Yüzyılı aşan bir süre zarfında İslam dünyasındaki yara kanamaya devam ediyor. Batı dünyası İspanya'daki Endülüs Devletini 1492 yılında yıkarak Müslümanlara derin bir şok yaşattı. İslam'ın yeryüzünde yayılmasından beri ilk geri çekilişi veya geniş bir coğrafyanın Müslümanların elinden çıkarak Haçlılar tarafından işgal edilmesine şahit oldu. Fakat İslam âlemi Endülüs'ün yıkılmasını ağıtlar yakmak dışında doğru bir şekilde okuyamadı. Tartışılması gereken bir başka konu da 1400'lü yıllarda yani 15. yüzyılda gücünün zirvesinde olan Osmanlı İmparatorluğu, Fas'a kadar hâkimiyet kurduğu halde hemen karşısındaki Endülüs'ü neden kurtarmadığıdır?
İspanya Endülüs Devleti'nin yıkılmasından sonra ikinci büyük şok, İsrail'in kurulmasıdır. İsrail devleti ise Müslümanların anakarasında kurulan ilk gayrimüslim devlettir. Bu devlet, İslam ülkelerinin işgali için harekât üssü vazifesi görmektedir. Ortadoğu'daki bütün müdahaleler İsrail coğrafyasında planlanarak realize edilmektedir.
Biraz daha geriye gidersek İsrail'in kuruluş sürecini aşama aşama daha iyi analiz edebiliriz.
1. Aşama: Sultan 2. Abdülhamit'in Kıbrıs'ı İngiltere'ye vermesi (1878):
Osmanlı Devleti 1878 Osmanlı-Rus Savaşında ağır bir yenilgiye uğradı. Berlin Anlaşması'nın ağır hükümlerinin hafifletilmesi için 2. Abdülhamit İngiltere'ye Kıbrıs adasını teklif etti. İngiltere bu teklifi kabul ederek Kıbrıs'a yerleşti. Bu adım İngiltere'nin Ortadoğu'yu işgal planının ilk aşamasını teşkil etti. İngiltere Kıbrıs adasına sahip olmakla Ortadoğu'nun her noktasına kolayca erişim imkânı elde etti. Doğu Akdeniz üzerinde tartışmasız bir hâkimiyet alanı kurdu.
2.Aşama: İngiltere'nin Mısır'ı İşgal Etmesi (1882):
İngiltere Kıbrıs'a yerleştikten sadece 4 sene sonra adanın tam karşısında yer alan Mısır'ı işgal etti. İngiltere, tarihinin belki de en stratejik hamlelerinden birini yaparak Süveyş Kanalı'na sahip oldu. Böylece Hindistan yolunu güvenceye aldı. Tabi Mısır'ın tarımsal potansiyeli, insan kaynakları ve Arap âlemindeki ağırlığı gibi avantajların hepsini tepe tepe kullandılar.
3. Aşama: Arabistan, Irak, Suriye, Filistin'in İşgali ve Sykes-Picot Anlaşması (1917):
Osmanlı İmparatorluğu 1. Dünya Savaşında Suriye, Irak ve Kanal Cephelerinde İngiltere ile savaşmak zorunda kaldı. İngiltere Mısır'dan kolaylıkla istediği kadar asker ve malzeme sevkiyatını yapabiliyordu. İngiltere, Kıbrıs üslerini ve Mısır'ın gıda ve insan potansiyelini sonuna kadar Osmanlılara karşı kullandı. İngiltere, 1. Dünya Savaşı süresince Mısırlılardan oluşan 1 milyon 250 bin askeri cepheye sürmeyi başardı. Savaş sonrası İngiltere, Fransa ve Çarlık Rusya'sı, Sykes-Picot anlaşmasıyla Ortadoğu'yu bir doğum günü pastası gibi paylaştılar. Rusya, Ekim devrimiyle bu paylaşımın dışında kalınca İslam ülkeleri bu iki devlet tarafından pay edildi.
4. Aşama: Balfour Deklarasyonu (1917):
1.Dünya Savaşı devam ederken İngiltere ile Arapları temsil eden Şerif Hüseyin arasında pazarlıklar da devam ediyordu. İngiliz Dışişleri Bakanın Arthur James Balfour, aşağıdaki 3 satırlık mektubu Yahudilerin lideri Lionel Walter Rothschild'e gönderince Ortadoğu'nun kaderi çizilmiş oldu. Mr. Balfour mektubunda;
"Majestelerinin Hükümeti, Filistin'de Yahudi halkı için milli bir yurt kurulmasına olumlu gözle bakmaktadır ve bu amaca ulaşılmasına yardımcı olmak için elinden geldiğince çaba gösterecektir; Filistin'de hâlen mevcut Yahudi-olmayan halkların toplumsal ve dinî haklarına ya da Yahudilerin diğer ülkelerdeki hak veya politik statülerine zarar verecek hiçbir şeyin yapılmayacağı net bir şekilde anlaşılmalıdır."
Bu mektup Arapların İngiltere'den yedikleri ilk ama son olmayacak kazıkların sadece başlangıcıydı.
5. Aşama: İsrail'in Kurulması (1948):
2. Dünya Savaşı sonunda ABD'nin sınırsız destek verdiği İsrail kuruldu. Türkiye İsrail'i tanıyan ilk ülkelerden biri oldu.
6. Aşama: Oded Yinon Planı (1982):
İsrail kurulduktan sonra 4 defa Arap İttifakıyla onlarca cephede savaşlar verdi. İsrail'in bu savaşları sürdürmesi oldukça riskli olduğundan. 1982 yılında Yinon planı devreye girdi. Planın esası İsrail'in çevresinde taş üstünde taş, omuz üzerinde baş kalmaması esasına dayanır. Yinon planında Irak'ın Şii, Sünni ve Kürt devletleri olmak üzere üçe, Suriye'nin beşe, Mısır'dan Hristiyan bir Kıpti devleti çıkarma ve Sudan'ın ikiye bölünmesi gerektiği açıkça yazılmış olup geniş bir Türkiye analizi de yapılmıştır. Türkiye'nin etnik ve mezhepsel bölünme fay hatları açıkça vurgulanmıştır.
7. Aşama: Büyük Ortadoğu Projesi (2004):
2004 yılında ABD Dışişleri Bakanı Rice, 22 İslam ülkesinin sınırlarının değişeceğini açıkça ilan etti. BOP, bir anlamda Yinon planının hayata geçirilmesidir. BOP, Türkiye için hayırlı rüyalar görmez.
BOP'un tahakkuku için Şii-Sünni savaşı bir katalizör vazifesi yapmaktadır. Bu planın gerçekleşmesi için İslam âleminin Şii ve Sünni cephelere ayrılması gerekir. Aksi takdirde plan işlevselliğini kaybeder.
İşte tam bu noktada İslam âleminde bu fotoğrafın tamamını görüp bütüncül bir yol haritası ortaya koyan tek lider Prof. Dr. Haydar Baş oldu. Yüzyıllık bu yıkım sürecinde Müslüman liderler bilerek veya bilmeyerek yönetim anlayışlarıyla batının değirmenine su taşıdılar. Kimi liderler Sünnicilik kimisi de Şiicilik oynadı. Fakat hiçbiri Prof. Dr. Haydar Baş gibi ortaya çıkıp "Bütün mü'minler kardeştir. O halde kardeşlerinizin arasını bulun" ilahi emri gereği Şii ve Sünni'lerin aynı itikada sahip oldukları hakikatini seslendirmedi. Ehl-i Beyt külliyatının temel hedefi bu tevhidi sağlamaktır.
"Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'tir." sözü gönüllere kazınırsa İslam âleminin makûs talihi de değişir.
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024