Hiç şüphesiz dünya bir nöbet mahalli biz de bize tayin edilen bu zaman diliminde nöbetteyiz.
Nöbet yerinde duruşumuzdan, her çeşit tutum ve davranışımızdan, nöbet mahalli olan dünyanın söz konusu köşesinden, bu köşenin imarından ve mıntıka temizliğine kadar, bizden sonrakilere nasıl bırakacağımıza kadar her durumdan sorumluyuz.
Bizden sonrakilere nöbet mahallini nasıl ve ne şekilde teslim edeceğimizin derdi ile dertlenmeliyiz.
Hayatın her hangi bir alanında, imar konusunda, ilim konusunda ve icad konusunda sağlam temeller atmalıyız ki bizden sonrakiler o temeller üzerinde devam etsinler, yeniden temel atmak için vakit kaybetmesinler.
Bizden önceki nesillerin, ecdadımızın eksik bıraktıkları nasıl bizi yoruyorsa, yaptıkları yanlışlar bugün nasıl yolumuza kocaman çukur olarak çıkıyorsa, zaman zaman uçuruma dönüşüp bizleri ürpertiyorsa bizim yapacağımız yanlışlar da bizden sonraki nesilleri yoracak ve elbette ardımızdan hayır dua etmeyecekler.
Nöbetteyiz, lütfen nöbetimize dikkat edelim, nöbet mahalline, vatan sathına yadları uğratmayalım, Akif dedemizin; "Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı" şeklindeki ikazını kulağımıza küpe yapalım.
"Sonra onların arkasından sizi Arzda halifeler yaptık ki bakalım: nasıl ameller işleyeceksiniz?" (Yunus: 14).
Demek ki nöbet mahallinde sıkı bir gözetim ve denetim altındayız.
Ne yaptığımız, nasıl yaptığımız, ne ürettiğimiz ve ne tükettiğimiz, Yüce Yaratıcının nimetlerinin ve ikramlarının kullarına ulaştırılmasında "Allah'ın kolu" olup olmadığımız hep gözetleniyor, hep not ediliyor, sürekli kayıt tutuluyor.
Dikkat! Nöbetteyiz.
Doğduk ölene kadar, nefes almaya başladık son nefese kadar bize nöbeti yazanın, nöbet mahallini ve zamanını tayin edenin gözetimi ve denetimi altındayız.
Üstelik bizden sonra nöbeti devralacak olan çocuklarımıza ve torunlarımıza karşı da bir dizi sorumluluklarımız var.
"And olsun ki insanı Biz yarattık; nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz; Biz ona şah damarından daha yakınız.
Sağında ve solunda, onunla beraber oturan iki alıcı melek, yanında hazır birer gözcü olarak söylediği her sözü zaptederler." (Kaf: 16-18).
- Malum parti gruplarının oylarıyla reddedildi / 26.11.2024
- Yılından ne anladık ki gününden ne anlayalım? / 24.11.2024
- Duyurun her yana bu feryadımı / 23.11.2024
- Enflasyona ezdirilmeyenlerden misiniz? / 22.11.2024
- Kâr muhafızlarının iktidarı / 21.11.2024
- Kimsesizler çığ gibi… / 20.11.2024
- Söyleyecek sözü mü kaldı? / 19.11.2024
- 21. asrın ilk çeyreğini böyle bitiriyoruz / 16.11.2024
- Riyad’da sergilenen riyakârlık / 15.11.2024