Tarımda bir şampiyonluktur almış başını gidiyor sevgili okurlar.Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımıza göre "tarımda Avrupa şampiyonu ve dünya yedincisiyiz " hedefimiz dünyada ilk beşe girmek... Bu yazımızda kuru fasulye şampiyonluğumuzdan bahsetmek istiyorum.Buyurun,afiyet olsun:2010 / 2011 üretim döneminde halkımızın ana gıda maddelerinden olan bakliyat üretimimiz iç talebi karşılamadı.Yurtdışından net olarak 48 bin ton fasulye, 39 bin ton kırmızı mercimek ve 17 bin ton yeşil mercimek getirdik.Bu yılda Arjantin'deki kuraklık ve Çin'deki aşırı yağışlar nedeniyle mahsul tarlada kalınca; kuru fasulye fiyatları son üç ayda yüzde 50 arttı. Toptanda kilosu 8 lira olan kuru fasulyenin perakende fiyatı 10-12 lira arasında. Üretici kuru fasulye, nohut, iç bakla ve börülce ekmiyor artık. Bunun nedeni de destekleme primlerinin az olması ve ürünün para etmemesi,dışarıdan ucuz(!) ithal edilmesi...Atalarımızın "elden gelen öğün olmaz oda vaktinde bulunmaz" sözünü ayan beyan yaşıyoruz.Kuru fasulyeyi bu toprakta ektirmeyip elin ürününe muhtaç hale getirenlere,bu utanç ve ayıbı bu millete yaşatanlara "yazıklar olsun" diyesi geliyor insanın... Bir "yazıklar olsun"da bu işbilmezleri oyları ile iktidara getirenlere ...Fasulye şu an raflarda bir var bir yok durumda. Yaklaşık 200 bin ton fasulye tüketimi var. Bu rakamın yarısını ithal ediyoruz.Tarımda ithal kafanın ülkeyi getirmiş olduğu nokta ortada.Yılda 200 bin ton tüketimimize karşılık yarısını ithal edeceğimize; 400-500 ton ekip silolarımızda saklasak ve dahi ihraç etsek zarar mı etmiş oluruz? Akıl izan bunu gerektirmez mi? Tarımı yönetenler yeminle söylüyorum ki bu işi bil-mi-yor-lar... Ama sevgili tarım bakanımıza sorsanız tarımda dünya ve Avrupa liglerinde şampiyonluktan şampiyonluğa koşuyoruz.Baklagil üretilen ekim alanlarının 1990 yılından bu yana yüzde 61.9 azalmış.Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, pazarlama gücü yetersiz olan, ithal ürünler karşısında rekabet gücü kalmayan üreticilerin, bakliyat üretmekten vazgeçtiğini söyleyip şöyle devam ediyor:* 1990 sonrası Toprak Mahsulleri Ofisi bakliyat alımlarını azalttı. 1994 yılında durdurdu. Ülkede bakliyat pazarlama politikası oluşturan kamu otoritesi kalmadı. Üretici pazarlama sorunu altında ezildi.* 2000 yılında Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri politikası değiştirildi. Birlikler maddi sıkıntıya girdi. Birlikler üreticilerden alım yapamaz hale geldi.* Pazarlama gücü olmayan küçük üretici her yıl biraz daha baklagil üretmekten vazgeçti. 1990 yılında 210 bin ton kuru fasulye üretiyorduk. Kuru fasulye ekilen alan 1.7 milyon dekardan 931 bin dekara düştüğü için üretim artmadı. Fakirin eti olarak bilinen kuru fasulyede durum ortada... Samanda durum ortada... Karkas ette ve hayvancılıkta durum ortada... Sütte durum ortada ... Şekerpancarında,pamukta,fındıkta durum ortada...En büyük girdi maddesi mazotta durum ortada...Neredesin ey köylü milleti?.. Ne zaman akıllanıp, işi ehline teslim edeceksin,ne zaman?..
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025