2013-2014 Öğretim yılı bence yeni bitti. Üniversitelerle ilgili sınavlar öğrencilerin olduğu kadar velilerin de korkulu rüyasıdır. Veliler çocuklarının öğrencilerin ise zevk alacakları okula girmek gibi heyecanı yaşarlar yıl boyunca. Okul eğitimi, yetmedi dershane ve üstüne üstlük özel dersler derken, o öğrenci gençliğini yaşamadan bir yıl boyunca koşar durur o dersten o derse; o sınavdan sınava.Öğrencilik keyifli bir meslektir. Hele arzu ettiğin fakülteyi kazanmışsan ve derslerini önüne katmışsan yemede yanında yat. Bir de buna yeme içme; barınma ve sosyal etkinlikler açısından ekonomik sorunun yoksa gerçekten öğrencilik keyif alınan iştir.Bu yılın tablosuna baktığımız zaman farklı manzaralar karşımıza çıkıyor. Bu yıl kazanan öğrencilerin 115 bini halen üniversitede okuyor, 32 bini üniversite mezunu, 9 bini ise üniversiteyi terk etmiş kişiler. Bunun yanında kaderine boyun eğip, benimsemese de kazandığı okuluna devam edenler de az değil. Arayış içinde olan bu gençlerimizi öğrencilik dönemlerinde mutlu görmek olanaklı değil. Geçen yıllarda kazandıkları üniversitelerden mutlu olamayan öğrenciler var da bu seneki öğrenciler kazandıkları okullarından mutlu mu olacaklar? İncelediğimizde ilk 10 tercihine girenlerin sayısı 100 bini geçmiyor. Kontenjan sayısına baktığımızda bir milyonun üstünde öğrenci üniversitelere yerleştirilecek; ama sayının on da biri mutlu olacaktır. Çünkü sonraki tercihlerine yerleştirilen öğrencilerin aklı hep öndeki tercihlerinde olacaktır.Bizim zamanımızda öğretmen okulu mezunu bir kişi ancak öğretmen yetiştiren bir yüksekokulun sınavına girme şansı vardı. Sanat Okulundan, İmam Hatipten hatta Ticaret Lisesinden mezun öğrencilerin yüksek okulu okuma şansı aynı mesleği kapsayan yüksek okullardı. Bence doğrusu da bu. Bir öğrenci Meslek Lisesini tercih etmiş ve o alanda eğitim görmüşse yine aynı alanda yüksek okulu okumalı ve kendi branşında yükselmelidir.Meslek Liseleri puan açısından yine sonlarda yer aldı. Kusuru kat sayılarda buluyorlardı. Kat sayılar kalktı peki değişen ne oldu? Ben uzun yıllar dershanecilik yaptım. Bir fen lisesi, bir Anadolu lisesi hatta düz lise öğrencisi ile meslek lisesi öğrencisinin matematik, fizik-kimya gibi derslerden eşit bilgiye sahip olması mümkün mü? Ama sınavlarda aynı sorular soruluyor ve aynı sonuç isteniyor. Kısaca eşit koşullar yaratılmadan yapılan sınav adil olamıyor. Sonuç olarak okul türlerine göre sıralamada meslek liseleri ilk 15'in içinde yoklar. En başarılı liselere baktığımızda ilk sırayı fen liseleri alıyor. Onları Anadolu Liseleri ve Kolejler takip ediyor.Eğitime siyaseti sokmamalıydık. Şirin görünmek ve o okulları kendi siyasi yapılanmasının arka bahçesi görmek yanlışlığına düşülmemeliydi. İmam Hatip Okullarına tüm üniversitelere girme hakkı verdik diye meydanlarda seslenmek ayrı iş, gerçeği görmek ise ayrı iştir.Meslek liselerinin kuruluş amacı ara eleman yetiştirmektir. O öğrenci yaşamını ara eleman olarak devam ettirmek istediği için meslek lisesini seçmiştir. Siyasi kazanım için bu gençleri neden zorluyor ve onları toplumda neden kendine güvensiz yapıyoruz? Bunun vebalini kim taşıyacak?Eğitim bilimsel bir iştir. Bırakalım da bu işle eğitim uzmanları ilgilensin, siyasetçiler değil.Bilmem görüşüme katılır mısınız?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ekrem Yazar / diğer yazıları
- Atatürk Gençlik ve Spor Bayramı / 20.05.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023