"Belki (Osmanlı) fetihler sonucu elde edilen halkı memnun edebilmek için, sonra yabancıları memnun edebilmek için doğrudan doğruya ana unsurun hukukundan ve hayati ve iktisadî kaynaklarından birçok şeyleri karşılıksız yardım olarak, hediye olarak onlara veriyorlardı."
Evet, son iki gündür 17 Şubat 1923'te düzenlenen İzmir İktisat Kongresinde Atatürk'ün, Osmanlının yükseliş dönemiyle ilgili yaptığı bu değerlendirmenin ardından Fatih'in, Patrik'e, Kanuni'nin Fransızlara verdiği ayrıcalıkları, Cenevizlilerle yapılan ticaret anlaşmalarını tek tek örneklendirerek bu imtiyaz ve anlaşmaların Osmanlıyı nasıl bir çukura doğru götürdüğünü anlatıyor.
Ve Mustafa Kemal şu tarihi tespiti yapıyor;
"… Yani fatihler, ana unsuru (Türk Milletini) peşine takarak kılıçla fetihler yaparken, kılıç sallarken, zapt olunan memleket halkı kazandıkları ayrıcalıklarla sabana yapışıyorlar; toprak üzerinde çalışıyorlardı.
Arkadaşlar! Kılıç ile fetih yapanlar, sabanla fetih yapanlara yenilmeye ve sonuçta yerlerini bırakmaya mecburdurlar…
Bu bir gerçektir ki, tarihin her devrinde ve dünyanın her yerinde böyle gerçekleşmiştir. Örneğin Fransızlar, Kanada'da kılıç sallarken oraya İngiliz çiftçisi girmiştir. Bu medeni sabanla, kılıç mücadelesinde sonunda muzaffer olan sapandır. Ve Kanada'ya sahip oldu.
Efendiler! Kılıç kullanan kol yorulur, sonunda kılıcı kınına koyar ve belki kılıç o kında küflenmeye, paslanmaya mahkûm olur.
Lâkin saban kullanan kol; gün geçtikçe daha fazla kuvvetlenir ve daha çok kuvvetlendikçe daha çok toprağa sahip olur.
Efendiler, Osmanlı fatihleri, hakanları, istilacıları, ana unsur ile beraber sabanın önünde yenilip çekilmeye başladıktan sonra asıl felâketlerin büyüğü başladı.
Sırf şahane bir ihsan olarak yabancılara verilmiş olan ve özel olan karşılıksız yardım, memleket içindeki Müslüman olmayan unsurlara verilmiş olan her şey, kazanılmış haklar olanak anlaşıldı.
Fakat yabancılar yalnız bu hukuku korumak ile de yetinmediler. Belki her gün onları biraz daha arttırmak için çareler aradılar ve buldular.
İç unsurlar korumaya güçlerinin yettiği iç teşkilâtlarına dayanarak, dışarının daima kışkırtmasına ve yardımına sığınarak devletin ve aslî unsurunun yok edilmesiyle siyasî bir varlık olmak için çalışmaktan geri durmadılar.
Yabancılar bir taraftan iç unsurları kışkırtıyorlardı; diğer taraftan da kendileri, Osmanlı devletinin iç işlerine karışıyorlar ve her karışmada da yine devlet ve milletin aleyhine olmak üzere yeni yeni birtakım ayrıcalıklar, haklar alıyorlardı.
Bu devamlı problemler altında zaten fakir düşmüş olan anayurtta ana unsur (Türk Milleti) devlete verebilecek parayı güç hazırlıyordu. Halbuki taç sahipleri yöneticiler, Saraylar, Babıâliler mutlaka büyük gösterişe, şana sahip olabilmek için, onu devam ettirebilmek, zevk ve tutkularını sağlayabilmek için her ne pahasına olursa olsun, bu parayı hazırlamak çaresine düşmüşlerdir.
O çareler de, borçlanmalar oldu. O kadar çok borçlanmalar yapıyorlardı, o kadar kötü şartlar içinde borçlanmalar yapılıyordu ki, bunların faizleri de ödenemedi. En sonunda bir gün Osmanlı Devletinin iflâsına karar verdiler. Maliye işleri hemen kontrol altına alınmış ve başımıza genel borçlar belâsı çökmüş bulunuyordu."
(Gazi M. Kemal Paşa Hazretleri İzmir Yollarında, Istihbarat Matbaası, Matbuat Müridiyet-i Umûmiyesi Neşriyatı, Ankara 1339 (1923))
Peki, Osmanlı bu duruma neden düştü? Cevabını yarın yine Atatürk'ün değerlendirmelerinden vereceğim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025