24 Temmuz, Lozan Antlaşması'nın 92. yıldönümüydü; 1923 yılının 24 Temmuz'unda Türk İstiklâl Savaşının sağladığı, Türk milletinin yaşam haklarını ve emellerini gerçekleştirdiği eser, Dünya milletler ailesinin kütüğüne tescil ediliyordu. Lozan aynı zamanda, Ortadoğu'nun en önemli bir bölgesinde devamlı bir barış ve güvenliği kurmak ve devam ettirmekle, dünya barışına da hizmet etmiştir.Lozan barışı, İstiklâl Savaşımızı uluslararası düzlemde değerlendiren önemli ve büyük bir eserdir. Eserin büyüklüğünü, Lozan Barış Antlaşmasını, Birinci Dünya Savaşına son veren diğer barış sözleşmeleri ile karşılaştırdığımızda net bir şekilde görebiliriz.Lozan Barış Sözleşmesi, 1. Dünya Savaşı sonunda, İtilâf Devletleri ile Almanya'nın imzaladığı Versailles, Avusturya ile imzalanan SaintGermain, Bulgaristan'la imzalanan Neuilly, Macaristan'la imzalanan Trianon ve Osmanlı Devletinin temsilcileriyle imzalanan ancak Atatürk'ün Başkanlığındaki Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından reddedilen Sevr antlaşmalarından şekil ve muhteva bakımından tamamen ayrılır:1 Birinci Dünya Savaşına son veren barış sözleşmeleri, savaşın galipleri tarafından hazırlanmış ve mağlup devletlere zorla dikte ettirilmiştir.Lozan Barış Antlaşması ise devletlerin eşitliği ilkesine dayalı, karşılıklı anlaşma ve uzlaşma yoluyla hazırlanmıştır.2 Diğer Barış Sözleşmelerinin hepsinin başında Milletler Cemiyeti Misakı(Bugünkü Birleşmiş Milletler Şartı) varken, Lozan'da buna yer verilmemiştir. Emperyalist amaçların gizlendiği, Willson ilkelerinin doğrultusunda hazırlanmış olan Milletler Cemiyeti Misakı'na ve mandaya (boyunduruğa) karşı çetin bir mücadele vermiş olan milletimiz, elbette ki vardığı barışta bu gizli emellerin gölge etmesini istemeyecekti.3 Dünya Savaşı sonrası, savaşı kaybeden devletlerden, onlara ağır mali yük getiren savaş tazminatı istenmiştir. Lozan'da ise tarafımıza ağır mali yük yüklenmemiştir. Üstelik işgâl sırasında yakıp yıktıkları köyler ve verdikleri büyük zarar nedeniyle bizim tazminat talebimiz Yunanistan'a karşı olmuştu.4 Savaş sonrası yapılan barış sözleşmelerinde, mağlup devletlerin savunma hakları ellerinden alınmış, ya da önemli ölçüde kısıtlanmıştı.Lozan'da, genel anlamda istiklâl ve egemenliğimizi sınırlayacak bir hükme yer verilmemiştir.5 İktisadi ve ticari konularda diğer sözleşmelerde var olan sınırlamalar Lozan'da olmamıştır.6 Savaşın galipleri, savaştan önce mağlup devletlerle yapılmış olan sözleşmelerden hangisinin yenileneceğine dair seçim hakkına sahipti. Türkiye, Lozan öncesi yapılmış sözleşmelerin hiç biriyle mükellef değildi.7 Birinci Dünya Savaşını sona erdiren sözleşmelerden hiç biri, bugün, yaşamını sürdürmezken sadece Lozan Barış Sözleşmesi yürürlüktedir.Tabii ki, şerefli bir mücadelenin sonunda Lozan'da hukuki ve siyasi yönden başarıya ulaşan Türk davası karşısında yenilgiyi sindiremeyenlerin hazımsızlığı, günümüze kadar devam edecekti.Ülkemize ve bölgemize baharlar getiren, İstiklâl Savaşı sonucu varılan barıştı Lozan. Oysa bugün içerde ve dışarda hazanı yaşatanlar, idam fermanımız Sevr'i hortlatmak isteyen emperyaller ve onların işbirlikçileridir. Bu arkadaşlara ve efendilerine dikkat! Son pişmanlık fayda vermez.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023