Kapitalist sistemi çöken ve dolar hâkimiyetini kaybeden ABD, bugün kendi içindeki akademik çalışmaların raporlarında da ifade edildiği gibi kendi derdine düştü, iç savaşın eşiğine geldi. ABD'nin Georgetown Siyaset ve Kamu Hizmeti Enstitüsü, bu konuda bir çalışma yapmış ve katılımcıların yüzde 67'si "ABD'nin iç savaşın eşiğinde olduğu" yönünde görüş bildirmişti.
Türkiye olarak bizler oluşan yeni dünya koşulları çerçevesinde içinde bulunduğumuz durumun analizini çok iyi yapmak durumundayız. Bugün ABD, hem aleyhimize aldığı yaptırım kararlarıyla, aba altından gösterdiği sopalarla müttefik olmadığını açıkça gösteriyor, hem de kendi sıkıntılarını dahi çözemeyecek noktada olduğu için beraber olmamızı gerektirecek hiçbir özelliğe sahip değil…
Diyeceksiniz ki, ABD güçlü olduğu zamanlarda bize bir faydası oldu mu? Elbette ki hayır… Güçlüyken bir gram faydası olmayanın, zayıfken, bitmişken ne faydası olacak?
Bilakis, Titanik gibi batarken, içindekileri de, yakınındakileri de batırır. Hatta bir nebze daha nefes alabilmek için, yakınındakilerin tepesine çıkıp, önce onları batırır.
ABD Hazine Bakanlığı, ABD'nin borcunun 23 trilyon doları aşarak yeni bir rekor kırdığını açıkladı. Bütçe açığının ise 1 trilyon dolara yaklaştığını ifade etti.
Hatırlarsanız ABD'nin en büyük yatırım bankalarından AllianceBerstein, ABD'nin gerçek borcunun bu açıklanandan 18 kat daha fazla olduğunu belirtmiş ve 388 trilyon dolar olduğunu hazırladığı kapsamlı bir raporla ortaya koymuştu.
ABD ve diğer Batılı ülkeler bu kısırdöngünün içine girmişken, bu ülkeleri bir kalkan olarak kullanarak dünyanın emek ve üretimini sömürmeye çalışan küresel kapitalist tefeciler de büyük bir bozgun içerisindeler…
Danışmanlık şirketi McKinsey tarafından gerçekleştirilen bir çalışmanın sonuçlarına göre dünyadaki tüm bankaların yarısından fazlasının, ekonominin küçülmesi durumunda hayatta kalabilmeleri çok zayıf… McKinsey'in sektör değerlendirmesinde, bankaların çoğunluğunun, öz sermaye karlılıklarının maliyetlere ayak uyduramaması nedeniyle ekonomik olarak varlığını sürdürebilir seviyede olmadığı belirtildi.
Küresel sömürü; ülkeler, şirketler ve bireyler sömürülmeye müsaitse gerçekleşebilir. Atalarımızın meşhur ifadesiyle, sen eşeksen, sırtına semer vuran çok olur.
2005 yılında ilk uluslar arası kongreyle dünyaya tanıtılan Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli sunduğu orijinal görüşler ve çözümlerle sömürülen tüm ülkelere ve insanlara bir umut ışığı oldu. Model, bu tarihten sonra sömürüden kurtuluşun, ekonomik bağımsızlığın tek adresi oldu. Rusya, 2006 yılında MEM'i 3 yıllık kalkınma planına aldı. 2008 yılında Milli Para ve Milli Paralarla Ticaret formülünü hayata geçirdi. 27 Şubat 2013'te Prof. Dr. Baş'ın Duma'da 6 saat süren tarihi konuşmasından sonra da tümüyle uygulamaya başladı.
Çin ise 2008 yılında ilk olarak MEM'in tüketimi teşvik projelerini hayata geçirdi, yine aynı tarihte Rusya ile Milli Paralarla Ticaret formülünü devreye soktu ve 5 Mart 2013'te Ulusal Halk Kongresi'nde MEM'i "Rehber Prensipler" olarak ekonomisinin merkezine aldı.
Bu tarihlere kadar sömürülen bu BRICS devletleri, ekonomilerini MEM, Milli Para ve Milli Paralarla Ticaret'le koruma altına alınca, dünyadaki dengeler değişti. Dünyanın yeni denge merkezi MEM'i uygulayan BRICS devletleri oldu. Zaman zaman BRICS devletlerindeki MEM merkezli gelişmeleri sizlere aktarıyoruz. Bakın son 1-2 hafta içinde neler yaşandı?
ABD-Çin ticaret savaşının kazananının Çin olduğu artık ayan beyan ortada… ABD Başkanı Trump, şimdilerde zararın neresinden dönsek kardır mantığıyla Çin'le anlaşmanın yollarını arıyor. Çin'le savaşmanın ABD'ye zarar verdiğini açıkça görüyor. Çin, uyguladığı MEM'le ABD'nin ve yandaşlarının tüm yaptırımlarını ve baskılarını geri püskürttüğü gibi, bütün bu saldırıları kendi lehine çeviriyor.
MEM'in Milli Para formülünü uygulayan Rusya'nın parası günbegün güçlenmeye devam ediyor. Alman Focus dergisinde 'Yaptırımlar ve Petrol Fiyatlarındaki Şoktan Sonra: Rublenin Dönüşü' başlıklı bir makale yayınladı.
Makalede, Batı ülkeleri tarafından uygulanan yaptırımlar ve petrol fiyatlarının düşmesinin ardından, rublenin dolar ve euro karşısında önemli ölçüde güçlendiği ve 2019'da en güçlü para birimlerinden biri haline geldiği belirtildi. Avrupa ve ABD'de kârlılık oranındaki düşüşün yeni yatırımcıları rubleye daha fazla yatırım yapmaya zorladığı ve rubleye karşı olan talebin çok yüksek olduğunun görüldüğü vurgulandı.
MEM'i uygulayan Rusya ekonomisi için, "Düşük enflasyon, mükemmel ödemeler dengesi, büyük altın ve döviz rezervleri gibi olumlu temel ekonomik göstergeler iyi kurulmuş bütçe kuralları sayesinde mümkün olabildi" ifadeleri kullanıldı.
Eski Fransa Başbakanı François Fillon, Rusya karşıtı yaptırımların amacına ulaşmadığını söyledi.
Çin ve Rusya, ABD'yi neredeyse Afrika'dan tamamen çıkardı. Çin, Afrika ülkeleriyle ticari faaliyetlerini ve yatırımlarını ciddi boyutlara taşırken, Rusya da askeri ve tarımsal faaliyetlerde önemli atılımlar gerçekleştirdi. Rusya, geçtiğimiz günlerde 30'dan fazla Afrika ülkesi lideriyle bir araya geldi askeri-teknik alanda işbirliklerini geliştirme kararı aldılar.
Ayrıca Rusya Tarım Bakan Yardımcısı Sergey Levin, önümüzdeki yıllarda Afrika ülkelerine tarım ürünleri sevkiyatını iki katına çıkaracaklarını açıkladı.
Bizler ise, Türkiye olarak Rusya ve Çin'in yaptığı gibi MEM'i uygulayacağımıza, Rus ve Çinli turistler gelsin de döviz bıraksınlar diye bekliyoruz. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, "2018'de 400 bin Çinliyi misafir ettik. Bu ilginin devam etmesi halinde bu yılın sonunda 500 bine yakın Çinli misafiri ülkemizde görmenin mutluluğunu yaşamış olacağız" dedi.
Aylık 50 dolar alan bir Çinli bugün nasıl en az 5000 dolar maaş alan ve dünyayı dolaşan bir turist haline dönüştü, hiç merak edip araştırmıyoruz.
Dün Türkiye'de namusunu satarak para kazanan bir Rus vatandaşının, bugün nasıl olup da turist olarak gelip binlerce dolar harcayacak noktaya dönüşür, hiç incelemiyoruz.
İncelesek göreceğiz ki, dünyadaki bütün bu olumlu değişimler Prof. Dr. Baş'ın MEM'iyle gerçekleşiyor. Çözüm ABD'nin Titanik'inde kalmak değildir, bu Titanik'ten inip, Rusya ve Çin'in kuyruğuna takılmak da değildir. Bu sefer sadece semer vurucular değişir.
Tek çözüm tam bağımsız bir Türkiye olmaktır, onun yolu da Rusya ve Çin'in yaptığı gibi MEM'i uygulamaktır. Tabii ki, Modelin Sahibi'ni baş tacı ederek…
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025