İşgal güçleri Irak halkından tepki almaya devam ediyor. Amerikan conilerinin sivil halka yönelik başlatmış olduğu eylemler, hemen hergün objektiflerle tarihe kaydediliyor.
Çırılçıplak soyularak bayılana kadar dövülen insanların acısı... saldıracağı şüphesiyle yakapaça tutuklanarak dipçik altına yatırılan gençlerin dramı... pazaryerine giderken hırsız yaftası yiyen hamile kadınların sürüklenmesi...
Saddam'ın doğum yeri olan Tıkrit kentinde mahallelerin tüm duvarlarına "Go home ABD, Yes Saddam" temalı yazılar yazıldı. Yazıları yazanlar coniler tarafından birer birer ev baskınlarıyla toplandı. Zorba olduğu gerekçesiyle zorbaca yöntemlerle çökertilen Saddam'ın resimlerini bir bir boyayarak kapatmaya çalışan coniler kendi açıklarını pek kapatamıyorlar.
Ülke genelinde işgal gücü askerleriyle Irak halkı arasında psikolojik savaş yaşanıyor.
Kontrol bölgelerinde kuş uçurtmayan askerler, geçişler sırasında insanlara hatta araçlara tekme tokat giriyorlar. Gerekçe hazır: Şüpheli görüldü.
Şoförler araçlardan indiriliyor, soyuluyor, hakaret ediliyor, ondan sonra postalanıyor.
İşgal sürecinin yayılmasıyla beraber ABD ve onun bölgedeki piyonlarına yönelik tepkiler de artmıyor değil. Yaraya tuz biber eken illegal ve insanlık dışı eylemler, Irak'ın banliyolarına kadar protesto ediliyor.
Bir taraftan, Sömürge Valisi Garner başkanlığında yeni yönetimin kurularak kapsam alanına tüm etnik unsurların müdahil edilmesi düşünülürken, diğer yandan demokratik yönetim(!)e talip güçlerin askerleri Irak etnisitesini kaşıyor.
Hem Sünniler hem Şiiler ABD'nin bölgede kalmasını istemiyor. Vali Garner'in "Geçiciyiz'' sözüne itibar etmeyen halk, biran evvel huzur ve barış gelsin istiyor.
Irak'a demokrasi ve özgürlük getirmeyi vaadeden ABD'nin kendine yönelik tepkilere, protestolara tahammülü yok. Slogan atan, pankart açan gençlere kurşun sıkılıyor.
Suni yöntemlerle, baskıcı eylemlerle kontrolü sağlama, denetimi eline alma gayretindeki ABD'ye yönelik başta güney olmak üzere orta bölgelerde Irak halkının tepkisi büyüyor.
Amerikan conilerinin bölgedeki şiddet eylemleri, hafızalarımızda Filistin dramını canlandırıyor. İsrail tanklarına taşlarla karşı koymaya çalışan Filistinli çocuklar...Kafasına dipçik inen Iraklı gençler...
ABD belli bir noktadan sonra bölgedeki şiddeti indirmek için çaba göstermek zorunda. Aksi halde Bumerang etkiye katlanmak zorunda.
Tüm dünyaya meydan okuyarak kontrolden çıkan bir ülkeden ve onun askerlerinden kontrollü olmalarını beklemek bilmiyorum ne derece etkili ve anlamlı olacaktır.
Çırılçıplak soyularak bayılana kadar dövülen insanların acısı... saldıracağı şüphesiyle yakapaça tutuklanarak dipçik altına yatırılan gençlerin dramı... pazaryerine giderken hırsız yaftası yiyen hamile kadınların sürüklenmesi...
Saddam'ın doğum yeri olan Tıkrit kentinde mahallelerin tüm duvarlarına "Go home ABD, Yes Saddam" temalı yazılar yazıldı. Yazıları yazanlar coniler tarafından birer birer ev baskınlarıyla toplandı. Zorba olduğu gerekçesiyle zorbaca yöntemlerle çökertilen Saddam'ın resimlerini bir bir boyayarak kapatmaya çalışan coniler kendi açıklarını pek kapatamıyorlar.
Ülke genelinde işgal gücü askerleriyle Irak halkı arasında psikolojik savaş yaşanıyor.
Kontrol bölgelerinde kuş uçurtmayan askerler, geçişler sırasında insanlara hatta araçlara tekme tokat giriyorlar. Gerekçe hazır: Şüpheli görüldü.
Şoförler araçlardan indiriliyor, soyuluyor, hakaret ediliyor, ondan sonra postalanıyor.
İşgal sürecinin yayılmasıyla beraber ABD ve onun bölgedeki piyonlarına yönelik tepkiler de artmıyor değil. Yaraya tuz biber eken illegal ve insanlık dışı eylemler, Irak'ın banliyolarına kadar protesto ediliyor.
Bir taraftan, Sömürge Valisi Garner başkanlığında yeni yönetimin kurularak kapsam alanına tüm etnik unsurların müdahil edilmesi düşünülürken, diğer yandan demokratik yönetim(!)e talip güçlerin askerleri Irak etnisitesini kaşıyor.
Hem Sünniler hem Şiiler ABD'nin bölgede kalmasını istemiyor. Vali Garner'in "Geçiciyiz'' sözüne itibar etmeyen halk, biran evvel huzur ve barış gelsin istiyor.
Irak'a demokrasi ve özgürlük getirmeyi vaadeden ABD'nin kendine yönelik tepkilere, protestolara tahammülü yok. Slogan atan, pankart açan gençlere kurşun sıkılıyor.
Suni yöntemlerle, baskıcı eylemlerle kontrolü sağlama, denetimi eline alma gayretindeki ABD'ye yönelik başta güney olmak üzere orta bölgelerde Irak halkının tepkisi büyüyor.
Amerikan conilerinin bölgedeki şiddet eylemleri, hafızalarımızda Filistin dramını canlandırıyor. İsrail tanklarına taşlarla karşı koymaya çalışan Filistinli çocuklar...Kafasına dipçik inen Iraklı gençler...
ABD belli bir noktadan sonra bölgedeki şiddeti indirmek için çaba göstermek zorunda. Aksi halde Bumerang etkiye katlanmak zorunda.
Tüm dünyaya meydan okuyarak kontrolden çıkan bir ülkeden ve onun askerlerinden kontrollü olmalarını beklemek bilmiyorum ne derece etkili ve anlamlı olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005