Kerbela âlemin en acımasız ve en kahpe bir soykırımıdır. Lanet YezİT "en nihayetinde Bedir Savaşı'nın intikamını aldık" deyip derin bir oh çekecektir.
30 bin kişilik hain ve kahpe güruhu her ne kadar kendilerini Müslüman zannetseler de, hakikatte Kerbela, "Hak ve Batıl" mücadelesinin er meydanıdır. Bir yanda İman bir yanda dinini az bir pahaya satan kahpe dölleri, veled-i zinalar…
Bu bela toprağını Hz. Hüseyin Efendimiz nasıl olmuştu da Allah'a vuslata çevirmişti? Aşura gecesini tarihin en güzel gecesi olarak nitelesek yeridir. Allah'a kavuşma aşkının en güzel şekilde yaşandığı gece Tasua gecesidir. İmam Hüseyin Efendimiz tüm yarenlerine o gece cennetteki makamlarını göstermiştir. Sadece âlemdar Celal Abbas makamını görmek istemeyerek; "benim cennetim senin cemalindir Ya Hüseyin" demiştir…
Aşkın tarifini yapabilir ve resmini sadece ve sadece Kerbela'da çekebilirsiniz sevgili okurlar… Kerbela, bünyesinde sayısız sır ve hikmetleri taşımaktadır. Kerbela zalimliği ve zulmünden alacağımız çok dersler vardır.
Kerbela ashabının birbirlerine gösterdikleri vefa, ihtiram ve saygıyı diğer insanlar arasında asla bulamazsınız…
Güzellik kitabının altın harflerle yazılmış sayfalarını sadece Kerbela'da bulabilirsiniz… Allah'a büyük bir iştiyakla kavuşmak isteyen tertemiz canların cem olduğu yerdir Kerbela… Kerbela adeta Kur'an'ın bir özeti ve tefsiri gibidir.
Kerbela'yı anlamayan ve gönül dünyasında her daim diri tutup yaşamayanın İslam'dan ve Müslümanlıktan nasibi yok gibidir. İslam'ın özetidir Kerbela… Bundandır ki, bize her yer Aşura bize her yer Kerbela'dır...
Kerbela, her türlü derslerin okunabileceği bir üniversitedir. Zalime ve zulme boyun eğmeme, özgürlük, fedakârlık, iman, yiğitlik, aşk, şecaat ve kahramanlık anlamını Kerbela'da bulur.
İmam Hüseyin (a.s)'ın Aşura gecesi yaptığı konuşmadan sonra ashabı der ki; "bin defa da öldürülsek ve dirilsek yine senden vazgeçmeyiz." Bundan daha güzel ne olabilir…
14 yaşındaki Hz. Kasım'ın amcasının elini ayağını öperek meydana gitmek için izin istemesinin güzelliğini tasavvur edebilir misiniz?
Her bir yiğidin sanatkarane bir şekilde savaşması, ekin biçer gibi küffarı biçmesi âlemde görülmemiş bir yiğitlik ve güzelliktir…
Aşura günü ok yağmurunun altında İmam Hüseyin (as)'ın ashabı ile namaz kılması ve sevenlerinin mızrak yağmurları altında canını İmam'a ve namaza siper etmesi… Bundan daha güzel ne olabilir.
Veheb'in başının kesilip annesinin önüne atılmasından sonra annesinin onu düşman tarafına atarak "Biz Allah yolunda verdiğimizi geri almayız" demesi…
Züheyr'in iki kez düşman karşısına geçip kahramanca savaşması ve 30 bin hainin yüreğine korku salması…
Şu hakikat unutulmamalıdır ki, tüm kahraman savaşçılarımız hep uzaktan atılan kahpece oklar ile şehit olmuşlardır. Eğer oklar atılmayıp teke tek yiğitlerimizin karşılarına çıksalardı tüm orduları kırılır geçerdi. Allah'ın aslanı Hz. Hüseyin efendimizin yarenlerinin her biri bir orduya bedeldi…
Hz. Zeynep selamullahi aleyhanın iki oğlu şehit olduğunda çadırlara getirildiğinde hayâ ve edebinden dışarı çıkamaması. Ağlamayarak düşmanı sevindirmemesi…
Bütün şehitlerin can verirken İmam Hüseyin (as)'ı çağırmasına rağmen Hz. Ali Ekber'in son anlarında edebinden babasını çağırmayıp "Baba! Sana selam olsun" diye seslenmesi.
Su kenarında kurumuş dudaklarla bir damla su içmeyen Hz. Ebelfazl Abbas'ın susuz çocukları hatırlaması… (Âlemde görülmemiş bir vefa örneği) Su kırbasını tutan ellerinin kesilmesi… Kırbayı dişlerinin arasına alarak çocuklara yetiştirme çabası, kırbanın ve kendisinin yüzlerce kez oklanması… Suyun bebelere ve çocuklara ulaşamayarak kahpe Kerbela kumlarına akması… Bu nasıl bir kaderdir Ya Rabbi…
Aşura günü orada bulunan Haccac bin Abdullah şöyle der:
"Allah'a ant olsun ki, oğlu, kardeşi, kardeş oğulları, akrabaları ve yaranları öldüğü halde onun (İmam Hüseyin) gibi dirençli, sebatlı, şecaatli ve yiğit birisini görmedim. Allah'a ant olsun ki ondan önce ve ondan sonra onun gibi birisini görmedim. İmam Hüseyin (a.s) düşman ordusuna saldırdığında, onlar kurt korkusuyla dağılan keçiler gibi, İmam'ın sağ ve solundan kaçışıyorlardı…
"İlahi senin kazana razıyım, belalara sabrediyorum, emrine teslimim. Senden başka mabud yoktur" diyen İmam Hüseyin (a.s)…
Ve Seyyide Zeynep anamız son noktayı koyacaktır: "Ben Kerbela'da güzellikten başka bir şey görmedim…"
Bizleri Kerbela hakikati, Ehl-i Beyt gerçeği ve velayet farzı ile buluşturup; o iman çeşmesinden doya doya içiren Evlad-ı Resul, Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza Allah'tan sonsuz salat ve selamlar diliyorum…
Dayanmaz bu zulme erirdi dağlar
Özüm şaha sadık gözüm kan ağlar
Kıyamete kadar gözyaşım çağlar
Seller beni Şah Hüseyn'e götürün
Abdal Pir Hünkar'ın bağlandı yolum
Nesli Muhammed'e nedir bu zulüm
Kalsın o divana Kerbelâ çölüm
Çöller beni Şah Hüseyn'e götürün
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- Allah’ın selam yolladığı Hz. Hatice / 26.02.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- Allah’ın selam yolladığı Hz. Hatice / 26.02.2025