Geçtiğimiz Eylül ayıydı. Bingöl'de, barış elçisi(!), hükümetin umudu Apo'nun çocukları mayın döşemişler. 8 polisimizi şehit verdik, 7'si yaralandı. Yine aynı günlerde Bingöl'de, bebek katilinin, katil evlatları, askeri konvoyumuza roketli saldırı yaptı. 10 askerimiz şehit oldu. 70 yaralımız var. Hemen peşi sıra katillerle çıkan sıcak çatışmada bir köy korucusunu da şehit verdik. Vatandaş gergin. Nerede bu devlet? Nerede bu devleti üç dönemdir yöneten iktidar, sorgusunda. Baktılar, ortada iktidarsız bir durum var. Katiller istedikleri gibi eylem planlayıp, gerçekleştiriyor. Katillerin sözcüleri ekran ekran dolaşıp, bu milletin dününe, bugününe sayıp, duruyorlar. Ne iktidarı takıyorlar, ne genelkurmayı! O halde biz müdahale edelim… Ve bir gurup, BDP binasının önünde toplanıyor. Binaya taşlı saldırı. Binadan aynı karşılık. Polis gurubu kontrol edemiyor. Çatışma büyüyor. Binaya tırmanan birkaç kişi BDP tabelasını indiriyor ve ayaklar altına alıyorlar. Bugün AKP'ye bin bir methiyeler düzen, gülücükleri, öpücükleri peş peşe gönderen "bebek katilinin", dokunulmaz zırhlı sözcüleri, yine ekranlarda demokrasi havariliği yanında, tehditleri de peş peşe sıralıyorlar. Bunlardan biride Altan Tan'dı. Yalnız Altan Tan tehditlerinin yanında adeta bugünlerinde sinyalini veriyordu ve "Kürdistan'ı Erdoğan kuracak" diyordu. Altan Tan, Türk Askeri ile girdikleri çatışmalarda öldürülen PKK'lı canilerin fotoğrafları önünde yaptığı açıklamada şöyle diyordu; "…Bingöl'ün bütün sokaklarını kestin, gaz verdin herkese, silah kullandın, benim de içinde bulunduğum milletvekillerini, halkı çevre yolunda tuttun. Ne kazandın? Öfke, nefret ve kini artırdın. İkide bir diyorlar; bunlar bölünecek bir Kürdistan kuracaklar. Kürdistan'ı kim kuracak biliyor musunuz? İdris Naim Şahin ile Tayip Erdoğan kuracak. Bizim genel başkanımız Selahattin Demirtaş bunu söyledi. Dedi ki; "siz bu ülkeyi bölmek üzere emir mi aldınız bir yerden. Biz birlikte yaşamaktan bahsediyoruz. Biz demokratik özerlikten bahsediyoruz, siz de çekin gidin diyorsunuz. Aklınızı başınıza alın, bu yol yol değil. Ha ne olur? Biz illa da 'kavga edeceğiz, biz sürekli ateşe benzin dökeceğiz, siz barış ve kardeşlik dedikçe, hak dedikçe, biz, sizi döveceğiz' diyorsanız. Azdan az ölür, çoktan çok ölür. Sizden korkan, sizden çekinen, sizden beter olsun inşallah..." Erdoğan yine o günlerde (Kasım ayında) adeta bu meydan okumaya karşılık, halkın beklenti ve taleplerini göz önünde bulundurmak zorunda olduklarını belirtip, "… Siyasi suçlarla ilgili olarak değil ama terör ve ölüme sebebiyet verme kapsamında idamı tartışmak elbette mümkün olabilir…" diyordu. Bir tarafta devleti temsilen hükümete; "Akıllı olun! Biz bu yola başımızı koyduk. Can verilecekse veririz. Sizden çok gider, bizden az gider. Kürdistan elbet kurulacak ve bunu size yaptıracağız" diyen bir anlayış. Diğer tarafta ise Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı; "Halkımızın, bizden beklentileri var. Milletimiz bunca şehit verdi, analar ağladı, ağlıyor. Terör ve öldürme suçlarına idam cezasının olması gereklidir" diyor. Geldiğimiz noktada ise bu iki anlayış el sıkışıp bir "süreç" çadırı kurmuşlar. İmralı sakini dedikleri, bebek katilinin himmeti ile durmak yok, yola devam, diyorlar. Bu yol nereye çıkar? Sakın Altan Tan'ın öngördüğü; Kürdistan'ı Erdoğan'a kurduracağız, dipsizler vadisine çıkmasın!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025