Liman çeteleri haraçtan vazgeçmiyor
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, artık özel sektörün elinde olan limanların ihracatçı ve ithalatçılardan yılda 700 milyon lira toparladığı ordino ücretini kaldırdı. Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, "Aslında hukuksuz bir şey. Mecburiyetten ödüyor bunu ihracatçılar ya da ithalatçılar" dedi. Buna rağmen liman işletmeleri haraç toplamaya devam ediyor
28.12.2017 00:00:00
RECEP BAHAR/İSTANBUL
Türkiye'de bir süredir 'ordino ücreti' tartışması yaşanıyor. Ordino ücreti, dış ticarette ise tüccarın gümrükteki malını teslim alabilmek için taşıyıcı firmadan yük konşimentosu karşılığında verilen havale parası olarak tanımlanıyor. Hava parası ya da haraç olarak tanımlamak mümkün!
Türkiye'de yaklaşık 71 bin ihracatçı, 77 bin de ithalatçı var. Bu firmaların bağlı olduğu örgütler, zaman zaman ordino haracından mustarip olduklarını kamuoyuna ilan ediyorlardı.
Türkiye'den ihraç edilen ya da ülkeye ithal edilen tüm hammadde ve ürünlerin gümrük işlemleri sırasında 'ordino' veya benzer isimler altında firmalardan kanunda yeri olmayan bir bedel tahsil ediliyor ve bu bedelin yıllık toplam değeri 700 milyon TL'yi buluyordu.
Firmaların şikâyetleri üzerine Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) öncülüğünde yürütülen çalışmalar neticesinde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 23 Kasım 2017 tarihli yayınladığı kararla artık gümrük işlemlerinin herhangi bir aşamasında gümrük müdürlüklerince ordino belgesi aranmayacağını açıkladı.
Buna rağmen acenteler ordino bedelini almak için diretiyor çünkü kolay para? Bir pul karşılığında cepleri dolduran bir para?
Bakanları bile takmıyorlar
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, bakanlığın ordino belgesi istemediğini net bir şekilde ifade ederek, şunları söylemişti: "Bakanlık olarak böyle bir belge istemiyor, böyle bir fiyatlandırmayı da kabul etmiyoruz. Ayrıca resmi olarak da yok. Burada Ticaret ve Sanayi Odaları üyeleri firmalarla pazarlık yaparken böyle bir rakam geldiğinde üstünü çizecek. Pazarlık gücü sizde, 'nerede, kim istiyor' diye sorgulayın 'şu kurum istiyor' diye müsteşarlığımızı ararsınız."
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ da "Ordino diye ödenmek zorunda kalınan para, aslında hukuksuz bir şey. Yani mevzuatımızda bu paranın ödeneceğine dair hiçbir şey yok. Mecburiyetten ödüyor bunu ihracatçılar ya da ithalatçılar. Bu mecburiyeti ortadan kaldırmamız için bizim biraz sahaya inmemiz lazım. Bu parayı kim alıyor nasıl alıyor birkaç kişinin canını biraz yakarsak, herhalde bunu da çözeriz" şeklinde konuşmuştu.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın ordino belgesi karşılığı ödenen ordino ücretini kaldırdığını belirterek, "Böylece üzerimizdeki bir yükü daha aldı. Ama bu ücret hala firmalarımızda talep edilebiliyor. Demek ki daha açık düzenlemelere ihtiyaç duyuluyor" açıklamasını yapmıştı.
Haraç yine de alınıyor
Bakanlığın açıklamasına rağmen acentelerin ordino bedelinde ayak diremeyi sürdürdüğünü belirten PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu şunları kaydetti: "Bakanlıkça ordino bedeli alınamayacağı net bir şekilde ortaya konuldu. Ancak firmalarımızdan aldığımız duyumlara göre; Acenteler Bakanlığın resmi yazısına rağmen ordino bedelini alma konusunda ayak diretiyorlar. Özelleştirmelerle Gümrük Ambarı İşletmeciliğini alan liman işletmeleri, gümrük işlemleri biten firmaları malların çıkışını yapmadan tekrar ordino belgesi almak için acentelere gitmeye zorluyor. Burada Liman İşletmelerinin Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı olması, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı arasında yetki tartışmasına sebep oluyor. Hâlbuki Gümrük Ambarları gümrük idaresinin ayrılmaz bir parçasıdır ve Bakanlığın resmi yazısı onları da bağlamaktadır. Nitekim Gümrük Ambarı işletmesinin özel bir firmaya verilmiş olması onun gümrük mevzuatına uyma zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Diğer taraftan Ulaştırma Bakanlığı da böyle bir belge olsa bile bedelsiz olması gerektiğini resmi yazı ile belirtmişti. Dolayısıyla Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın ordinoyu kaldıran yazısına uymadıkları gibi Ulaştırma Bakanlığı'nın 2011'de yayınladığı bu belge bedelsizdir yazısına da uymayarak kanun dışı bir şekilde firmaları bu bedeli ödemeye zorluyorlar."
Kapitülasyonlardan farksız
Dünya Bankası'nın yeni yayınladığı araştırmasına göre Türk sanayisine gümrüklerde OECD ülkelerinden 6 kat fazla evrak bedeli yüklendiğini söyleyen Yavuz Eroğlu, "Bu bedelin ana sebeplerinden biri de limanlarla bağlantılı lojistik işlerinde tekelleşmeye varan yapılanmalardır. Kapitülasyonları çağrıştıran uygulamalarla ithalatçıya ihracatçıya velhasıl Türkiye ekonomisine yük bindirilmektedir. Türkiye bu sorunu bir an evvel çözmelidir. Nitekim 'ordino bedeli' Pandora'nın kutusudur. Diğer liman masraflarında da çok kısa zamanda keyfi ve fahiş fiyatlamaları kaldıracak şekilde düzenlemelere gidilmesi şarttır" dedi.
Türkiye'de bir süredir 'ordino ücreti' tartışması yaşanıyor. Ordino ücreti, dış ticarette ise tüccarın gümrükteki malını teslim alabilmek için taşıyıcı firmadan yük konşimentosu karşılığında verilen havale parası olarak tanımlanıyor. Hava parası ya da haraç olarak tanımlamak mümkün!
Türkiye'de yaklaşık 71 bin ihracatçı, 77 bin de ithalatçı var. Bu firmaların bağlı olduğu örgütler, zaman zaman ordino haracından mustarip olduklarını kamuoyuna ilan ediyorlardı.
Türkiye'den ihraç edilen ya da ülkeye ithal edilen tüm hammadde ve ürünlerin gümrük işlemleri sırasında 'ordino' veya benzer isimler altında firmalardan kanunda yeri olmayan bir bedel tahsil ediliyor ve bu bedelin yıllık toplam değeri 700 milyon TL'yi buluyordu.
Firmaların şikâyetleri üzerine Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) öncülüğünde yürütülen çalışmalar neticesinde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 23 Kasım 2017 tarihli yayınladığı kararla artık gümrük işlemlerinin herhangi bir aşamasında gümrük müdürlüklerince ordino belgesi aranmayacağını açıkladı.
Buna rağmen acenteler ordino bedelini almak için diretiyor çünkü kolay para? Bir pul karşılığında cepleri dolduran bir para?
Bakanları bile takmıyorlar
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, bakanlığın ordino belgesi istemediğini net bir şekilde ifade ederek, şunları söylemişti: "Bakanlık olarak böyle bir belge istemiyor, böyle bir fiyatlandırmayı da kabul etmiyoruz. Ayrıca resmi olarak da yok. Burada Ticaret ve Sanayi Odaları üyeleri firmalarla pazarlık yaparken böyle bir rakam geldiğinde üstünü çizecek. Pazarlık gücü sizde, 'nerede, kim istiyor' diye sorgulayın 'şu kurum istiyor' diye müsteşarlığımızı ararsınız."
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ da "Ordino diye ödenmek zorunda kalınan para, aslında hukuksuz bir şey. Yani mevzuatımızda bu paranın ödeneceğine dair hiçbir şey yok. Mecburiyetten ödüyor bunu ihracatçılar ya da ithalatçılar. Bu mecburiyeti ortadan kaldırmamız için bizim biraz sahaya inmemiz lazım. Bu parayı kim alıyor nasıl alıyor birkaç kişinin canını biraz yakarsak, herhalde bunu da çözeriz" şeklinde konuşmuştu.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın ordino belgesi karşılığı ödenen ordino ücretini kaldırdığını belirterek, "Böylece üzerimizdeki bir yükü daha aldı. Ama bu ücret hala firmalarımızda talep edilebiliyor. Demek ki daha açık düzenlemelere ihtiyaç duyuluyor" açıklamasını yapmıştı.
Haraç yine de alınıyor
Bakanlığın açıklamasına rağmen acentelerin ordino bedelinde ayak diremeyi sürdürdüğünü belirten PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu şunları kaydetti: "Bakanlıkça ordino bedeli alınamayacağı net bir şekilde ortaya konuldu. Ancak firmalarımızdan aldığımız duyumlara göre; Acenteler Bakanlığın resmi yazısına rağmen ordino bedelini alma konusunda ayak diretiyorlar. Özelleştirmelerle Gümrük Ambarı İşletmeciliğini alan liman işletmeleri, gümrük işlemleri biten firmaları malların çıkışını yapmadan tekrar ordino belgesi almak için acentelere gitmeye zorluyor. Burada Liman İşletmelerinin Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı olması, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı arasında yetki tartışmasına sebep oluyor. Hâlbuki Gümrük Ambarları gümrük idaresinin ayrılmaz bir parçasıdır ve Bakanlığın resmi yazısı onları da bağlamaktadır. Nitekim Gümrük Ambarı işletmesinin özel bir firmaya verilmiş olması onun gümrük mevzuatına uyma zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Diğer taraftan Ulaştırma Bakanlığı da böyle bir belge olsa bile bedelsiz olması gerektiğini resmi yazı ile belirtmişti. Dolayısıyla Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın ordinoyu kaldıran yazısına uymadıkları gibi Ulaştırma Bakanlığı'nın 2011'de yayınladığı bu belge bedelsizdir yazısına da uymayarak kanun dışı bir şekilde firmaları bu bedeli ödemeye zorluyorlar."
Kapitülasyonlardan farksız
Dünya Bankası'nın yeni yayınladığı araştırmasına göre Türk sanayisine gümrüklerde OECD ülkelerinden 6 kat fazla evrak bedeli yüklendiğini söyleyen Yavuz Eroğlu, "Bu bedelin ana sebeplerinden biri de limanlarla bağlantılı lojistik işlerinde tekelleşmeye varan yapılanmalardır. Kapitülasyonları çağrıştıran uygulamalarla ithalatçıya ihracatçıya velhasıl Türkiye ekonomisine yük bindirilmektedir. Türkiye bu sorunu bir an evvel çözmelidir. Nitekim 'ordino bedeli' Pandora'nın kutusudur. Diğer liman masraflarında da çok kısa zamanda keyfi ve fahiş fiyatlamaları kaldıracak şekilde düzenlemelere gidilmesi şarttır" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.