"Hak denince akan sular durur" denmiş ama maalesef hak arayışına çıkanlar genelde istismar edilmiştir. Başlangıçta masum beklentilerle başlatılan kadın hakları, mücadeleleri, kapitalizmin en büyük istismar aracı olmuş, kadın onlar için ucuz işgücü olarak algılanmıştır. Kadınlar, vasıflarına ve onurlarını yakışmayan, zor ve uygunsuz işlerde çalışmak zorunda bırakılmıştır. Bu güne kadar, kadın haklarında istenilen hürriyet de elde edilememiştir. O zaman, kadının özgürlüğü hakkında da "Milli Ekonomi Modeline" bakmak gerekmektedir."Milli Devlet'in kadın ve özgürlük konusuna yaklaşımı da çok farklıdır. Her şeyden önce kadın ve erkek, insan olarak doğuştan gelen temel haklara sahiptir. Bu haklar, klasik haklar olarak ifade edilen özgürlükler olduğu gibi; sosyal ve iktisadi haklar da doğuştan gelen haklardır. Bu en temel hakların tamamını yaşayabilen kadın, gerçekte özgür olmaktadır. Çalışmak zorunda olan kadın değil, istediği zaman çalışabilecek ama çalışmadığı halde kimseye ihtiyaç duymadan asgari bir gelire sahip olan kadın özgürdür. Milli Devlet, elbette kadının çalışmasına karşı değildir. Ancak bir kadının, sabahın erken saatinde kalkıp akşama kadar çalışmasının, özgürlükle bir alakası olmadığına dikkat çekmektedir. Öyle ki, kadın, çalışmak için harcadığı zaman içerisinde istediği halde birçok şeyi yapamamaktadır. Ne kendine yeterince vakit ayırabilmekte, ne sosyal faaliyetlerle tam manasıyla ilgilenebilmekte, ne ailesine yeterince zaman ayırabilmekte, ne de kültürel-sanatsal faaliyetlerle yeterince ilgilenebilmektedir. Gelir düzeyi düşük toplumlarda kültürel-sanatsal faaliyetlerin az gelişmiş olması, o toplumdaki bireylerin kabiliyetsizliklerinden dolayı değildir?Akşam eve götüreceği ekmeği veya aybaşın ödeyeceği kirayı düşünen bireylerden kültür ve sanat adına elbette çok fazla bir şey beklemek mümkün değildir.""Milli Devlet, kadına verdiği maddi desteklerle birlikte kadının çalışmasını zorunlu olmaktan çıkarmakta, bireysel bir tercih haline getirmektedir. İşte asıl özgürlük budur."(Sosyal Devlet Milli Devlet / Sayfa 233-234 / Prof. Dr. Haydar Baş)Modelin ilerleyen bölümlerinde gerek eğitim gerekse de sağlık hizmetlerinden en üst seviyede de istifade edebilecek fertlerin başında kadın ve çocuklarımız gelmektedir. Kültürel ve sportif faaliyetler, öyle yaygın hale gelecek ki beldelerde bile bu haklara sahip olunabilecektir. "Milli Ekonomi Modelinde" kadın haklarından, etraflıca bilgiler aktarmaya çalıştık. Gerçekten de kadına hak adı altında bugüne kadar tanınan haklar, onların hürriyetlerini daha kısıtlamış, onları daha fazla istismar edilir hale getirmiştir. Kadınlara, yaratılıştan elde ettikleri hakları doya doya yaşatacak, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Milli Ekonomi Modeli" ve "Sosyal Devlet Milli Devlet" projeleridir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- İdeal Türk genci ‘fundamentalist olmayacak dindar olacak’ / 30.04.2025
- Önemli olan sistem mi, insan mı? / 29.04.2025
- Gençler güçlerini doğru adreste birleştirmelidir / 28.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- Önemli olan sistem mi, insan mı? / 29.04.2025
- Gençler güçlerini doğru adreste birleştirmelidir / 28.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025