında tepki uyandırdı. Bu tepkiler psikolojik yansımalarını şuan savaş alanında veriyor.
Çölde kum fırtınasına kapılan İşgal güçlerinin işi oldukça zor. Karşıdakini göremeyen askerler birbirini vurmaya başladı.
Pentagon, asker sayısında da hata yaptı. Körfez bölgesine binlerce asker yığıldı; ama yetmiyor. Gıda sorunu başgösterdi. Açlık, askerleri vurmaya başladı.
Pentagon kendi medyasıyla savaşı istediği gibi yönlendirilebileceğini düşünürken, Arap TV'leri hesabı bozdu. El Cezire ve El Arabiye'nin yaptığı yayınlar işgalin boyutlarını gerçekçi çerçevede yansıtmaya başladı. Bu yayınlar uluslararası kamuoyunu da işgalci ülkeler aleyhine tetikledi.
Pentagon'un planları ters tepti anlayacağınız. Pentagon'daki hesap Irak çöllerine uymadı yani.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005