Geçen hafta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Avrupa Sosyalistleri partisi kongresi liderler oturumunda AK Parti'den övgüyle bahseden Norveç Savunma Bakanı Espen Barth Eide ile tartıştı.Medyada yer alan haber şöyle:"?Oturumu yöneten Norveçli Sosyalist Bakan Eide, Kılıçdaroğlu'na söz vermeden önce "yeni Türkiye" hakkında olumlu ifadeler kullandı. Eide, "Son 10 yılda tarihiyle daha barışık, siyasi ve ekonomik gündeminde daha çok ileriye bakan ve Avrupa standartlarından çok daha hızlı ekonomik büyüme gerçekleştiren ve son yıllarda dünyada yeni bir rol düşüncesiyle hareket eden Türkiye'nin yeniden sahneye çıktığını gözlemledik" dedi. Sayın Kılıçdaroğlu ise Türkiye'de üniversitelerin ve medyanın özgür olmadığından bahsederek bakana cevap veriyor. Ancak Norveçli bakan bu konuya hiçbir şekilde değinmiyor.Türkiye'nin yabancı bir ülkede kötülenmesi ayrı bir tuhaflık? Ancak asıl üzerinde durulması gereken Norveçli bakanın dile getirdiği "?Arap baharı sürecinde ılımlı İslam'ın sosyal demokrasi ile uyumlu hareket etmesi ve ülkelerin artık diktatörler tarafından yönetilmemesi" konusudur. Yani daha net ve açık olarak batı standartlarına uyumlu hale getirilmiş, aslından uzaklaştırılmış İslam, BOP çerçevesinde Avrupa'nın çıkarlarına hizmet etmektedir. Ve onlar da bu anlayışı ve sahiplerini ayakta alkışlamaktadır. Bu sebeple Türkiye'nin son on yılından övgüyle söz ediliyor. Yoksa mesele Türkiye'de basın özgürlüğü, üniversitelerin özerkliği meselesi değildir. Avrupa bunlarla ilgilenmez.Sayın Kılıçdaroğlu "eğer ılımlı İslam'ı dini siyasette belli bir dozda kullanmak olarak adlandırıyorsak bu doğru bir yaklaşım değildir" diyor. Ancak asıl konu doz değil ılımlı İslam'ın hakikatte ne olduğudur? Ilımlı İslam deyince ne anlamak lazım?Protestanlaştırılmış, batı normlarına uygun hale getirilmiş, içi boşaltılmış anlayış ılımlı İslam'dır. Bunun dinle veya İslam'ın hakikati ile bir ilgisi yoktur. Bu "yönetim şekillerinin değiştirilmesi, diktatörlerinin yok edilmesi hedeflenen"; yani " işgal edilmesi ve kaynaklarına çöreklenilmesi hedeflenen ülkelerde" işgalci güçlere zemin hazırlayan mantıktır. Bunun ne zaman nerede ve hangi dozda kullanılacağı bir strateji meselesidir. Bu stratejinin neticesi olarak Mısır, Libya, Tunus gibi ülkelere bahar(!) geldi. Bu ülkelerin son hali ortada... Bu tabloyu doğru okumak, kavramların ifade ettikleri manayı doğru anlamak lazım?
Ahmet Hamza Baş / diğer yazıları
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü (2) / 25.07.2014
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011