Kağıt para sistemine geçildiği günden beri dünyada bir çok ülke parasından sıfır atmıştır. Bunu, kimi ülkeler bir kere, kimileri birden çok yapmıştır. Türkiye ise, Cumhuriyet tarihi boyunca bu yola hiç başvurmamıştır. Zaman zaman paradan sıfır atma projesi gündeme gelmiş, tartışılmış, sonra da rafa kaldırılmıştır. 59. Hükumet, bu projeyi yine gündeme taşıdı.
2005 yılında paradan 6 sıfır atmanın plan ve hazırlıklarını yaptıklarını ilan etti.
Gerçekten, dünyanın en çok sıfırlı parasına sahip olmak, Türk Lirası'nın da, Türkiye'nin de itibarını düşürüyor. Paradan sıfır atmanın bir maliyeti olsa da, bu işin getirisi götürüsünden çok olacağı için tercih edilebilir. Bazıları bu maliyeti bahane ederek "Euro'ya geçmeyi teklif ediyorlar. Bunlardan biri de TOBB Sanayi Odalar Konsey Başkanı Kemal Çolakoğlu'dur. Çolakoğlu diyor ki: "AB üyesi olmadan nasıl Gümrük Birliği'ne girdiysek, liradan sıfır atmadan da Eura'ya geçmenin yollarını aramalıyız. Bu sayede ülkemizi önce paradan sıfır atılmasından, daha sonra da Euro'ya geçmekten kaynaklacak masraftan kurtarmış oluruz".
Ülkemizde söz sahibi olanlar, paranın, bayrak gibi bağımsızlık sembolü olduğunu çoktan unutmuşlar. Aydınlı bir efe kadar paranın ne anlama geldiğini hala anlayamamışlar. 1830'lu yıllarda Atçalı Kel Mehmet lakaplı bir efe, Osmanlı Devleti'ne isyan bayrağını açmış ve Aydın vilayetinde "Vali-i Vilayet, Adem-i Vilayet, Adem-i Devlet, Atçalı Kel Mehmet" diyerek kendi adına para bastırmıştır. Şimdi şu söylenenlere şu karşılıksız sevdaya bakınız. Kendi kendimize gelin güveyi oluyoruz. AB üyesi olduğu halde İngiltere, İsveç, Danimarka Euro'ya geçmedi, AB muhipleri Türkiye'nin Euro'ya geçmesini istiyorlar. Acaba onlar mı, yoksa Euro'ya geçmeyen AB üyesi ülkelerin yöneticileri mi daha akıllı? İsveç ve Danimarka halkı Euro'yu referandumla redetti. İngiltere ise referanduma gitmeye bile cesaret edemedi.
Peki, Euro, diğer bir deyişle Avrupa Para Birliği, AB üyesi ülkelere ne fayda sağladı? İsterseniz, biraz da bunu irdeleyelim. Bilindiği gibi Almanya ekonomisi dünyadaki üç büyük ekonomiden üçüncüsü idi. Ya şimdi öyle mi? Hayır, Almanya'nın ekonomisi 5'inci sıraya düştü. Bunun en büyük sebebi, Almanya'ın Mark'ı terkedip, Euro'ya geçmesidir. Avrupa Birliği'ne üye olan ülkelerin ekonomik göstergelerine bakıldığında, üye olmayan İngiltere, İsveç ve Danimarka'nın göstergelerinden çok daha kötü olduğu görülür. Bu sebepten Avrupa'da ekonomistler, Avrupa Para Birliği'ni ciddi ciddi tartışıyorlar. Bir kısmı, bu uygulamayı ekonomi teorisine ters buluyor ve şöyle diyorlar: "AB'ye üye olmak başka, aynı para politikasını uygulamak başka şey. Çünkü bu ülkelerin eonomileri birbirine benzemiyor.
Benzemediği halde aynı para politikasını uygulamak ekonomik teorilerle çelişen bir şey. Almanya'nın, İtalya'nın, İrlanda'nın ekonomileri tıpa tıp aynı değil. Olmadığı için de aynı politika olumsuz sonuçlara yol açıyor."
İsveç'in dördüncü büyük gaztesinin başyazarı, Avrupa Para Birliği için şunları söylüyor: "Ayrı ekonomilere aynı para politikası tarihte hiç uygulanmamış bir olay. Milli devlet içinde yapılan şeyi 12 ülkede uygulamak ekonomik rasyonaliteye aykırı. Avrupa Para Birliği, aslında ekonomiden ziyade siyasal bir proje. Ortak parayla ortak devletin temeli atılmış olunuyor. Öyle olduğu da açıkça söyleniyor". Başyazar, sözlerine ayrıca şunları da ilave ediyor: "Euro, tamamen yönetici kadroların isteği üzerine geliştirilen bir elit projesi. Almanya'da referandum yapılmış olsaydı mutlaka "hayır" çıkardı. Referanduma gidilmemiş olması, siyasilerin halkın iradesinden korktuklarını gösterir". Başyazar, Avrupa Para Birliğinin geleceği için de şu öngörüde bulunuyor: "Almanya (devalüasyon yapıyorum) deyip Avrupa Para Birliği'nden ayrılabilir. Böylece birlik çöker. Ya da başka büyük bir ülke bunu yapar. Ya da oturup ortak olarak (euro, vergi ve sosyal politikaların da ortak olmasını zorunlu kılıyor) diyen onu da merkeze bağlar. Yani federal devlet yolunda önemli adımlar atılır."
Euro konusunda birçok Batılının görüşü böyle. Bir Batılılara, bir de Atatürk'ün resmi bulunan TL'yi tedavülden kaldırıp Euro'ya geçmek isteyen sonra da "Atatürk'ün izinedeyiz" diyenlerin haline bakınız. Bakınız da içine düştüğümüz hali ve çareyi düşününüz.
2005 yılında paradan 6 sıfır atmanın plan ve hazırlıklarını yaptıklarını ilan etti.
Gerçekten, dünyanın en çok sıfırlı parasına sahip olmak, Türk Lirası'nın da, Türkiye'nin de itibarını düşürüyor. Paradan sıfır atmanın bir maliyeti olsa da, bu işin getirisi götürüsünden çok olacağı için tercih edilebilir. Bazıları bu maliyeti bahane ederek "Euro'ya geçmeyi teklif ediyorlar. Bunlardan biri de TOBB Sanayi Odalar Konsey Başkanı Kemal Çolakoğlu'dur. Çolakoğlu diyor ki: "AB üyesi olmadan nasıl Gümrük Birliği'ne girdiysek, liradan sıfır atmadan da Eura'ya geçmenin yollarını aramalıyız. Bu sayede ülkemizi önce paradan sıfır atılmasından, daha sonra da Euro'ya geçmekten kaynaklacak masraftan kurtarmış oluruz".
Ülkemizde söz sahibi olanlar, paranın, bayrak gibi bağımsızlık sembolü olduğunu çoktan unutmuşlar. Aydınlı bir efe kadar paranın ne anlama geldiğini hala anlayamamışlar. 1830'lu yıllarda Atçalı Kel Mehmet lakaplı bir efe, Osmanlı Devleti'ne isyan bayrağını açmış ve Aydın vilayetinde "Vali-i Vilayet, Adem-i Vilayet, Adem-i Devlet, Atçalı Kel Mehmet" diyerek kendi adına para bastırmıştır. Şimdi şu söylenenlere şu karşılıksız sevdaya bakınız. Kendi kendimize gelin güveyi oluyoruz. AB üyesi olduğu halde İngiltere, İsveç, Danimarka Euro'ya geçmedi, AB muhipleri Türkiye'nin Euro'ya geçmesini istiyorlar. Acaba onlar mı, yoksa Euro'ya geçmeyen AB üyesi ülkelerin yöneticileri mi daha akıllı? İsveç ve Danimarka halkı Euro'yu referandumla redetti. İngiltere ise referanduma gitmeye bile cesaret edemedi.
Peki, Euro, diğer bir deyişle Avrupa Para Birliği, AB üyesi ülkelere ne fayda sağladı? İsterseniz, biraz da bunu irdeleyelim. Bilindiği gibi Almanya ekonomisi dünyadaki üç büyük ekonomiden üçüncüsü idi. Ya şimdi öyle mi? Hayır, Almanya'nın ekonomisi 5'inci sıraya düştü. Bunun en büyük sebebi, Almanya'ın Mark'ı terkedip, Euro'ya geçmesidir. Avrupa Birliği'ne üye olan ülkelerin ekonomik göstergelerine bakıldığında, üye olmayan İngiltere, İsveç ve Danimarka'nın göstergelerinden çok daha kötü olduğu görülür. Bu sebepten Avrupa'da ekonomistler, Avrupa Para Birliği'ni ciddi ciddi tartışıyorlar. Bir kısmı, bu uygulamayı ekonomi teorisine ters buluyor ve şöyle diyorlar: "AB'ye üye olmak başka, aynı para politikasını uygulamak başka şey. Çünkü bu ülkelerin eonomileri birbirine benzemiyor.
Benzemediği halde aynı para politikasını uygulamak ekonomik teorilerle çelişen bir şey. Almanya'nın, İtalya'nın, İrlanda'nın ekonomileri tıpa tıp aynı değil. Olmadığı için de aynı politika olumsuz sonuçlara yol açıyor."
İsveç'in dördüncü büyük gaztesinin başyazarı, Avrupa Para Birliği için şunları söylüyor: "Ayrı ekonomilere aynı para politikası tarihte hiç uygulanmamış bir olay. Milli devlet içinde yapılan şeyi 12 ülkede uygulamak ekonomik rasyonaliteye aykırı. Avrupa Para Birliği, aslında ekonomiden ziyade siyasal bir proje. Ortak parayla ortak devletin temeli atılmış olunuyor. Öyle olduğu da açıkça söyleniyor". Başyazar, sözlerine ayrıca şunları da ilave ediyor: "Euro, tamamen yönetici kadroların isteği üzerine geliştirilen bir elit projesi. Almanya'da referandum yapılmış olsaydı mutlaka "hayır" çıkardı. Referanduma gidilmemiş olması, siyasilerin halkın iradesinden korktuklarını gösterir". Başyazar, Avrupa Para Birliğinin geleceği için de şu öngörüde bulunuyor: "Almanya (devalüasyon yapıyorum) deyip Avrupa Para Birliği'nden ayrılabilir. Böylece birlik çöker. Ya da başka büyük bir ülke bunu yapar. Ya da oturup ortak olarak (euro, vergi ve sosyal politikaların da ortak olmasını zorunlu kılıyor) diyen onu da merkeze bağlar. Yani federal devlet yolunda önemli adımlar atılır."
Euro konusunda birçok Batılının görüşü böyle. Bir Batılılara, bir de Atatürk'ün resmi bulunan TL'yi tedavülden kaldırıp Euro'ya geçmek isteyen sonra da "Atatürk'ün izinedeyiz" diyenlerin haline bakınız. Bakınız da içine düştüğümüz hali ve çareyi düşününüz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018