Prof. Dr. Haydar Baş'ın laiklikle ilgili görüşleri elimize geçti. Bu fikirleri incelediğimizde, Prof. Dr. Haydar Baş'ın amacının herkesin dinini rahatlıkla yaşayabilmesi, gerek devletin gerekse vatandaşın bu konuda hayatını rahatlıkla devam ettirebilmesi olduğunu gördük.
Bilindiği gibi laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Devlet işi kamu adına yapılan ve kamu kudretine dayanan bütün işlerdir. Bu işlerin dini esaslara dayalı olmaması laikliğin temelini oluşturur. Bu yönüyle laiklik hem devletin hem de ferdin hukukunu korumaktadır.
Haydar Baş beyin ifadesiyle, "Laikliğin sınırlarına riayet edilmek suretiyle, vatandaş dinini rahatça yaşayacaktır. Din eğitimi ihtiyaç duyulan nispette verilecek ve vatandaş bu konuda hiç bir sıkıntı çekmeyecektir."
Yaptığımız araştırmalarda din eğitimine, tamamı laik olan batı ülkelerinin anayasalarında geniş yer verildiğini görüyoruz. Almanya Federal Anayasası'nın 7. maddesinde "Din dersi dini olmayan okullar hariç bütün resmi okullarda mecburidir. Din dersi, devletin kontrol hakkına halel gelmeyecek şekilde, kiliselerin temel ilkelerde anlaşmaları suretiyle verilir."
(Verfassung des landes Baden Wurttemberg)
Almanya'da din eğitimi, kiliselerin sorumluluğundadır. Devletin bu konudaki rolü denetleyiciliktir. Kiliselerin ve dini cemaatlerin din derslerinin verilmesindeki yetki sınırı derslerin yönetilmesi, ders plan ve muhteviyatının tespitiyle beraber, hangi sınıflarda hangi derslerin verileceğine kadar varmaktadır. Yalnız Almanya'da değil, laikliğin beşiği sayılan Avrupa ülkelerinin hemen hepsinde bu durum geçerlidir.
Laiklik, şahsa tanına din özgürlüğünü devlet işleriyle sınırlar ve iki şeyi aynı anda hedefler. "Devlet işlerinin dinî esaslara uydurulmamasını sağlamak" ve "ferdin din ve vicdan hürriyetini güvence altına alıp, dinini serbestçe yaşamasını temin etmek."
Bu bakımdan laiklik hem ferdin, hem de devletin haklarını korumaya yönelik bir anlayıştır.
Bilindiği gibi laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Devlet işi kamu adına yapılan ve kamu kudretine dayanan bütün işlerdir. Bu işlerin dini esaslara dayalı olmaması laikliğin temelini oluşturur. Bu yönüyle laiklik hem devletin hem de ferdin hukukunu korumaktadır.
Haydar Baş beyin ifadesiyle, "Laikliğin sınırlarına riayet edilmek suretiyle, vatandaş dinini rahatça yaşayacaktır. Din eğitimi ihtiyaç duyulan nispette verilecek ve vatandaş bu konuda hiç bir sıkıntı çekmeyecektir."
Yaptığımız araştırmalarda din eğitimine, tamamı laik olan batı ülkelerinin anayasalarında geniş yer verildiğini görüyoruz. Almanya Federal Anayasası'nın 7. maddesinde "Din dersi dini olmayan okullar hariç bütün resmi okullarda mecburidir. Din dersi, devletin kontrol hakkına halel gelmeyecek şekilde, kiliselerin temel ilkelerde anlaşmaları suretiyle verilir."
(Verfassung des landes Baden Wurttemberg)
Almanya'da din eğitimi, kiliselerin sorumluluğundadır. Devletin bu konudaki rolü denetleyiciliktir. Kiliselerin ve dini cemaatlerin din derslerinin verilmesindeki yetki sınırı derslerin yönetilmesi, ders plan ve muhteviyatının tespitiyle beraber, hangi sınıflarda hangi derslerin verileceğine kadar varmaktadır. Yalnız Almanya'da değil, laikliğin beşiği sayılan Avrupa ülkelerinin hemen hepsinde bu durum geçerlidir.
Laiklik, şahsa tanına din özgürlüğünü devlet işleriyle sınırlar ve iki şeyi aynı anda hedefler. "Devlet işlerinin dinî esaslara uydurulmamasını sağlamak" ve "ferdin din ve vicdan hürriyetini güvence altına alıp, dinini serbestçe yaşamasını temin etmek."
Bu bakımdan laiklik hem ferdin, hem de devletin haklarını korumaya yönelik bir anlayıştır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Hamza Baş / diğer yazıları
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü (2) / 25.07.2014
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011