Müslümanların birlik sağlaması ve onu koruması, Siyonizm inancının sonu demektir. Zira Siyonizm, Müslümanların ayrılığından ve dağınıklığından yararlanarak, İslâm coğrafyasında terör devleti kurma imkânına kavuşmuştur.Osmanlı yıkılmasaydı, İsrail terör devleti kurulamazdı. Bugün de Türkiye bölünmezse, Siyonistler Arz-ı Mev'ud idealine ulaşamaz yani Büyük İsrail'i hayata geçiremezler. Onun içindir ki, İsrail'in asıl ve daimi hedefi Türkiye'dir.Türkiye'yi bölme konusunda İsrail'in kullandığı en önemli unsur, Kürt ayrılıkçılardır. İsrail, yıllardır Kürt ayrılıkçıları destekliyor ve Kürtlere karşı sahte dostluklar sergiliyor.Bu konuda, AIPAC'ın eski direktörü Moris Amatay'ın şu sözleri ilginç bir örnektir: "Ortadoğu coğrafyasının dinamikleri ele alındığında görülüyor ki, Yahudiler ve Kürtler, Arap olmayan bir millettir ve Araplar tarafından çevrilmişlerdir? Yahudi toplumu Ortadoğu'da Kürtlerin doğal ittifakçısıdır."Siyonistlerin, bunun gibi bin bir türlü sahtekârlık, yalan, hile ve desiselerine rağmen, Yahudiler arasında Büyük İsrail'in kurulması yönündeki inanç gittikçe zayıflamaktadır. Çünkü Basel kentinde toplanan Siyonist Kongresi'nde, Büyük İsrail için verilen yüz yıllık süre, 1997 yılında bitmiş, fakat Büyük İsrail kurulamamıştır. Bundan dolayı endişe ve şüpheler artmıştır. Siyonistler, İslâm dünyasında sürekli terörü destekleyerek, iç çatışma ve savaş çıkararak, ümitleri tazelemeye çalışıyorlar. Böyle ümit vermelerinin en önemli nedeni, Büyük İsrail ideali için İsrail'e göç edenlerin, eski yurtlarına dönmeleri korkusudur. Nitekim az da olsa İsrail'den tersine göç başlamış durumdadır.Siyonist önderler uğraşıyor, fakat işlerin tersine döndüğünün de farkındalar. Yahudi yazar Yaron London, "İsrail'in gelecekte var olma şansı yüzde ellidir" diyor. Yahudi şair Yaakov Gilâd da yeni nesillere tavsiyesi şöyledir: "Arkana bakmadan kendine yeni bir yurt ara." Yahudi tarihçi S. Baron diyor ki: "Dünyanın hiçbir yerinde Yahudiler Osmanlı himayesi altındakiler kadar serbest ve mutlu bir hayat sürmediler." Öyle ki, Osmanlı'nın, Yahudilere sağladığı güven ve huzuru, İsrail devleti bile sağlayamamıştır. Bunu, bazı Yahudiler de itiraf etmektedir.Siyonistleri endişelendiren ve düşündüren bir değer gerçek de şudur: Yahudiler, artık ABD'de eskisi kadar itibar görmüyor ve istenmiyor. Dahası, bazı olumsuzlukların sorumluluğu Yahudilere yüklenmektedir. Ondan da önemlisi, Protestan öğretilerinde yer alan Yahudilerin 'seçilmiş halk' inancına karşı itirazlar artmıştır.ABD eski Dışişleri Bakanı Yahudi asıllı Henry Kissinger'e göre, İslâm coğrafyası yeniden bölünmezse, İsrail devleti 2025 yılına kadar ayakta kalamaz. Söz konusu bölünme gerçekleşirse, İsrail'in ömrü uzar. O halde Siyonistleri kahretmenin tek yolu, Müslümanların birliğidir.İyi de bu birlik nasıl sağlanacaktır? Müslümanlar arasında birçok ihtilâflar bulunmaktadır. Doğru ihtilâflar vardır, olması da gayet tabiidir. Çünkü ihtilaf, insan olmanın gereğidir. Ancak ihtilâfları çatışmaya varmadan çözmek, çözülemeyenleri de zamana bırakmak ve ittifak edilen konular üzerinde birlikler kurmak gerekir. Bu, siyasi ittifaklarda en çok başvurulan bir yöntemdir. Müslümanlar da böyle davranmalıdır. Bir başka deyişle, İslâm ülkeleri, kendilerini milli hedeflerle sınırlandırmamalı, uluslararası düzeyde ortak plân ve projeler geliştirmelidirler. Bunu yaptıkları takdirde, küresel güç olur ve küresel sömürüden kurtulurlar. Aksi halde, düşmanlarını ve en başta da Siyonistleri sevindirmiş olurlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018