14 Ocak'ta ABD, NATO'yu Türkiye'yi Irak'tan gelebilecek füze tehdidine karşı korumak için göreve çağırdı. ABD'nin başvurusu ilk bakışta Türkiye'nin güvenliğini sağlamaya dönük bir hareket olarak algılandı. Ancak zaman geçtikçe bu başvurunun hem Türkiye hem de NATO'nun Avrupalı müttefikleri için bir tuzak olduğu ortaya çıktı.
Bugün yaşanan NATO'nun en büyük krizine de bu başvuru neden oldu.
ABD, bu başvuru ile hem Türkiye'ye yerleştireceği kuvvetleri NATO kapsamına sokmak hem de Irak'a yönelik bir saldırıya karşı çıkan Avrupalı müttefiklerini savaşın bir şekilde içine çekmeyi planlıyordu.
ABD'nin bu isteğinin ardında Türkiye'yi hedef alan hangi tuzaklar yattığını iki hafta önceki yazımızda anlatmıştık. Biz bir kez daha hatırlatalım.
ABD, Irak'tan gelecek muhtemel bir füze tehdidine karşı NATO'yu göreve çağırarak
Türkiye'ye yerleştireceği askerleri NATO statüsüne aldırmak istemiştir. Washington eğer bu isteğini gerçekleştirmiş olsaydı Türkiye'ye gelecek 38 bin Amerikan askeri Amerikan hukukuna bağlı olacaktı. Türk hükümetinin kraldan çok kralcı kesilerek NATO'dan bizzat koruma istemeye çalışması bu tehlikenin hala devam ettiğinin göstergesidir.
NATO'nun Irak'ta savaşa karşı çıkan 3 üyesi Almanya, Fransa ve Belçika ABD'nin Irak'tan gelebilecek saldırılara karşı Türkiye'nin Awacs erken uyarı uçakları ve Patriot hava savunma füzelerinin sınıra yerleştirilmesi ile savunulması talebini reddettiler. Bu 3 ülke ABD'nin isteğini reddederken ortada henüz bir savaş olmadığını ve bu nedenle Irak'tan Türkiye'ye yönelik bir tehdit bulunmadığını gerekçe gösterdiler.
Gelişmeleri özetledikten sonra şu noktaların altını çizmekte fayda var. ABD'nin talebinin NATO üyesi 3 ülke tarafından reddedilmesi Türkiye'ye yönelik bir tavır değildir. Bunun en önemli göstergesi Almanya'nın NATO çerçevesinde göndermeyi reddettiği Patriotları Hollanda üzerinden Türkiye'ye göndermesidir.
Bu meselede esas kavga ABD ile Fransa ve Almanya arasındadır. Türkiye'de hükümetin kraldan çok kralcı olmasına hiç gerek yoktur. Türkiye NATO'da ortaya çıkan krizi çok iyi değerlendirmeli ve ABD'nin taleplerine artık hayır demelidir. Üslerin modernizasyonu için TBMM'de kabul edilen tezkere Türkiye'yi savaşa sürükleyecek yolda atılmış ilk adımdır. İkinci adım ise 18 Şubat'ta Amerikan askerlerinin kabulüne izin veren tezkere ile atılacaktır.
NATO'da ortaya çıkan kriz Türkiye için fırsattır. Madem NATO Irak'a saldırıyı onaylamıyor o zaman Türkiye'nin ABD'ye destek vermek gibi bir yükümlülüğü olamaz. Amerikan uçaklarının Türkiye üzerinden Iraklı çocuklara bomba yağdırmasına ve Amerikalıların topraklarımızı kullanarak komşu bir Müslüman ülkeyi işgal etmesine izin verilemez. Şunu unutmamak lazım; bir zamanlar Saddam Hüseyin Yönetimi'ndeki Irak, Washington'un kolayca kullanabildiği bir ülkeydi. 1980'deki devrimle İran'ı kaybeden ABD, Irak'ın bu ülkeye savaş ilan etmesini sağladı. 9 yıl boyunca süren savaşta 1 milyon kişi hayatını kaybetti. Irak tüm Arap ülkelerince parasal olarak desteklendi ve bu paralar silah satan ABD, İngiliz, Fransız, Alman şirketlerine gitti. Irak-İran savaşı bitince bu sefer ABD, Saddam'ı Kuveyt'e saldırtıp tuzağa düşürdü.
Ve işte Irak'ın Kuveyt'e saldırması sonucu gelinen sonuç. Bir zamanlar Washington'un isteği ile komşularına savaş açan Irak Yönetimi bugün hedef ve tek bir dostu yok. Komşularına karşı sırf ABD istedi diye savaşanların sonu dileriz Türkiye'yi sırf Washington istedi diye savaşa sürükleyenlere ibret olur.
Bugün yaşanan NATO'nun en büyük krizine de bu başvuru neden oldu.
ABD, bu başvuru ile hem Türkiye'ye yerleştireceği kuvvetleri NATO kapsamına sokmak hem de Irak'a yönelik bir saldırıya karşı çıkan Avrupalı müttefiklerini savaşın bir şekilde içine çekmeyi planlıyordu.
ABD'nin bu isteğinin ardında Türkiye'yi hedef alan hangi tuzaklar yattığını iki hafta önceki yazımızda anlatmıştık. Biz bir kez daha hatırlatalım.
ABD, Irak'tan gelecek muhtemel bir füze tehdidine karşı NATO'yu göreve çağırarak
Türkiye'ye yerleştireceği askerleri NATO statüsüne aldırmak istemiştir. Washington eğer bu isteğini gerçekleştirmiş olsaydı Türkiye'ye gelecek 38 bin Amerikan askeri Amerikan hukukuna bağlı olacaktı. Türk hükümetinin kraldan çok kralcı kesilerek NATO'dan bizzat koruma istemeye çalışması bu tehlikenin hala devam ettiğinin göstergesidir.
NATO'nun Irak'ta savaşa karşı çıkan 3 üyesi Almanya, Fransa ve Belçika ABD'nin Irak'tan gelebilecek saldırılara karşı Türkiye'nin Awacs erken uyarı uçakları ve Patriot hava savunma füzelerinin sınıra yerleştirilmesi ile savunulması talebini reddettiler. Bu 3 ülke ABD'nin isteğini reddederken ortada henüz bir savaş olmadığını ve bu nedenle Irak'tan Türkiye'ye yönelik bir tehdit bulunmadığını gerekçe gösterdiler.
Gelişmeleri özetledikten sonra şu noktaların altını çizmekte fayda var. ABD'nin talebinin NATO üyesi 3 ülke tarafından reddedilmesi Türkiye'ye yönelik bir tavır değildir. Bunun en önemli göstergesi Almanya'nın NATO çerçevesinde göndermeyi reddettiği Patriotları Hollanda üzerinden Türkiye'ye göndermesidir.
Bu meselede esas kavga ABD ile Fransa ve Almanya arasındadır. Türkiye'de hükümetin kraldan çok kralcı olmasına hiç gerek yoktur. Türkiye NATO'da ortaya çıkan krizi çok iyi değerlendirmeli ve ABD'nin taleplerine artık hayır demelidir. Üslerin modernizasyonu için TBMM'de kabul edilen tezkere Türkiye'yi savaşa sürükleyecek yolda atılmış ilk adımdır. İkinci adım ise 18 Şubat'ta Amerikan askerlerinin kabulüne izin veren tezkere ile atılacaktır.
NATO'da ortaya çıkan kriz Türkiye için fırsattır. Madem NATO Irak'a saldırıyı onaylamıyor o zaman Türkiye'nin ABD'ye destek vermek gibi bir yükümlülüğü olamaz. Amerikan uçaklarının Türkiye üzerinden Iraklı çocuklara bomba yağdırmasına ve Amerikalıların topraklarımızı kullanarak komşu bir Müslüman ülkeyi işgal etmesine izin verilemez. Şunu unutmamak lazım; bir zamanlar Saddam Hüseyin Yönetimi'ndeki Irak, Washington'un kolayca kullanabildiği bir ülkeydi. 1980'deki devrimle İran'ı kaybeden ABD, Irak'ın bu ülkeye savaş ilan etmesini sağladı. 9 yıl boyunca süren savaşta 1 milyon kişi hayatını kaybetti. Irak tüm Arap ülkelerince parasal olarak desteklendi ve bu paralar silah satan ABD, İngiliz, Fransız, Alman şirketlerine gitti. Irak-İran savaşı bitince bu sefer ABD, Saddam'ı Kuveyt'e saldırtıp tuzağa düşürdü.
Ve işte Irak'ın Kuveyt'e saldırması sonucu gelinen sonuç. Bir zamanlar Washington'un isteği ile komşularına savaş açan Irak Yönetimi bugün hedef ve tek bir dostu yok. Komşularına karşı sırf ABD istedi diye savaşanların sonu dileriz Türkiye'yi sırf Washington istedi diye savaşa sürükleyenlere ibret olur.
Murat Gülen / diğer yazıları
- Wolfowitz kime mesaj verdi? / 11.05.2003
- Cevaplanmayı bekleyen sorular / 03.05.2003
- Savaş yeni başlıyor / 01.05.2003
- Pazarlık aldatmacası / 22.02.2003
- NATO'da krizin nedeni ABD / 15.02.2003
- Dünya ikna olmadı / 07.02.2003
- IMF: Paranızı borca harcayın / 19.01.2003
- NATO'yu kimin için çağırdılar? / 18.01.2003
- Çifte standart / 17.01.2003
- Annan Planı etrafında koparılan fırtına / 16.01.2003
- Cevaplanmayı bekleyen sorular / 03.05.2003
- Savaş yeni başlıyor / 01.05.2003
- Pazarlık aldatmacası / 22.02.2003
- NATO'da krizin nedeni ABD / 15.02.2003
- Dünya ikna olmadı / 07.02.2003
- IMF: Paranızı borca harcayın / 19.01.2003
- NATO'yu kimin için çağırdılar? / 18.01.2003
- Çifte standart / 17.01.2003
- Annan Planı etrafında koparılan fırtına / 16.01.2003