Medyamızın yazdıkları
Güngör Mengi: Başbakanın hedefi 1 Mayıs'tır. Başbakan gerçekçi politika izlemektedir. Hedefi, anlaşma olmasa da Türk tarafı suçlanamaz duruma gelmesini istemektedir. O zaman TC'ye AB'ye girmek için müzakere tarihi daha kolay verilecektir. Ama Başbakan açıklık istememektedir. Bunun yanında bunların sessiz bir şekilde gelişmesini de arzu etmektedir. Bir nevi "otosansür istemektedir". Ama bu durum olamaz - mümkün değildir. Olamaz çünkü basın hürriyeti söz konusudur. Bunların yazılması yasaklanırsa, basına sansür konulmuş denecektir. Bunun da öyle olmasını tabii ki kendisi de arzu etmemektedir.
Rumlarla anlaşma yapılabilecek mi?
Anlaşmanın olacağını aslında kimse beklemesin. Sonunda boşlukları Genel Sekreter Kofi Annan dolduracak ve referandum için halka sunulacaktır. Türk Hükümeti'nin isteklerini sadece Kofi Annan'ın bilmesi hem yetmez, hem de beklenemez! Onu etkilemek için halkın da bu davaya sahip çıkacağını bilmesi gerekmektedir.
Doğan Heper (Basın Konseyi 2. Başkanı): Tüm halkımızı yakından ilgilendiren ve çok hassas bir konu olan "Kıbrıs müzakerelerindeki; şeffaflığı ve halkın gerçekleri öğrenmesini önlemek tehlikelidir ve demokrasiyle bağdaşamaz. Ayrıca Başbakan'ın istediği husus günümüz gerçekleriyle de bağdaşamaz!
Tasos Papadopulos: Yeni koşullar ortaya koydu.
Denktaş: Rumlar müzakerelerden kaçmak istiyor!
Rum heyeti: KKTC Millet Meclisi 1 Mayıs'a kadar 110 yeni yasa çıkarmazsa ve onlar onaylanmazsa; Güneyde referanduma gitmeyeceğini söyledi.
Ergun Olgun (KKTC heyetinde komitelere başkanlık eden) Denktaş'a: Bütün bu konuların müzakeresi ve halli, bu kadar kısa zamanda yapılması imkansız dedi.
Denktaş: Nasılsa 1 Mayıs'ta AB'ye girecekler. Onun için Rumlar zorluk çıkarıyorlar dedi.
Bunların hepsini halka anlatmak gerekir. Onun için konuşuyorum ve izahat veriyorum.
M. Ali Talat'ın tutumu da Rumlarda hayal kırıklığı oluşturdu:
Komünist AKEL lideri ve hükümetin ortağı: Denktaş aynı Denktaş'tır. Ama Talat'ın tavrı beni hayal kırıklığına uğrattı. O, Denktaş'ın bile zorluk çıkarmalarda önüne geçti.
Denktaş'ın bütün önerilerinin altına imza atıyor.
Rauf Denktaş: Dışişleri bakanı Rum olacak. O halde; AB bakanı konsun, o da Türk olsun dedi.
Denktaş'ın bazı
açıklamaları-şartları
Denktaş (29.2.2004): Dünyanın hiçbir yerinde rastlanmayacak kadar dayatmalar yapılmaktadır. Ben Annan Planı görüşülemez diyordum, ama Türkiye görüşebilir deyince direnişim kırıldı. Biz de bu planı kabul etmiyoruz diyecektik ve gelmeyecektik. Ancak şimdi buradayız. Onlar da bu şekilde bir uygulamayı kabul ettirmeye çalışacaklar. Ben Türkiye'ye: "olmazsa olmazlarımızı sonuna kadar savunacak mısınız" sualini sorunca, bana, "evet" dendi. Ben de o sebeple bu toplantılara katılmış oldum. Türkiye ayrıca BM'lere de bu şartla geleceğimizi bildireceğini bana söyledi. Ben ancak Bu şartlarla New York'a geldim.
ABD'nin Kıbrıs'la ilgisi
Thomas Weston (ABD Kıbrıs özel Koordinatörü): 29 Şubat'ta geliyor. Güney ve KKTC liderleriyle görüşecek. Konuşmalara katılan bütün üyelerle ayrı ayrı görüşecek sonra da Rauf Denktaş'la son görüşmesini yapacak. (Geldi ve bütün bunlar yapıldı). AB Güney Kıbrıs büyük elçisi, Adrian Van Del Meyer: Denktaş'ın gerçeklere aykırı taleplerde bulunduğunu, bunların tartışması bile söz konusu olamaz dedi. "Annan Planı AB'nin asli hukukuna dahil edilsin" hususunda, Erdoğan ve Verheugen'in arasında telefon konuşması yapıldığı da bilinmektedir. Ama Verheugen bunu reddetmektedir.
Güngör Mengi: Başbakanın hedefi 1 Mayıs'tır. Başbakan gerçekçi politika izlemektedir. Hedefi, anlaşma olmasa da Türk tarafı suçlanamaz duruma gelmesini istemektedir. O zaman TC'ye AB'ye girmek için müzakere tarihi daha kolay verilecektir. Ama Başbakan açıklık istememektedir. Bunun yanında bunların sessiz bir şekilde gelişmesini de arzu etmektedir. Bir nevi "otosansür istemektedir". Ama bu durum olamaz - mümkün değildir. Olamaz çünkü basın hürriyeti söz konusudur. Bunların yazılması yasaklanırsa, basına sansür konulmuş denecektir. Bunun da öyle olmasını tabii ki kendisi de arzu etmemektedir.
Rumlarla anlaşma yapılabilecek mi?
Anlaşmanın olacağını aslında kimse beklemesin. Sonunda boşlukları Genel Sekreter Kofi Annan dolduracak ve referandum için halka sunulacaktır. Türk Hükümeti'nin isteklerini sadece Kofi Annan'ın bilmesi hem yetmez, hem de beklenemez! Onu etkilemek için halkın da bu davaya sahip çıkacağını bilmesi gerekmektedir.
Doğan Heper (Basın Konseyi 2. Başkanı): Tüm halkımızı yakından ilgilendiren ve çok hassas bir konu olan "Kıbrıs müzakerelerindeki; şeffaflığı ve halkın gerçekleri öğrenmesini önlemek tehlikelidir ve demokrasiyle bağdaşamaz. Ayrıca Başbakan'ın istediği husus günümüz gerçekleriyle de bağdaşamaz!
Tasos Papadopulos: Yeni koşullar ortaya koydu.
Denktaş: Rumlar müzakerelerden kaçmak istiyor!
Rum heyeti: KKTC Millet Meclisi 1 Mayıs'a kadar 110 yeni yasa çıkarmazsa ve onlar onaylanmazsa; Güneyde referanduma gitmeyeceğini söyledi.
Ergun Olgun (KKTC heyetinde komitelere başkanlık eden) Denktaş'a: Bütün bu konuların müzakeresi ve halli, bu kadar kısa zamanda yapılması imkansız dedi.
Denktaş: Nasılsa 1 Mayıs'ta AB'ye girecekler. Onun için Rumlar zorluk çıkarıyorlar dedi.
Bunların hepsini halka anlatmak gerekir. Onun için konuşuyorum ve izahat veriyorum.
M. Ali Talat'ın tutumu da Rumlarda hayal kırıklığı oluşturdu:
Komünist AKEL lideri ve hükümetin ortağı: Denktaş aynı Denktaş'tır. Ama Talat'ın tavrı beni hayal kırıklığına uğrattı. O, Denktaş'ın bile zorluk çıkarmalarda önüne geçti.
Denktaş'ın bütün önerilerinin altına imza atıyor.
Rauf Denktaş: Dışişleri bakanı Rum olacak. O halde; AB bakanı konsun, o da Türk olsun dedi.
Denktaş'ın bazı
açıklamaları-şartları
Denktaş (29.2.2004): Dünyanın hiçbir yerinde rastlanmayacak kadar dayatmalar yapılmaktadır. Ben Annan Planı görüşülemez diyordum, ama Türkiye görüşebilir deyince direnişim kırıldı. Biz de bu planı kabul etmiyoruz diyecektik ve gelmeyecektik. Ancak şimdi buradayız. Onlar da bu şekilde bir uygulamayı kabul ettirmeye çalışacaklar. Ben Türkiye'ye: "olmazsa olmazlarımızı sonuna kadar savunacak mısınız" sualini sorunca, bana, "evet" dendi. Ben de o sebeple bu toplantılara katılmış oldum. Türkiye ayrıca BM'lere de bu şartla geleceğimizi bildireceğini bana söyledi. Ben ancak Bu şartlarla New York'a geldim.
ABD'nin Kıbrıs'la ilgisi
Thomas Weston (ABD Kıbrıs özel Koordinatörü): 29 Şubat'ta geliyor. Güney ve KKTC liderleriyle görüşecek. Konuşmalara katılan bütün üyelerle ayrı ayrı görüşecek sonra da Rauf Denktaş'la son görüşmesini yapacak. (Geldi ve bütün bunlar yapıldı). AB Güney Kıbrıs büyük elçisi, Adrian Van Del Meyer: Denktaş'ın gerçeklere aykırı taleplerde bulunduğunu, bunların tartışması bile söz konusu olamaz dedi. "Annan Planı AB'nin asli hukukuna dahil edilsin" hususunda, Erdoğan ve Verheugen'in arasında telefon konuşması yapıldığı da bilinmektedir. Ama Verheugen bunu reddetmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006