Osmanlı hükümdarlarından II. Murat ile ilgili bir hikaye anlatılır. Hikayede padişah, 1451'de devlet erkanı ile bir yere giderken köprüden geçmekteyken karşı taraftan elbiseleri eski püskü birisi gelmektedir. Köprünün ortasına gelindiğinde, köprüde durup Padişah'ın atının eğerinden tutar. Padişah'a bakar ve derki; "ölüm var ölüm." Padişah bu sözden çok etkilenir ve o akşam ölür.II. Murat tam 30 yıl hükümdarlık yaptı. Döneminin en güçlü insanlarından biri idi. Ona ölüm hatırlatıldı ve öldü. Osmanlı'da en uzun süre tahtta kalan Kanuni Sultan Süleyman 46 yıl hükümdarlık yaptı. Kanuninin vefat ettiğinde yerine getirilmesini istediği bir vasiyeti vardı. Bu vasiyet, şahsına ait özel küçük bir sandığın, kendisi defnedilirken mezarda yanına konmasıydı. Zigetvar seferinde ölen padişahın cenazesi İstanbul'a getirildi. Cenazesinde bütün devlet erkanı hazırdı. "Alevilerin malı da, canı da, namusu da helaldir" diye fetva veren dönemin Şeyhülislamı Ebussuud'a, Sultan Süleyman'ın böyle bir vasiyeti bulunduğu söylendi. Ebussuud, "Zinhar böyle bir vasiyeti yerine getirmeyiniz, dini mübine yani İslam'a uymaz" dedi.Tartışmalar sonrası nihayet vasiyetin yerine getirilmemesi kararlaştırıldı. Küçük sandık mezara konulmadı ama içinde ne vardı? Herkesi bunun merakı sarmıştı. Bu vasiyet yerine getirilmediğine göre sandık açılmalıydı. Nitekim öyle yapıldı. Sandığın içi, Kanuni'nin yapacağı işlerin, vereceği kararların dine uygun olup olmadığı hakkında Şeyhülislamdan aldığı fetvalarla dolu idi. Bunun üzerine Ebussuud, "Hey büyük sultan, sen Allah katında kendini temize çıkardın, mesuliyeti bize yıktın. Biz nasıl bunun altından kalkacağız bakalım" diye ağladı. 46 yıllık hükümdar olan Kanuni'nin vasiyeti bile yerine getirilmedi.Tarih bu tip örneklerle dolu. İster çoban olun, ister öğretmen olun, ister milletvekili, bakan, genelkurmay başkanı olun, ister başbakan olun, ister cumhurbaşkanı olun... İster tek oda bir eviniz olsun, ister odasının sayısını bile bilmediğiniz saraylarınız olsun. İster 1 TL'lik bardaktan su için, ister 1000 TL'lik bardaktan su için. İster sıradan bir tuvalete gidin, ister 10 bin TL'lik tuvalete gidin. İster fakir biri olun, ister zengin biri. Kısaca ölüm meleği geldiğinde sizin, makamınıza, mevkiinize, itibarınıza, zengin, fakir olmanıza bakmayacak. Emaneti sizden geri olacak. Herkes tahta tabuta girecek ve 2 metrekarelik mezara gömülecek. Üzerinize toprak atılırken sorgu melekleri geldiğinde, sayın cumhurbaşkanım, sayın başbakanım veya ey yazar diye hitap etmeyecek. Orda herkes eşit, herkese aynı muamele yapılacak, aynı sorular sorulacak. Zerre kadar iyilik işlemişseniz orda karşınıza çıkacak, zerre kadar kötülük işlemişseniz onun da karşılığını göreceksiniz.Hepimiz bu manzarayı yaşayacağımıza göre şimdiden oturalım ve kendimizi hesaba çekelim. Hangi safta olduğumuzu düşünelim? Haram yedik mi, yetimin hakkını yedik mi, yolsuzluk yaptık mı, mazlumu ezdik mi veya bu ve benzeri haram olan fiilleri alkışladık mı? Soruları çoğaltabiliriz. Gerçek olan ise herkes ne yaptığını çok iyi bilmekte. O halde kendimizi hesaba çekelim. Çünkü ölüm var ölüm?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Tahsin Aydın / diğer yazıları
- Devlet ve Hüseyin Baş / 26.09.2022
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019