Dünkü yazımızda, küreselleşme hakkında bazı tespitleri dile getirmiştik. Milletlerin küreselleşme adı altında, kendi kültür ve inançlarından soyutlanarak, haçlı batının kültür ve inancında yok edilmeye çalışıldığından. Ekmeğini tarımdan elde edenlerin elinden tarımları, ekmeğini hayvancılıktan elde edenlerin elinden hayvancılıkları, velhasıl milletlerin ellerinden küresel bahanelerle ekmekleri alındığından bahsetmiştik. Ayrıca, küreselleşme adı altında haklının değil güçlünün kazandığı, haksızların haksızlıklarını devam ettirmek için de ellerinden gelen her türlü zulüm ve işkenceyi diğerlerine reva gördükleri bir düzen oluşturduklarından da bahsetmiştik.
Toplumun bünyesine verdiği maddi manevi zararlardan dolayı, küreselleşme bir hastalıktır.
Küreselleşme mademki bir hastalıktır. O zaman bu hastalıktan kurtulmak için bir panzehire, bir ilaca ihtiyaç vardır. Bu panzehir de Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet projesidir.
Müsaadenizle Sosyal Devlet Milli Devlet projesinde, küreselleşmenin(Globalizmin) panzehiri hakkındaki bilgileri sizlerle paylaşalım.
“Sosyal Devlet Milli Devlet modelinde, ulus devlet anlayışı korunmaktadır. Bunda amaç ise, yenidünya düzeninde sömürünün adı olan Globalizmin, milletleri ve devletleri ezmesini engellemektir. Milletin kaynaklarını ve kimliğini koruyarak, devletlerin uluslararası alanda varlığını devam ettirmesine katkıda bulunmaktadır. Milli devlet anlayışı, hiç bir zaman dünya ile kurulacak ilişkilere karşı değildir. Devletlerin aralarında, uluslararası hukuk kuralları ve mütekabiliyet esası çerçevesinde, kendi değerlerini muhafaza ederek, teknolojik konularda işbirliği yapması, iktisadi ve siyasi ilişkiler kurup dayanışma içerisinde olması elbette desteklenmektedir.
Karşılıklı menfaatler dengesine göre belirlenen devletlerarası hukukta da milli devletin korunması mutlaktır. Ancak bu sayede, milletlerin varlığından ve imkânlarından, milletin kendisinin istifadesinden bahsedilebilir.
Milli bir siyasetin izlenmesinin gerekliliği, M. Kemal Atatürk’ün üzerinde son derece önemle durduğu bir konudur. Nitekim “Bizim, kendisinde açıklık ve uygulama imkânı gördüğümüz siyasî ilke, millî siyasettir… Milletimizin, güçlü, mutlu ve istikrarlı yaşayabilmesi için, devletin bütünüyle millî bir siyaset izlemesi, bu siyasetin iç teşkilâtımıza tam olarak uyması ve ona dayanması gerekir. Millî siyaset dediğim zaman kastettiğim anlam ve öz şudur: Millî sınırlarımız içinde, her şeyden önce kendi kuvvetimize dayanmakla varlığımızı koruyarak, millet ve memleketin gerçek saadet ve refahına çalışmak... (Nutuk/sayfa 299)”(Sosyal Devlet Milli Devlet/ Prof. Dr. Haydar Baş/ sayfa 66–67)
Aktarmaya çalıştığımız bilgiler ışığında görüyoruz ki; küreselleşme, milletleri ulus devlet anlayışından uzaklaştırarak milli kaynaklarını ele geçirme ve işgal projesidir. Küreselleşme hastalığına panzehir olarak da Milletleri işgalden ve kölelikten kurtarıp, milli kaynaklarıyla ve milli siyasetiyle kendi ayakları üzerinde durmasını, kalkınmasını sağlayan model de Milli Ekonomi Modeli’dir.
Toplumun bünyesine verdiği maddi manevi zararlardan dolayı, küreselleşme bir hastalıktır.
Küreselleşme mademki bir hastalıktır. O zaman bu hastalıktan kurtulmak için bir panzehire, bir ilaca ihtiyaç vardır. Bu panzehir de Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet projesidir.
Müsaadenizle Sosyal Devlet Milli Devlet projesinde, küreselleşmenin(Globalizmin) panzehiri hakkındaki bilgileri sizlerle paylaşalım.
“Sosyal Devlet Milli Devlet modelinde, ulus devlet anlayışı korunmaktadır. Bunda amaç ise, yenidünya düzeninde sömürünün adı olan Globalizmin, milletleri ve devletleri ezmesini engellemektir. Milletin kaynaklarını ve kimliğini koruyarak, devletlerin uluslararası alanda varlığını devam ettirmesine katkıda bulunmaktadır. Milli devlet anlayışı, hiç bir zaman dünya ile kurulacak ilişkilere karşı değildir. Devletlerin aralarında, uluslararası hukuk kuralları ve mütekabiliyet esası çerçevesinde, kendi değerlerini muhafaza ederek, teknolojik konularda işbirliği yapması, iktisadi ve siyasi ilişkiler kurup dayanışma içerisinde olması elbette desteklenmektedir.
Karşılıklı menfaatler dengesine göre belirlenen devletlerarası hukukta da milli devletin korunması mutlaktır. Ancak bu sayede, milletlerin varlığından ve imkânlarından, milletin kendisinin istifadesinden bahsedilebilir.
Milli bir siyasetin izlenmesinin gerekliliği, M. Kemal Atatürk’ün üzerinde son derece önemle durduğu bir konudur. Nitekim “Bizim, kendisinde açıklık ve uygulama imkânı gördüğümüz siyasî ilke, millî siyasettir… Milletimizin, güçlü, mutlu ve istikrarlı yaşayabilmesi için, devletin bütünüyle millî bir siyaset izlemesi, bu siyasetin iç teşkilâtımıza tam olarak uyması ve ona dayanması gerekir. Millî siyaset dediğim zaman kastettiğim anlam ve öz şudur: Millî sınırlarımız içinde, her şeyden önce kendi kuvvetimize dayanmakla varlığımızı koruyarak, millet ve memleketin gerçek saadet ve refahına çalışmak... (Nutuk/sayfa 299)”(Sosyal Devlet Milli Devlet/ Prof. Dr. Haydar Baş/ sayfa 66–67)
Aktarmaya çalıştığımız bilgiler ışığında görüyoruz ki; küreselleşme, milletleri ulus devlet anlayışından uzaklaştırarak milli kaynaklarını ele geçirme ve işgal projesidir. Küreselleşme hastalığına panzehir olarak da Milletleri işgalden ve kölelikten kurtarıp, milli kaynaklarıyla ve milli siyasetiyle kendi ayakları üzerinde durmasını, kalkınmasını sağlayan model de Milli Ekonomi Modeli’dir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025