Maske

Fransa'nın, hastaneleri ve huzurevleri için Çin'e sipariş ettiği maskeleri, maskeler uçağa yüklenirken, ABD iki kat nakit para ödeyip kendine aldı.

İnsan haklarının yılmaz savunucusu ABD, Fransa'daki insanların maskelerine el koydu. İşte kapitalist dünyanın insan hakkı anlayışı. 

Fransa için üzülüyor insan ister istemez. Ama İtalya ve İspanya'nın sipariş ettiği maskeler, Fransa üzerinden geçerken, Fransa da onlara el koydu.

Almanya üzerinden İtalya'ya gitmesi gereken maskelere de Almanya'nın el koyduğu söyleniyor. Coronavirüs maskeleri, ABD ve AB ülkelerinin maskelerini düşürdü. Kapitalist dünya ne kendi insanlarının ihtiyaçlarını görebildi, ne de insanlığını koruyabildi.

Yıllarca insan hakları demokrasi söylemleriyle kavgalar çıkartıp, halkları birbirine kırdıran, dünyayı kan gölüne çeviren Batı medeniyeti, virüs karşısında çaresiz kaldı ve Doğuya gösterdiği gerçek yüzünü, birbirine de göstermeye başladı. Batının maskesi düştü.

Aslında Papaz Maltus'un temelini attığı kapitalist sistem, bencilleştirdi Batı'yı ve onun eliyle tüm dünyayı. Sistem, İspanya'da virüsten korkup huzurevindeki yaşlıları ölüme terk eden insanlar doğurdu, Irak'ta Suriye'de Libya'da işgaller ve talan. Görünen o ki Batı hala; Mehmet Akif'in "Tek dişi kalmış canavar" benzetmesinin hakkını veriyor.

Atatürk "Milli kültürümüzü muasır medeniyetlerin üstüne çıkaracağız" dedi, sağcısından solcusuna bütün siyasilerimiz bunu, yüzünü batıya dönmek, AB'ye girmek için kapılarında beklemek, tavizler vermek, ABD'nin her dediğini yapmak olarak algıladı. Buna çalıştı. Para bulamayınca IMF kapısına koştu. Papaz Maltus'un ekonomik sistemine iman etti de, Atatürkçüyüm diyenler bile dönüp Atasının icraatlarına bakmadı. 

Ve maalesef aynı bencil anlayış, zamanla benim insanıma da sirayet etti. Kendini düşündüğünü zannederken, ufacık menfaatler karşılığında yaptığı tercihlerle, sosyal devlet anlayışından, kendini de milleti de mahrum bıraktı. 

Bugün iliklerimize kadar krizin içindeyiz. Ne devlet olarak kenarda bir yedek akçemiz var, ne de fert olarak beş kuruşumuz.

Rusya Gorbaçov döneminde kapitalist sisteme giriş yaptı, liberal ekonomiyi denedi ve bu onlar için büyük bir felaket oldu. Askeri tankını yüz dolara satacak kadar, muhtaç hale düştü. Esasen Putin'in ilk yılları da böyle geçti. Ne zaman ki Putin'in dünyanın dört bir tarafına gönderdiği, ekonomik çözüm arayan bilim adamları, Prof. Dr. Haydar Baş'ı keşfetti, Rusya için her şey değişti. Milli Ekonomi Modeli Kongrelerine bilim adamları ile katılıp, sistemi çeşitli yönleriyle inceleyen ve öğrenen Rusya uygulamaya başladı. Prof. Dr. Haydar Baş'ı Duma'ya davet etti, Milli Ekonomi Modeli'ni kaynağından dinledi ve hayata geçireceğini dünyaya ilan etti. İşte o gün Prof. Dr. Haydar Baş'ın da tebliğinde söylediği gibi Milli Ekonomi Modeli sessiz bir devrimle kapitalizmi tarihe gömmüştü. 

2013'ten 2020'ye yıllar geçti, biz hala ölüden medet bekler bir haldeyiz. Bu arada BRICS ülkeleri Milli Ekonomi Modeli merkezinde güçlendi. Brics ülkeleri İş Geliştirme Başkanı Prof. Dr. Gorbanovski, 2019'da katıldığı BTP Sosyal Medya Yemeğinde "Biz emperyalizmi ülkelerimizden Prof. Dr. Baş'ın Modeliyle kovduk. Biz Rusya olarak sizi takip ediyoruz, sizden öğreniyoruz, BRICS ülkeleri de bizi takip ediyor, bizden öğreniyor. Haydar Baş demek zenginlik demek" diyordu. 

Şimdi büyük bir krizle karşı karşıyayız. Zaten dört milyonu aşkın işsiz insanımız vardı. Kriz sebebiyle bir sürü esnafımız dükkanını kapattı. Milyonlarca işi olan insanımız da işsiz kaldı. Gerçek ve köklü bir çözüme, o kadar çok ihtiyacımız var ki. Faturalar, kira, gıda harcamaları giderlerimiz almış başını giderken gelirimiz kalmadı. 

Devletimizi yönetenler hala, çözüme yönelmiyor. Dönüp de Haydar Baş Bey'e bu işin içinden nasıl çıkarız, lütfen bize yol gösterin, demiyor. Hala millete yüklüyor bütün yükü. Ama toplanan paralar ülkeyi bu krizden çıkaramaz.

Çözüm var, çözüm yanı başımızda. Rusya, Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamaya başlayınca Rusya'da sözü geçen bir halk lideri kendi internet sitesinde "Türkler yeni Atatürk'ü buldular" diyordu. Keşke dediği gibi olsaydı. Maalesef, dünya yeni Atatürk'ü buldu da, Türkler hala bulamadı. Yeni dünya Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ile şekillenip sosyal devlet projeleri ile rahat ederken, biz erzak paketleri kimden gelecek kavgası yapıyoruz.

Eğer Prof. Dr. Haydar Baş'a kulak verip destek olsaydık, bugün bin beş yüz lira ev hanımı maaşımız, bin lira vatandaşlık maaşımız olacaktı. Ve yıllık yüz bin liranın altında geliri olan vergiden muaf olacaktı. Asgari ücret yoksulluk sınırının üstünde olacaktı. 

Ve gönül rahatlığı içinde #EvdeHayatVar diyecektik. 

Hadi bu zor günlerin en büyük artısı, koşuşturma içinde düşünemediklerimizi düşünmek olsun Türkiyem. Gel çözüme kulak ver. Çünkü Haydar Baş demek krizlerden kurtuluş demek. Çünkü Haydar Baş demek zenginlik demek.