Patrikhanenin 140 yıl önceki Türkler hakkındaki planları

'Medeniyetler İttifakı', 'Dinler arası Diyalog', 'İbrahim Sofrası, 'İbrahim'i 'Dinler' derken şimdiki tanımlama 'İnanç Turizmi'.

Sahi ne demek inanç turizmi? 

Bu tanımlamalar, ortaya konan icraatlar ve de fikirler Erdoğan ve iktidarının eli, emri, izni ve görüşüyle gerçekleştiriliyor.

Geçen yıl Ramazan ayında da Fethullah Gülen'in başlattığı haham ve Papazlarla iftar geleneği aynen devam etti.

BTP Lideri Hüseyin Baş tek cümle ile konuyu özetledi: 'FETÖ firarda fikri iktidarda'. 

Şu gündeme bir bakın! Yerin üstündekiler aç ama Erdoğan iktidarı 20 yıldır yerin altını kazıyor. 

Kültür Bakanı Mehmet Ersoy taştan taşa, Haç'tan Haç'a koşuyor. Bulunan Roma, Bizans, Helen dönemine ait kalıntılarla mutluluğunu dile getiriyor. 

Bir bakıyorsun Tarsus'taki ayinde, bir bakıyorsun Tecavüz adasındaki kilise de, bir bakıyorsun Sümela'da. 

Diğer taraftan en çok kilise kurdelesi kesen Sayın Erdoğan ve kurmayları, azınlıklara verdikleri hakları anlatıyor ve ülkemizi inanç turizmine açtıklarını dile getirip, övünüyorlar. 

Hayırdır! Kime şirin görünme çabasıdır bu?

Baş Papaz

Geçen hafta Estonya ve Finlandiya'ya giden Fener Rum Patrikhanesi Baş Papazı Bartholomeos, 'ekümenik' sıfatıyla karşılandı. Estonya Başbakanı Kaja Kallas sosyal medya paylaşımında İstanbul'dan da 'Konstantinapol' diye bahsetti.

Sayın Erdoğan, partisi, CHP, MHP, İP, şu şeriat isteyen küçük Erbakan, Hüda-Par'ın başkanı ve diğerlerinden tek satır tepki açıklaması geldi mi? Gelmedi.

Çünkü aynı Baş Papaz geçen hafta Trabzon'da çiçeklerle karşılanmış, Sümela'da ayin yapmıştı. Aynı Baş Papaz'a, AKP'li kurmaylar da 'ekümenik' diye hitap etmiş, taltiflerini sunmuştular. 

Yani değişen patrik değildir. Fener Rum Patrikhanesi'de değildir. Değişen millerimizin önüne geçen dincilerdir, milliyetçilerdir ve sözde Atatürkçülerdir.

Fener Rum Patrikhanesi'nin amacı

Aşağıdaki maddeleri defalarca yazdık. Milli ve manevi ruh taşıyan birçok gazeteci-yazarda yazdı. Bir kez daha hatırlayalım!

İkonomos Akademisi 18.yy sonlarında Sadrazam Cezayirli Hasan Paşa'dan alınan izin belgesi ile Ayvalık Cunda adasında kurulmuş.

Papaz, saraydaki görevlilere rüşvet vererek okulun faaliyet sahası içine Edremit çevresini de dahil ettirmiş. 

Ders kitabındaki bilgileri ise zamanın ada belediye başkanı İzzet Esen Bey 1884'de ele geçirmiş. Ele geçirilen bu ders müfredatında şunlar yer alıyordu;

1) Türkler ezeli bir düşman olarak Rumlara tanıtılacak.

2) Türklerin en küçük hataları büyütülerek Avrupa'ya duyurulacak ve uygar dünya, Türklere düşman edilecek. 

3) Türkler ekonomik bakımdan çökertilecek. Bu amaçla zengin Türkler sakat ticaret yollarına götürülecek, bol faizli krediler açılacak, ağır şartlarla rehin kabul edilecek. 

4) Türklerin ahlak, milliyet, din ve gelenekleri dejenere edilecek. Bu amaçla küfürler öğretilecek ve bu küfürlerin Türkler arasında yayılmasına çalışılacak. Türkler zinaya ve diğer ahlaksızlıklara teşvik edilecek. 

Türk gençleri arasında kabadayılık ruhu aşılanarak sevgi ve saygı bağlılıkları kırılacak. Aralarına ikilik sokulacak. 

Argoya benzer bir küfür dili Türkler arasında yayılarak milli dil ve duyguları bozulacak. 

Zengin Rum tüccar ve esnafı Türk hocalara bol hediye ve veresiye vererek onları elde edecek. 

Hocalar içkiye alıştırılacak. Her türlü uydurma inanışlarla dini inançları saptırılacak. Onlara yalan yanlış olaylar anlatılıp, Türk halkı ile hocaların arası açılacak. 

5) Türk hükümranlığı baltalanacak. Bu iş yavaş yavaş geliştirilip, Bizans yeniden kurulacak. 

6) Türk halkı arasında sürekli olarak anlaşmazlık tohumları ekilecek. Ayaklanmalar düzenlenip zamanında aradan çekilerek Türkler arasında kardeşkanı akıtılacak. Komiteler kurulup Türk köyleri basılacak.

7) Bir savaş sırasında Türk halkını sefalete götürecek her yola başvurulacak. Türk topraklarındaki en önemli gıda maddeleri, halkın elinden hızla ve gizlice toplanıp adalara gönderilecek. 

Buradan komşu ülkelere satılacak. Rum tüccarların uğradığı zarar milli bankalar tarafından para olarak ödenecek.

8) Doktor ve eczacı Rumlar, hastaları özellikle kimsesiz hastaları gizlice zehirleyip öldürecek. Kör, sağır, sakat edecek. Saf dışı bırakmaya çalışacak. 

9) Tarım politikasında Türk çiftçisi ağır faizlerle toprağından mahrum edilecek. Borçların kolayca çoğalması sağlanacak. Böylece Türkler ellerindeki toprakları Rum tüccarlara satmak zorunda kalacaklar.

10) Yüksek rütbeli devlet memurları rüşvet, ziyafet ve hatta kadın ikramları ile Etniki Eterya'nın emrine alınacak. Ancak bu işler tamamen okuldan yetişmiş papazların talimatına ve okulun tayin edeceği kişilerle bunların vereceği direktiflere göre uygulanacak.

11) Fırsat çıktıkça özellikle resmi binalarda yangın çıkarılacak. Ölümlü kazalar yaratılacak, savaş gemilerine yangın ve yaralar açılacak.

12) Bir ileri karakol ve gözetleme yeri olan manastırlardaki istekleri hemen yapılacak. Verecekleri mektuplar kendi işlerinden önce yerine götürülüp teslim edilecek. 

13) Bütün Rum ustaları kesinlikle Türk çırakları kullanmayacaktır. Politik düşüncelerle bir Türk çırak almak gerekirse Rum usta, Türk çırağı bir hizmetçi gibi kullanacaktır. 

14) Bütün bu kurallar gizli olarak yapılacak, kurallara uymayanlar hemen aforoz edilecek, kredileri kesilecek ve Rum toplumu arasından kovulacaktır."

1884-2023. Aradan 139 yıl geçmiş. Toplumumuza bakın, siyasetçilerimize bakın, din yapılanmalara bakın, ekonomiye bakın.

Baktınız mı? Rumların bu hedeflerinden hayata geçmeyen bir tek madde var mı?

Demek ki, Baş Papaz Bartholomeos, Erdoğan ve iktidarına teşekkürü çoğaltması lazım.