Vicdani red tartışmaları bir süredir gündemde ve herkes bu konuda farklı bir yorum ve düşünce içerisinde. Kimilerine göre bu bir insan hakkı, kimilerine göre ise herkes istisnasız askerlik vazifesini yerine getirmeli.Meseleyi insan hakları açısından ele alanlar, Muhammed Ali Clay'in Müslüman olması sebebiyle ABD adına Vietnam'da savaşmaya gitmeyi reddetmesini bir misal olarak getiriyorlar. Ancak kanaatimce bu durum ülkemizdeki vicdani red tartışmalarına misal olarak getirilemez. Zira Muhammed Ali inanmadığı bir dava için, inancını paylaşmadığı bir ülke ve o ülkenin değerleri için savaşmayı reddetti. Nitekim, Muhammed Ali 1967'de Vietnam savaşına çağırıldığı zaman, "Benim Vietkonglarla bir problemim yok. Hiçbiri bana kara demedi" demiştir. Ancak bizde askerlik kutsal değerler için yapılır. Askerlikte maksat, vatan gibi, din gibi kutsal değerlerin muhafaza edilmesi, gerekirse tereddütsüz bu değerler uğruna can verilmesidir. Bugün maalesef değerlerimiz yok edilme noktasına geldi. Vatan toprakları yabancılara satılmış durumda, yer altı ve yer üstü kaynaklarımız fütursuzca elden çıkarılıyor. Dinî değerler tahrip ediliyor.Bu hakikate birkaç misal verelim." ? Sadece 2003-2007 yılları arasında 24 milyon km2 toprak yabancılara satıldı. Yani cumhuriyetin 80 yılında satılan toprağın iki katı 5 yıl içinde yabacılara satıldı. 12 Kasım 2007'ye kadar gelindiğinde yurt genelinde 68419 adet yabancı kişiye toplam 36 milyon km2 toprak satıldı." (Banu Avar, Gafletin Boyutları, Sınır Ötesi gazetesi). Bu rakam 2007 yılı itibariyle bu şekildedir. Bu tarihten sonra da yabancılara toprak satışı aynı hızla devam etmiştir.Bir diğer değerimiz olan kaynaklarımız da aynı şekilde satılmaktadır."? İktidarın 2004 yılında çıkardığı 5177 sayılı kanunla yabancıların çıkardığı madenden devlet payını yüzde 2'ye düşürdü. O günden bu yana 350 yabancı maden firması topraklarımızın yüzde 23.5'ine denk gelen araziyi ele geçirdi. Yılda yüz milyarlarca dolarlık madenimizi gemilere yükleyip yurt dışına çıkarıyorlar." (Selim Kotil, Neden Hayır Diyoruz?)14 Aralık 2010 tarihli bir haber?"Sadece 2006-2008 yılları arasında yüzde 2 vergi karşılığında 40 bini aşkın maden ruhsatı verildi. Yabancıların ülkemizde sahip olduğu maden alanı 150 bin km2..."Dinler arası diyalog, ılımlı İslam vs. isimler altında dinimizin aslından uzaklaştırılması, tahribata tâbi tutulması meselenin diğer bir boyutudur. Böyle bir ortamda vicdani reddi gündeme getirmek "korunacak bir değer bırakmadığımız için istemeyen askere gitmeyebilir" demenin bir şekli değil midir?Başka bir ifadeyle, mukaddes değerler bir bir yok olma noktasına getirilirken, zorunlu askerliğin reddedilmesi çok mu kabul edilemez?
Ahmet Hamza Baş / diğer yazıları
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü (2) / 25.07.2014
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011