Üç aydan beri Sayın Başbakanda izlediğimiz feveran, en üst perdeden naralar, konuşurken ağzından adeta kıvılcımların saçılması vaziyeti, bir kaçışın, bir suçlardan kurtulma gayretlerinin, "ben yapmadım onlar yaptı" dedirtmenin çırpınışlarından başka bir şey değil.On bir yılda ekilenlerin üç ayda biçilip yok edilebileceğini düşünüyor ki bazen mesaisini geceyarılarına kadar uzatıyor.En son beyanları da iyice perçinledi ki, on bir yıldan beri içtikleri su ayrı gitmemiş, cemaat ne istemişse fazlası ile vermiş, ne demişse birkaç fazlası ile yapmış, önüne hangi türden evrak getirmişlerse hiç düşünmeden imzalamış.Yani, orduya kumpas kurulmasında ortaklar, modern teknolojiyi kullanarak masum insanlara iftira üretiminde ortaklar, dalgalar halinde insanların içeri alınmalarında, daha ifadeleri alınmadan kamuoyu önünde linç edilmeleri hususunda beraberler?Yani, ülkenin kaynaklarının sudan bahanelerle el değiştirmesinde, maden ruhsatlarının ecnebi şirketlerin eline geçmesinde, küresel tefecilerin ülke kaynakları üzerinden köşeyi dönmelerinde, sürekli beraberler, bir yıkamış diğeri yağlamış, biri paketlemiş diğeri naklettirmiş.Bizim hacı-hoca takımı bizim dediklerimizden pek bir şey anlamıyorlar, bir de şu iktibasa bir göz atsınlar:"AKP'nin programı bile ABD 'den bir lobi şirketi üzerinden gönderilmiştir ve bu parti, yönetim kadrosu olarak Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk davalarının savcılığını üstlenmek suretiyle Türk Silahlı Kuvvetleri 'ne ve milli güçlere karşı uydurma delillerle operasyon üzerine operasyon yaptırmış; hesap günü yaklaşırken de bütün sorumluluğu, emniyet ve yargıya ortak ettiği cemaatin üzerine yıkarak, kendisini kurtarmaya çalışmaktadır. Bu davaların, Türk Silahlı Kuvvetleri ile birlikte Türkiye 'ye kurulmuş büyük komplolar olduğunu, "kumpas" tabiriyle açıklamalarının sebebi de paçayı kurtarma çabasından başka bir şey değildir. Kumpasın uygulanmasına 5 Kasım 2007'de Beyaz Saray'da Tayyip Erdoğan-Bush görüşmesinde karar verildiğini de herkes biliyor!Diğer taraftan AKP'nin gerçekte kimler için çalıştığını, aklı olanlar görüyor ve anlıyor. Fener Rum Patriği Bartholomeos'un sözcüsü Dositheos Anagnostopulos, 2009 yılı Aralık ayında Alman Süddeutsche Zeitung gazetesinde yazan Kai Strittmatter 'e yaptığı açıklamada "Hristiyanlar için böylesine girişimde bulunan bir Başbakan görmedim" diyordu. Alman yazar "Peki Erdoğan ne yapıyor?" diye sorduktan sonra devam ediyordu: "Geçen yaz adalarda bir Ortodoks manastırını ziyaret ederek Patriğe yardım sözü verdi ve Hristiyanların Türkiye'den kovulmalarının 'faşistçe' bir uygulama olduğunu söyledi. Türkiye'deki üniversitelerde Kürt filolojisi fakülteleri var ve Kürt köylerine Kürtçe isimleri iade ediliyor, ancak Erdoğan daha da ileri gitti ve 1937 yılında ordu tarafından Dersim'deki Alevilere karşı yapılan katliamı bir suç olarak nitelendirdi."(Arslan Bulut, Yeni Çağ, 25.03.14)On bir yılda el ele, kol kola devletin ve milletin bağrına ekilen ayrık otlar, üç ay boyunca bağırmakla temizlenir mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025