Sehl İbn-i Sa'd-i Saidi (ra)'den rivayete göre, Resulüllah (sa) Hayber harbinde müşrik Yahudilerle karşılaşıp savaş yapmışlardır. Savaş sona erince Resulüllah askerî karargahına, öbürleri de askerî merkezlerine dönmüşlerdi. Fakat Resulüllah'ın (as) Ashabı içinde Kuzman adında bir kişi vardı ki, o düşman ordusundan ayrı düşen, yahut orduya iltihak etmemiş bulunan (kıyıda bucakta bulduğu) Yahudilerin peşini bırakmayıp amansız takip ediyor ve onu vuruyordu. (Bu adamın cengaverliği Resulüllah (as)'a arzolunup)
-Ey Allah'ın resulü! Bizden hiçbir kişi filanın gösterdiği kahramanlık derecesinde kifayet gösteremedi" denildi.
Bunun üzerine Allah'ın resulü:
-"Fakat o cehennemliktir" buyurdu.
(Ashap Peygamber (as)'ın bu haberini zihinlerinde büyüttüler. Hatta) ashaptan bir kişi (Huzaî Eksüm):
-"Öyle ise ben onu takip eder, gözlerim" dedi.
Ravi İbni Sa'd der ki:
Huzai bu Kuzman'la beraber harp sahasına çıktı; o, harp safının neresinde durduysa o da orada durdu. Ve o, harpte ne kadar çeviklik gösterdiyse Huzaî de onunla beraber gösterdi.
Nihayet Kuzman ağır bir şeklide yaralandı. Yaranın verdiği acıya dayanamayarak kılıcını dikti ve göğsünün ortasına saplayarak intihar etti.
Huzaî Eksüm Resulüllah (as)'a vardı ve:
-"Ey Allah'ın resulü, şahadet ederim ki, sen şüphesiz Allah'ın peygamberisin!" Dedi.
Resulüllah:
-Sana ne oldu? (bu şahadetinin sebebi nedir?) diye sordu.
Huzaî:
-"Ey Allah'ın resulü: Az önce şu cehennemliklerden olduğunu haber verdiğin kişi (Kuzman) yok mu? Hakikaten o cehennemliklerdendir" dedi. Ve olayı anlattı:
-Ey Allah'ın resulü! Kuzman'ın cehennemliklerden olduğuna dair haberinizi insanların gereğinden fazla büyütmesi üzerine ben; Bu adamı takip etmeye karar verdim. Ve ardından çıkıp onun her hareketini inceledim. Nihayet bu adam ağır bir şekilde yaralandı ve ölümü kastederek kılıcının demir kısmını yere, ucunu da göğsünün ortasına koydu. Sonra kılıcının üstüne yüklendi. Böylece de canına kıydı.
Bunun üzerine Allah'ın resulü:
-İnsanlar arasında öyleleri vardır ki, insanların görünüşüne göre cennet ehline yakışır hayırlı işler yaparlar. Halbuki o cehennemliklerdendir. Yine insanlardan öyleleri vardır ki, görünüşte cehennemlilere ait kötü işler yaparlar. Halbuki onlar cennetliklerdendir! Buyurdu.
Yukarıdaki hadisin Ebu Hureyre'den gelen rivayetinde Nebi (as) şöyle buyurdu:
-Kalk ey Bilal, insanlara ilan et ki: Cennete ancak mümin olanlar girer. Muhakkak ki dilerse Allah, bu İslam dinini facir bir kişiyle destekler ve kuvvetlendirir.
(Sahih Buhar-i Muhtasarı, c. 10, s. 266-67-68)
Yapılan hizmetlerin ve diğer faaliyetlerin, bizim bazı şeyleri görmemize, sağlıklı bir şekilde tahlil etmemize mani olmamalı.
Burada her hangi bir kişiyi veya hizmeti eleştirmek değildir muradım.
Ama dinimiz açısından, akaidimiz yönünden sakıncalı, ya da tamamen zıt hareketleri tasvip etmemiz mümkün değildir.
Dinî ve millî bütünlüğümüzü tehdit pahasına da olsa, "hizmet" yapılıyor diye susmamız, ileride telafisi mümkün olmayan tahirabatlara sebep olacak girişimlere seyirci kalmamız asla doğru değildir.
Bizim demek istediğimiz buydu.
Biz yanlış yapıyorsunuz dediğimiz zaman bizim bu sesimize kulak verilseydi, en azından memleketin her yanı bu kadar ve bervasızca misyonerlerin cirit attığı yer olmayacaktı.
İş hanlarının altları kilise dolmayacaktı.
"Her gün en az bir kızımız Hıristiyan olmayacaktı".
Bu son söz söylendiği zamandı bu sayı.
Şimdi bu rakam daha fazladır.
Ders alan için
Aşağıdaki ayetleri eğer sayın Gülen ve benzerleri gibi, tarihsel, yani bugünü değil, sadece ayetlerin indiği dönemi bağlar şeklinde yorumlamazsanız, bir zahmet günümüz olaylarını da düşünerek okuyun.
"Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri durmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır. Kalplerinde sakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür. Eğer düşünüp anlıyorsanız, âyetlerimizi size açıklamış bulunuyoruz.
İşte siz öyle kimselersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları seversiniz. Siz, bütün kitaplara inanırsınız; onlar ise, sizinle karşılaştıklarında "İnandık" derler; kendi başlarına kaldıklarında da, size olan kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki: Kininizden (kahrolup) ölün (geberin)! Şüphesiz Allah kalplerin içindekini hakkıyla bilmektedir."
"Size bir iyilik dokunsa, bu onları tasalandırır; başınıza bir musibet gelse, buna da sevinirler. Eğer sabreder ve korunursanız, onların hilesi size hiçbir zarar vermez. Şüphesiz Allah, onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır." (Al-i İmran, 3/118-120)
-Ey Allah'ın resulü! Bizden hiçbir kişi filanın gösterdiği kahramanlık derecesinde kifayet gösteremedi" denildi.
Bunun üzerine Allah'ın resulü:
-"Fakat o cehennemliktir" buyurdu.
(Ashap Peygamber (as)'ın bu haberini zihinlerinde büyüttüler. Hatta) ashaptan bir kişi (Huzaî Eksüm):
-"Öyle ise ben onu takip eder, gözlerim" dedi.
Ravi İbni Sa'd der ki:
Huzai bu Kuzman'la beraber harp sahasına çıktı; o, harp safının neresinde durduysa o da orada durdu. Ve o, harpte ne kadar çeviklik gösterdiyse Huzaî de onunla beraber gösterdi.
Nihayet Kuzman ağır bir şeklide yaralandı. Yaranın verdiği acıya dayanamayarak kılıcını dikti ve göğsünün ortasına saplayarak intihar etti.
Huzaî Eksüm Resulüllah (as)'a vardı ve:
-"Ey Allah'ın resulü, şahadet ederim ki, sen şüphesiz Allah'ın peygamberisin!" Dedi.
Resulüllah:
-Sana ne oldu? (bu şahadetinin sebebi nedir?) diye sordu.
Huzaî:
-"Ey Allah'ın resulü: Az önce şu cehennemliklerden olduğunu haber verdiğin kişi (Kuzman) yok mu? Hakikaten o cehennemliklerdendir" dedi. Ve olayı anlattı:
-Ey Allah'ın resulü! Kuzman'ın cehennemliklerden olduğuna dair haberinizi insanların gereğinden fazla büyütmesi üzerine ben; Bu adamı takip etmeye karar verdim. Ve ardından çıkıp onun her hareketini inceledim. Nihayet bu adam ağır bir şekilde yaralandı ve ölümü kastederek kılıcının demir kısmını yere, ucunu da göğsünün ortasına koydu. Sonra kılıcının üstüne yüklendi. Böylece de canına kıydı.
Bunun üzerine Allah'ın resulü:
-İnsanlar arasında öyleleri vardır ki, insanların görünüşüne göre cennet ehline yakışır hayırlı işler yaparlar. Halbuki o cehennemliklerdendir. Yine insanlardan öyleleri vardır ki, görünüşte cehennemlilere ait kötü işler yaparlar. Halbuki onlar cennetliklerdendir! Buyurdu.
Yukarıdaki hadisin Ebu Hureyre'den gelen rivayetinde Nebi (as) şöyle buyurdu:
-Kalk ey Bilal, insanlara ilan et ki: Cennete ancak mümin olanlar girer. Muhakkak ki dilerse Allah, bu İslam dinini facir bir kişiyle destekler ve kuvvetlendirir.
(Sahih Buhar-i Muhtasarı, c. 10, s. 266-67-68)
Yapılan hizmetlerin ve diğer faaliyetlerin, bizim bazı şeyleri görmemize, sağlıklı bir şekilde tahlil etmemize mani olmamalı.
Burada her hangi bir kişiyi veya hizmeti eleştirmek değildir muradım.
Ama dinimiz açısından, akaidimiz yönünden sakıncalı, ya da tamamen zıt hareketleri tasvip etmemiz mümkün değildir.
Dinî ve millî bütünlüğümüzü tehdit pahasına da olsa, "hizmet" yapılıyor diye susmamız, ileride telafisi mümkün olmayan tahirabatlara sebep olacak girişimlere seyirci kalmamız asla doğru değildir.
Bizim demek istediğimiz buydu.
Biz yanlış yapıyorsunuz dediğimiz zaman bizim bu sesimize kulak verilseydi, en azından memleketin her yanı bu kadar ve bervasızca misyonerlerin cirit attığı yer olmayacaktı.
İş hanlarının altları kilise dolmayacaktı.
"Her gün en az bir kızımız Hıristiyan olmayacaktı".
Bu son söz söylendiği zamandı bu sayı.
Şimdi bu rakam daha fazladır.
Ders alan için
Aşağıdaki ayetleri eğer sayın Gülen ve benzerleri gibi, tarihsel, yani bugünü değil, sadece ayetlerin indiği dönemi bağlar şeklinde yorumlamazsanız, bir zahmet günümüz olaylarını da düşünerek okuyun.
"Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri durmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır. Kalplerinde sakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür. Eğer düşünüp anlıyorsanız, âyetlerimizi size açıklamış bulunuyoruz.
İşte siz öyle kimselersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları seversiniz. Siz, bütün kitaplara inanırsınız; onlar ise, sizinle karşılaştıklarında "İnandık" derler; kendi başlarına kaldıklarında da, size olan kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki: Kininizden (kahrolup) ölün (geberin)! Şüphesiz Allah kalplerin içindekini hakkıyla bilmektedir."
"Size bir iyilik dokunsa, bu onları tasalandırır; başınıza bir musibet gelse, buna da sevinirler. Eğer sabreder ve korunursanız, onların hilesi size hiçbir zarar vermez. Şüphesiz Allah, onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır." (Al-i İmran, 3/118-120)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024