Kuvayı Milliye ruhu, artık aktif siyasete evet dedi. Yurdu bir baştan öbür başa dolaşan Kuvayı Milliyeciler, iş adamları ve sanayicilerle ülke meselelerini değerlendiriyorlar. Gelinen bu noktada Türkiye'yi, Türkiye'nin meselelerini konuşuyorlar.
Son derece yağun bir alaka ile izlenen toplantılar, yarınlar için ümit vermektedir. Zira bu davetlere artık Prof. Dr. Haydar Baş Bey de katılmaya başladı. Zira yapılan araştırmalar ve halktan gelen teklifler göstermiştir ki, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e çok büyük bir teveccüh var.
O'nun TV ve Radyo konuşmaları, gazete ve dergilerde çıkan makaleleri ve röportajları, Halk tarafından dikkatle izlenmiş, fevkalade kabul görmüştür. Zira Prof. Dr. Haydar Baş Bey ülkenin bütün meselelerine çözüm getirmektedir. Ekonomiden dış politikaya, eğitimden yerel yönetime, insan haklarından demokrasiye... kısacası her konuya eğilmektedir.
Özellikle milli birlik ve bütünlük konusundaki hassasiyeti herkesi ve herkesimi memnun etmiştir.
Şövenist olmayan bir milli anlayış, öne çıkarmıştır. Tüm ülke vatandaşları barış ve kardeşlik içinde yaşayacaktır.
Prof. Dr. Haydar Baş, Küreselleşmeye karşı çıkarak milli çözümler üretmektedir. O'na göre emisyon hacmini genişletip, faizsiz kredilerle üretim artırılmalıdır.
Enflasyonun indirilmesi için en güzel çözüm budur. Aksine kapitalist bir mantıkla parayı bazı ellerde toplayıp, halkı ezmenin bir manası yoktur.
Geçen Cuma günü Bursa'da, Cumartesi günü de İstanbul toplantılarında görüşlerini açıklayan Prof. Dr. Haydar Baş çok büyük alaka gördü.
Kuvayı Milliye ekibi "Sayın Hocam, lütfen iş başa düşmüştür, geçin önümüze, geçin milletin önüne" teklifini yapmışlar, Halk da aynı teklifi yüksek bir sesle vurgulamıştır.
Cevaben Prof. Dr. Haydar Baş Bey, "Bu iş siyasetçilerin işi, ancak yıllarca imkan verip bekledik. Fakat istenilen yere gelinemedi. Eğer bu çileli iş bize düşüyorsa, artık iyi düşünmek lazım" dedi.
Halk, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i işin içinde, işin önünde görmek istiyor.
Ümitsiz ve moralsiz olan toplumumuz, bu ışığı görmüştür.
Halkımız arif bir halktır. Halk Prof. Dr. Haydar Baş diyorsa bunun anlamını iyi değerlendirmek lazım. Artık ülkemizin ne geçirilecek vakti var ve nede dayanabilecek gücü kaldı.
Halkımız 1918 de nasıl her şey bitti dendiği halde ayağa kalkmışsa, bir Kuvayı Milliye ruhuyla direnmişse bugün de aynı ruh dinamiğine sahiptir. O zaman İngiliz hakimiyetini, Amerikan mandasını teklif edenler nasıl hüsrana uğramışsa, bugün de Amerika'dan ve batıdan icazetle haraket edenler aynı şekilde hüsrana uğrayacaklardır. Zira bu vatan bizimdir bizim kalacaktır. En büyük sembolümüz bayrak, mukaddes anamız da vatandır.
Trobzon, İstanbul ve Ankara mitinglerine olan alaka ve ortaya koyulan tablo, her şeyi izaha kafidir.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey, Askeri, sivili, halkı, devleti... kısacası bütün güçleri birleştirecek bir teze sahiptir. Dileriz, halkın teklifini kabul eder. Halkı için bu taşın altına el kor.
Son derece yağun bir alaka ile izlenen toplantılar, yarınlar için ümit vermektedir. Zira bu davetlere artık Prof. Dr. Haydar Baş Bey de katılmaya başladı. Zira yapılan araştırmalar ve halktan gelen teklifler göstermiştir ki, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e çok büyük bir teveccüh var.
O'nun TV ve Radyo konuşmaları, gazete ve dergilerde çıkan makaleleri ve röportajları, Halk tarafından dikkatle izlenmiş, fevkalade kabul görmüştür. Zira Prof. Dr. Haydar Baş Bey ülkenin bütün meselelerine çözüm getirmektedir. Ekonomiden dış politikaya, eğitimden yerel yönetime, insan haklarından demokrasiye... kısacası her konuya eğilmektedir.
Özellikle milli birlik ve bütünlük konusundaki hassasiyeti herkesi ve herkesimi memnun etmiştir.
Şövenist olmayan bir milli anlayış, öne çıkarmıştır. Tüm ülke vatandaşları barış ve kardeşlik içinde yaşayacaktır.
Prof. Dr. Haydar Baş, Küreselleşmeye karşı çıkarak milli çözümler üretmektedir. O'na göre emisyon hacmini genişletip, faizsiz kredilerle üretim artırılmalıdır.
Enflasyonun indirilmesi için en güzel çözüm budur. Aksine kapitalist bir mantıkla parayı bazı ellerde toplayıp, halkı ezmenin bir manası yoktur.
Geçen Cuma günü Bursa'da, Cumartesi günü de İstanbul toplantılarında görüşlerini açıklayan Prof. Dr. Haydar Baş çok büyük alaka gördü.
Kuvayı Milliye ekibi "Sayın Hocam, lütfen iş başa düşmüştür, geçin önümüze, geçin milletin önüne" teklifini yapmışlar, Halk da aynı teklifi yüksek bir sesle vurgulamıştır.
Cevaben Prof. Dr. Haydar Baş Bey, "Bu iş siyasetçilerin işi, ancak yıllarca imkan verip bekledik. Fakat istenilen yere gelinemedi. Eğer bu çileli iş bize düşüyorsa, artık iyi düşünmek lazım" dedi.
Halk, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i işin içinde, işin önünde görmek istiyor.
Ümitsiz ve moralsiz olan toplumumuz, bu ışığı görmüştür.
Halkımız arif bir halktır. Halk Prof. Dr. Haydar Baş diyorsa bunun anlamını iyi değerlendirmek lazım. Artık ülkemizin ne geçirilecek vakti var ve nede dayanabilecek gücü kaldı.
Halkımız 1918 de nasıl her şey bitti dendiği halde ayağa kalkmışsa, bir Kuvayı Milliye ruhuyla direnmişse bugün de aynı ruh dinamiğine sahiptir. O zaman İngiliz hakimiyetini, Amerikan mandasını teklif edenler nasıl hüsrana uğramışsa, bugün de Amerika'dan ve batıdan icazetle haraket edenler aynı şekilde hüsrana uğrayacaklardır. Zira bu vatan bizimdir bizim kalacaktır. En büyük sembolümüz bayrak, mukaddes anamız da vatandır.
Trobzon, İstanbul ve Ankara mitinglerine olan alaka ve ortaya koyulan tablo, her şeyi izaha kafidir.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey, Askeri, sivili, halkı, devleti... kısacası bütün güçleri birleştirecek bir teze sahiptir. Dileriz, halkın teklifini kabul eder. Halkı için bu taşın altına el kor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Baki Bektaş / diğer yazıları
- Gerçek hayat ahiret hayatıdır / 09.09.2003
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002