Türkiye'de tüm şer odaklarının 17 Aralık'a kilitlendiği bir zamanda, International Herald Tribune ve Le Monde gazetelerinde bölücü Kürtlerin ilanı yayınlandı. Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrell'in kendi ifadesiyle "Kürdistan" (Diyarbakır) ziyaretinin hemen ertesine denk gelmişti bu ilan. Borrell ziyaret sonrası Avrupa'da, ziyaretle ilgili "Kürtlerin özerklik taleplerinin makul karşılanması gerektiğine" dair açıklamalarda bulunduktan hemen sonra yayınlanan bu ilanın etkisi beklendiği gibi olmamakla beraber, arzulanan "tartışma zemini" önemli oranda sağlanmıştı. Türk medyası her ne kadar bu ilanı eleştirse de, ilanı yayınlayanların ekmeğine yağ sürmekten geri durmadılar.
Kısık sesle başlayan "Kürt tartışmasının" sesi giderek yükselmeye başladı.
17 Aralık öncesinde patlatılan Mardin Kızıltepe olayı Zirve'nin "zafer sarhoşluğu"nun ardından yeniden ısıtıldı ve Meclis AKP marifetiyle bu ısıtma operasyonunda kullanıldı, kullanılmaya da devam ediyor. Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış apar topar Kızıltepe'ye gönderildi ve olayda güvenlik güçlerinin büyük ihmali olduğu bombasını patlattı. Ertesi gün medya bu olayı manşetlerden duyurdu. İlk bakışta medyanın bu tavrı normal ve sıradan gazetecilik olarak karşılanırken, ardından patlatılan yeni "bombalar" medyanın asıl niyetini açığa çıkardı.
Medyanın asıl niyeti, gazetecilik yapmak değil, AB ve AKP'nin ittirmesiyle belli konuları "uydurma haberlerle" kaşımak.
Aradan çok geçmedi, Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde bir toplu mezar bulunduğu haberi manşetlere taşındı. Haberlere göre bu toplu mezarda Türk silahlı kuvvetlerinin öldürdüğü 11 sivil vatandaşın cesedi bulunuyordu. Olayın takipçileri ise İnsan Hakları Derneği (İHD), DEHAP ve tabii ki PKK.
Ve ardından terörist Sakık kardeşler Arif ve Şemdin Sakık'ın ifadelerinden öğreniyoruz ki, PKK, DEHAP ve PKK üçlüsünün bu iddiaları ortaya atma sebepleri alınacak tazminatı bölüşmek. Sakıklar, o 11 vatandaşı PKK'nın katlettiğini de itiraf ediyor.
Çizilen imaj, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin PKK ile mücadele adı altında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde birçok masum sivili katlettiği yönündeydi. Dönemin tüm faili meçhul cinayetlerini de bu şekilde TSK'nın üzerine yıkma kampanyası başlatılmış oldu.
Bu da yetmedi son bombayı da "Gümüşhane İnfazı" adı altında patlattılar. Yeni Şafak'ın büyük bir gururla duyurduğu habere göre Gümüşhane'nin Şiran İlçesi Elmaçukuru Köyü'nde 19 Eylül 2004'te avlanmaya giden iki vatandaş PKK'lı oldukları zannedilerek öldürülmüş.
AKP bu iddia için de hemen harekete geçerek Gümüşhane'ye heyet göndermiş.
Önümüzdeki günlerde bu tür haberlere, yeni toplu mezarlara, yeni faili meçhullerin faillerine daha çok rastlayacağız. Birileri bu tür iddialar için uygun zamanın geldiğine karar verdi, belli bir kronolojiyle bu iddialar AB'ci medya servislerine sunuluyor. Meclis de, gazete manşetlerinin ardından heyetler oluşturup bölgeye gönderiyor. Çok yakın zamanda da, bu iddialar AİHM ve BM'nin gündemine taşınacak ve Türkiye ikinci bir "soykırım" iftirasıyla karşı karşıya bırakılacak. Ama bu kez bu iddialarda amaç sadece tazminat almak olmayacak. Bedel olarak bağımsızlık istenecek!
Kısık sesle başlayan "Kürt tartışmasının" sesi giderek yükselmeye başladı.
17 Aralık öncesinde patlatılan Mardin Kızıltepe olayı Zirve'nin "zafer sarhoşluğu"nun ardından yeniden ısıtıldı ve Meclis AKP marifetiyle bu ısıtma operasyonunda kullanıldı, kullanılmaya da devam ediyor. Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış apar topar Kızıltepe'ye gönderildi ve olayda güvenlik güçlerinin büyük ihmali olduğu bombasını patlattı. Ertesi gün medya bu olayı manşetlerden duyurdu. İlk bakışta medyanın bu tavrı normal ve sıradan gazetecilik olarak karşılanırken, ardından patlatılan yeni "bombalar" medyanın asıl niyetini açığa çıkardı.
Medyanın asıl niyeti, gazetecilik yapmak değil, AB ve AKP'nin ittirmesiyle belli konuları "uydurma haberlerle" kaşımak.
Aradan çok geçmedi, Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde bir toplu mezar bulunduğu haberi manşetlere taşındı. Haberlere göre bu toplu mezarda Türk silahlı kuvvetlerinin öldürdüğü 11 sivil vatandaşın cesedi bulunuyordu. Olayın takipçileri ise İnsan Hakları Derneği (İHD), DEHAP ve tabii ki PKK.
Ve ardından terörist Sakık kardeşler Arif ve Şemdin Sakık'ın ifadelerinden öğreniyoruz ki, PKK, DEHAP ve PKK üçlüsünün bu iddiaları ortaya atma sebepleri alınacak tazminatı bölüşmek. Sakıklar, o 11 vatandaşı PKK'nın katlettiğini de itiraf ediyor.
Çizilen imaj, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin PKK ile mücadele adı altında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde birçok masum sivili katlettiği yönündeydi. Dönemin tüm faili meçhul cinayetlerini de bu şekilde TSK'nın üzerine yıkma kampanyası başlatılmış oldu.
Bu da yetmedi son bombayı da "Gümüşhane İnfazı" adı altında patlattılar. Yeni Şafak'ın büyük bir gururla duyurduğu habere göre Gümüşhane'nin Şiran İlçesi Elmaçukuru Köyü'nde 19 Eylül 2004'te avlanmaya giden iki vatandaş PKK'lı oldukları zannedilerek öldürülmüş.
AKP bu iddia için de hemen harekete geçerek Gümüşhane'ye heyet göndermiş.
Önümüzdeki günlerde bu tür haberlere, yeni toplu mezarlara, yeni faili meçhullerin faillerine daha çok rastlayacağız. Birileri bu tür iddialar için uygun zamanın geldiğine karar verdi, belli bir kronolojiyle bu iddialar AB'ci medya servislerine sunuluyor. Meclis de, gazete manşetlerinin ardından heyetler oluşturup bölgeye gönderiyor. Çok yakın zamanda da, bu iddialar AİHM ve BM'nin gündemine taşınacak ve Türkiye ikinci bir "soykırım" iftirasıyla karşı karşıya bırakılacak. Ama bu kez bu iddialarda amaç sadece tazminat almak olmayacak. Bedel olarak bağımsızlık istenecek!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012