Almanya'da bu hafta gündem, NSU davasında müdahil avukat olan Seda Başay Yıldız'a yapılan ırkçı ve tehdit içerikli faks gönderilmesi ve bu konuda yakalanan 5 Alman polisiydi.
Peki, NSU davası nedir?
İkinci Dünya Savaşı sonunda Adolf Hitler intihar eder. (Gerçi gizlice kaçtığı da söylenir). Etrafındaki komutanlar tutuklanır. Fakat çok sayıda subay affedilir, hatta vazifelerine devam ederler. (Bizdeki seksenli ve doksanlı yıllarda askeriyede bilinip göz yumulan Feto üyelerini hatırlattı!)
Hitler'in vazifelerine devam eden subayları birbirleriyle irtibatlarını hiç koparmıyorlar. Gizli örgütleşip devlet kademesinde her alana sızıyorlar.
2011 senesinde Almanya'nın Thüringen eyaletinde bir banka soygunu gerçekleşir. Polis hırsızların peşine düşer ve her iki soyguncuyu da (Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt) bir karavanda kıstırır. Yakalanacağını anlayan her iki soyguncu da oracıkta intihar eder. Bu soygunu ilginç hale getirense, karavanda bulunan çok sayıda silah ve mühimmattır.
Aynı gün Zwickau şehrinde bir ev kundaklanır. Polis bu defa çok dikkatlidir. Kundakçı kadın Beate Zschäpe sağ olarak yakalanır. Evinde yapılan aramada sekizi Türk ve biri Yunan vatandaşı olan dokuz kişinin katledilmesine yol açan saldırının (2000-2006 yılları arasında) tüm silahları çıkar ortaya. Araştırma derinleştikçe Thüringen'de yakalanıp intihar eden iki Uwe ve bu Beate'nin silahlı, yabancı düşmanı NSU (Nasyonel Sosyalist Yeraltı Örgütü) üyeleri olduğu anlaşılır.
Beate Z. Tutuklu ama bugüne kadar hiç konuşmadı. Her mahkemeye gelişinde ukala ve çok rahat tavırlarıyla birilerine mesaj verirken bizleri de çıldırttı adeta.
Bu zaman zarfında dosya imhaları, üst üste yapılan hatalar, şüpheli ölen tanıklar, tesadüfen olay yerinde olan ama hiçbir şeye tanık olmayan istihbarat görevlileri dikkate alındığında burada bir derin devlet şüphesi oluşuyor.
2000-2006 yılları arasında katledilen vatandaşlarımızı buradaki medya kamuoyuna "Dönerci Cinayeti" diye haber yaptı. Bu çok iğrenç bir tavırdı aslında. Zira, dönerci cinayeti derken hem vatandaşlarımızı mesleki yönden küçümsedi ve hem de araya kan davası şüphesi diye yazarak Türklerin birbirlerini öldürmüş olabileceklerini ima etti.
Aradan geçen bunca senede, başta Almanya Şansölyesi Bayan Merkel olmak üzere, hükümetin her kanadından bu örgütün aydınlığa kavuşturulacağı sözü verilmesine rağmen bir ilerleme kaydedilmemesi kafaları karıştırıyor tabi.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Hitler'in affedilen subayları hangi yapılanmaya gittiler? Bugüne kadar nasıl gizlenebildiler? Oluşturdukları bu örgüt nerelere kadar uzanıyor? Medyada, politikada, askeriyede, polis ve istihbarat teşkilatlarında oldukları biliniyorsa niye üzerlerine gidilemiyor?
Almanya kirli geçmişinden kurtulmak istiyorsa, bir an evvel içerisindeki derin devletten kurtulmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bülent Yıldırım / diğer yazıları
- 2018’e elveda 2019’a merhaba / 30.12.2018
- NSU cinayetleri / 27.12.2018
- Almanlar / 22.12.2018
- Stockholm sendromu / 18.12.2018
- Almanya mektubu / 05.12.2018
- Güle güle gadanalım / 26.11.2018
- NSU cinayetleri / 27.12.2018
- Almanlar / 22.12.2018
- Stockholm sendromu / 18.12.2018
- Almanya mektubu / 05.12.2018
- Güle güle gadanalım / 26.11.2018