Çağdaşlık ve modern toplum gibi kavramlarla milli kimlik kaybı ve kültürel yozlaşma sürecine tabi tutulan milletimiz, artık neredeyse ismini bile inkar edecek pozisyona geldi.
Sokaklara, tabelalara, afişlere, alışveriş merkezlerine, statlara, konferans solanlarına bakın!
Kimse gocunmasın ama sormak zorundayım, ne denmek "arenapark" Türkçe bir karşılığı yok mu? veya metropoort, armonipark, medicana, mall of, medicalpark, cafe, kompleks, bilmem ne form, city vs. ne demek? Bizim kültürümüzde bu tip yerlere, mekânlara verilecek bir isim yok mu?
İnsanlara bakıyorsun! Kılık kıyafeti çoktan kaybettik, dil de gitmiş: Ne haber, kanka, selaaam, çüzzz… Çok yazık oldu.
Sanatçı diye ekranlara çıkanlara bakıyorsun! Öyle bir giyim-kuşam ve konuşma sergiliyorlar, özel hayatlarını sırf gündem olabilmek için ortaya koyuyorlar ki, Emanuella bunların yanında namus abidesi olur.
Siyasetçiler, akademisyenler zaten uçmuşlar. Pek çoğunun cümleleri sanki millete bir şeyler anlatmak için değil de yabancı kelime dağarcığının ne kadar geniş olduğunu göstermek için. Konuştuklarını sıradan bir vatandaşın anlaması mümkün değil.
Yani baştan aşağı kendimizle, kimliğimizle, kültürümüzle, inancımızla yabancılaştık. Örtülüsü de öyle, saçı açığı da öyle, top sakallısı da, uzun sakallısı da, badem bıyıklısı da, hilal bıyıklısı da başka kimliklerin esiri olmuş, kendini inkar ediyor ama farkında değil.
Peygamberimizin (s.a.v) hayatı incelendiğinde ömrünün tamamını müşriklere, Yahudi ve Hıristiyanlara muhalefet etmekle geçirmiş, Müslümanları da çokça uyarmıştır. Çünkü bir medeniyet asla başka bir medeniyetin taklitçisi olamaz. Olursa zaten medeniyet olamaz.
Efendimiz bir hadis-i şerifinde ise şöyle buyurur;
"Sizler karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yolunu izleyeceksiniz/onların inançları ve yaşayışlarını ölçü edineceksiniz. İnsanın giremeyeceği küçük bir keler (kertenkele) deliğine girecek olsalar, siz de onları takip edeceksiniz."
Sahabeler; "Ya Resûlallah! (İzlerini takip edeceğimiz bu topluluklar) Yahudiler ve Hıristiyanlar mı olacak?"
Şöyle buyurdu: "Ya başka kimler olacaktı?" (Buhari, Enbiya 50; Müslim, İlim 6)
Efendimizin haber verdiği o tabloyu şimdilerde hem insanımız, hem de tüm Müslümanlar yansıtıyor. Bize düşen özümüzle, sözümüzle inancımızı muhafaza etmek ve kimliğimizden taviz vermemektir.
Toplumsal bozulmanın, yozlaşmanın veya başkalarına benzeyerek ya da onlardan örnekler vererek kendini inkar etmenin bir başka boyutu da sosyal medyada yaşanıyor.
İnternet, sosyal medya insan eğitmek için çok elverişli bir ortam olduğu gibi aynı zamanda insanları sömürmek, kimliklerinden koparmak, ahlaksızlıkları yaymak için de çok elverişli bir ortam. Tabi, tercih insanların… Abat da olursun, berbat da. Misal vereyim;
"Akıl gibi zenginlik, cehalet gibi yoksulluk olmaz. Akıl; hayrın kaynağı, meziyetlerin en üstünü ve süslerin en güzelidir." sözünün altında, atıyorum Konfüçyüs yazılı olursa bir bakmışsın tak, tak, tak paylaşılıyor. Paylaşanlara, Konfüçyüs kim, diye sorsan üç cümle kuramaz.
Veya "Kişinin payına düşen şeylerin en üstünü, aklıdır. Kişi zelil olursa, aklı onu aziz kılar. Düşerse, aklı onu kaldırır. Saparsa, aklı onu doğru yola getirir. Konuşursa, onu destekler, doğru konuşmasını sağlar."
Sözünün altında Karl Marks yazsa paylaşım rekoru kırar. Ya da; "Akıl, bilgi ve tecrübeyle artan bir güçtür." sözünün altında Che Guevara yazsa komünistlerin sloganı olur.
Ama bu sözlerin sahibi İmam Ali'dir. Kimse bilmez, kimse insanımıza anlatmaz, anlatanları prangalamaya çalışırlar.
En çok verilen örnek Endülüs Medeniyetidir. Medeniyette zirveye çıkmış, batının ufkunu açmış bu İslam Medeniyeti daha sonra öyle bir yozlaşma ve taklit içerisine girdi ki, sadece ismi kaldı, her şeyini kaybetti.
Aynı tablo yaşanıyor. Tarihi bir gerçektir ki, devlet ne kadar güçlü olursa olsun toplum çürümeye başlamışsa o devlet ayakta kalamaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025