Şu andaki Papa ve seçimin özeti
1978 yılında Papa olan Polonyalı Papa II Jean Paul, Papalığın 455 yıllık tarihinde, İtalyan olmayan ve Papa olan ilk Polonyalıdır! Onun kendi adı ise: Karol Wogjtija'dır. Onun seçilmesinde gerek doğu Bloku hareketleri, gerekse ABD'nin rolü olmuştur.
Şimdiki Papa'nın ömrü ne kadar uzun olabilir onu ancak Allah bilir. Ama tıbben çok uzun olmayacağı da bilinmekteydi.. Ondan sonraki durumu ancak Allah ve Vatikan bilir. Acaba yerine gelecek olan papa seçilirken, şu ana kadar uygulanan sistemler aynen devam edecek mi?
Şu anda İtalyan Papa seçilmesi yanında çok ulusluluk akımı da etkin görülmektedir. Bu da yeni papanın dünyanın her yerinden olması düşüncesini akla getirmektedir. Papa bilmem kaçıncı defa olarak solunum yetmezliği sebebiyle hastaneye yatırıldı. Ama bu sefer Sepsis ve Üriner enfeksiyon da bunun üzerine geldi. Şimdi hem solunum yetmezliği, hem konuşma zorluğu hatta derin komadan bahsedilmektedir. Belki de vefatını yavaş yavaş, alıştıra alıştıra bildireceklerdir.
Öte taraftan seçilecek olan papanın yaşının da 80 yaşın altında olması gerekliliği üzerinde durulmaktadır. Papanın genlikle kardinaller arasında seçilmesi gelenek halindedir. Şimdi de yaklaşık olarak 117 kardinalin arasından seçilmesi gerekmektedir. Genç olanların burada daha çok şansları vardır. Onun yanında politik ve sosyal ile dini etkenler ön planda gelmektedir. Afrika ve Asya ülkeleri bu durumu herhalde heyecanla beklemektedir. Polonya'dan Papa seçilebildiğine göre kendi aralarından da peki ala yeni bir papa seçilebilir düşüncesi büyük bir ihtimalle kafalarında mevcuttur.
Acaba kimler aday olacaktır?
Öte yandan Afrika'da Müslümanlık kendiliğinden hızla yayılmaktadır. Kaldı ki Hıristiyanlık buna karşı tedbirlerini almaya ve dinlerini genişletmeye çalışmaktadır. Afrika'daki Katolik kilisesinin başındaki kardinal Fransız Arinze'nin de papalık adayları arasında isminin geçtiği bilinmektedir.
Şu anda Hıristiyan alemini meşgul eden iki büyük konu vardır. Bunlar:
1 - Papanın ölümü,
2 - Papanın ölümünden sonra nereden ve hangi ülkeden yeni papa seçileceği.
Hıristiyan dünyasında dini liderler mevcuttur. Mesela Katolik Dünyasının Papası,
Ortodoks Hıristiyanlarının ise patrikleri mevcuttur.
Papanın Merkezi İtalya'da Vatikan'da bulunmaktadır. Tüm Katolik Dünyası bu merkezden idare edilmektedir. Bu merkezde gelişen kararlar tüm Hıristiyan dünyasına yayılmakta ve uygulanmaktadır. Kısacası Katoliklerin kalbi Vatikan'da atmaktadır.
Diğer taraftan Ortodoks dünyasının merkezi ise İstanbul'daki Fatih Fener'de bulunan merkezdedir. Bu merkez yüzyıllarca aynı yerde bulunmaktadır.
Bizans'taki yeri aynı Osmanlı'da da hiç değinmeden devam etmiş hatta şimdi de Cumhuriyet laik Türkiyesinde aynı yerde çalışmalarına devam etmektedir.
Bildiğim kadarıyla değişen tek husus ise bir kapının devamlı olarak kapalı olması ve hiç açılmamasıdır. Bu kapının kapanması ise Osmanlı devrinde uygulanan bir idam cezasının adeta protestosu olduğu bildirilmektedir. Kısacası bu kapalı kapı, Osmanlı idaresine ve yapılan idama karşı bir nevi Kin kapısı şeklinde kabul edilmektedir...
1978 yılında Papa olan Polonyalı Papa II Jean Paul, Papalığın 455 yıllık tarihinde, İtalyan olmayan ve Papa olan ilk Polonyalıdır! Onun kendi adı ise: Karol Wogjtija'dır. Onun seçilmesinde gerek doğu Bloku hareketleri, gerekse ABD'nin rolü olmuştur.
Şimdiki Papa'nın ömrü ne kadar uzun olabilir onu ancak Allah bilir. Ama tıbben çok uzun olmayacağı da bilinmekteydi.. Ondan sonraki durumu ancak Allah ve Vatikan bilir. Acaba yerine gelecek olan papa seçilirken, şu ana kadar uygulanan sistemler aynen devam edecek mi?
Şu anda İtalyan Papa seçilmesi yanında çok ulusluluk akımı da etkin görülmektedir. Bu da yeni papanın dünyanın her yerinden olması düşüncesini akla getirmektedir. Papa bilmem kaçıncı defa olarak solunum yetmezliği sebebiyle hastaneye yatırıldı. Ama bu sefer Sepsis ve Üriner enfeksiyon da bunun üzerine geldi. Şimdi hem solunum yetmezliği, hem konuşma zorluğu hatta derin komadan bahsedilmektedir. Belki de vefatını yavaş yavaş, alıştıra alıştıra bildireceklerdir.
Öte taraftan seçilecek olan papanın yaşının da 80 yaşın altında olması gerekliliği üzerinde durulmaktadır. Papanın genlikle kardinaller arasında seçilmesi gelenek halindedir. Şimdi de yaklaşık olarak 117 kardinalin arasından seçilmesi gerekmektedir. Genç olanların burada daha çok şansları vardır. Onun yanında politik ve sosyal ile dini etkenler ön planda gelmektedir. Afrika ve Asya ülkeleri bu durumu herhalde heyecanla beklemektedir. Polonya'dan Papa seçilebildiğine göre kendi aralarından da peki ala yeni bir papa seçilebilir düşüncesi büyük bir ihtimalle kafalarında mevcuttur.
Acaba kimler aday olacaktır?
Öte yandan Afrika'da Müslümanlık kendiliğinden hızla yayılmaktadır. Kaldı ki Hıristiyanlık buna karşı tedbirlerini almaya ve dinlerini genişletmeye çalışmaktadır. Afrika'daki Katolik kilisesinin başındaki kardinal Fransız Arinze'nin de papalık adayları arasında isminin geçtiği bilinmektedir.
Şu anda Hıristiyan alemini meşgul eden iki büyük konu vardır. Bunlar:
1 - Papanın ölümü,
2 - Papanın ölümünden sonra nereden ve hangi ülkeden yeni papa seçileceği.
Hıristiyan dünyasında dini liderler mevcuttur. Mesela Katolik Dünyasının Papası,
Ortodoks Hıristiyanlarının ise patrikleri mevcuttur.
Papanın Merkezi İtalya'da Vatikan'da bulunmaktadır. Tüm Katolik Dünyası bu merkezden idare edilmektedir. Bu merkezde gelişen kararlar tüm Hıristiyan dünyasına yayılmakta ve uygulanmaktadır. Kısacası Katoliklerin kalbi Vatikan'da atmaktadır.
Diğer taraftan Ortodoks dünyasının merkezi ise İstanbul'daki Fatih Fener'de bulunan merkezdedir. Bu merkez yüzyıllarca aynı yerde bulunmaktadır.
Bizans'taki yeri aynı Osmanlı'da da hiç değinmeden devam etmiş hatta şimdi de Cumhuriyet laik Türkiyesinde aynı yerde çalışmalarına devam etmektedir.
Bildiğim kadarıyla değişen tek husus ise bir kapının devamlı olarak kapalı olması ve hiç açılmamasıdır. Bu kapının kapanması ise Osmanlı devrinde uygulanan bir idam cezasının adeta protestosu olduğu bildirilmektedir. Kısacası bu kapalı kapı, Osmanlı idaresine ve yapılan idama karşı bir nevi Kin kapısı şeklinde kabul edilmektedir...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006