Kerbela, Irak'ta bulunan Fırat Nehri'nin yakınında bulunan bir şehirdir. İmam Hüseyin döneminde Şat-ül Fırat olarak bilinirdi. Kerbela katliamı burada meydana gelmiştir. İmam Hüseyin'in türbesi burada bulunmaktadır.
Aşura, Hicri aylardan ilki olan Muharrem ayının 10. günü demektir. Kerbela katliamının yaşandığı güne Aşura günü denmektir. Peygamber Efendimizin torunu İmamı Hüseyin'in, Allah'ın laneti üzerine olsun Yezid'in ordusu tarafından şehit edildiği gündür.
İmam Hüseyin (a.s.) Resulullah (s.a.v.)'in torunudur. Hz. Ali (a.s.) ve Hz. Fatıma (a.s.)'ın evladıdır. Tarihte bilinen Hamseyi Ali Aba denilen, Peygamber Efendimizin abası altındaki beş kişiden biridir. Peygamber Efendimizin Ehl-i Beyti'dir. On iki imamın 3. imamıdır.
Ebedi hayata irtihal eden üstadım Prof. Dr. Haydar Baş Hocam, ''Peygamber Efendimizin ebedi hayata irtihali gününde Sakife gölgeliğinde yaşananlar ile değişmeye başlayan İslam düzeni halkın arasında zamanla ünsiyet yapmıştır. İmam Hüseyin (a.s.) Cenab-ı Allah tarafından verilen vazifesini yerine getirmek için, bozuk düzen içinde halkın dikkatini çekmenin tek yolu olarak şehadeti seçmiştir. Kanını ve canını halkın Kur'an ve Sünnet'ten sapan yolunu düzeltmek için feda etmiştir. Bu şehadette yardımına gelecekleri de cennetle müjdelemiştir" demişti.
O'nun şehadetini Ehl-i Beyt mantığı içinde ele almalıyız. O, annesi, babası ve ağabeyi ile ceddi Resulüllah (s.a.a.)'nin eteğinde yetişmiş, canlı Kur'an numunelerindendir. Kerbela günü, gam, keder ve belanın olduğu gün Allah'ın (c.c.) kaderine rıza gösterip şehit olmasaydı, dinimiz olan İslam dini günümüze kadar diri kalamayacak, daha da bozulacaktı.
İmam Hüseyin, küfre karşı kıyam etmiştir. İslam'ın yok olmasına sessiz kalmamış, boyun eğmemiştir.100 kişiden oluşan sonsuzluk kervanı olan nur kafilesi karşısında, 30 bini aşkın askerden oluşan dev ordu. Bu durum gösteriyor ki bu kadar büyük olan dengesizlik, küfrün, iman karşısındaki korkusundan başka bir şey değildir.
İmam Hüseyin, "Ceddim Resulullah (s.a.a.) Irak'a çağrılacağımı, Ammura veya Kerbela denilen yerde şehit olacağımı bana haber vermişti'' demiştir. İşte bu vaat edilen sözün, şehadetin zamanı yaklaşmıştı. Cebrail (a.s.), İmam Hüseyin doğduğu gün Peygamber Efendimizin yanına gelip göz aydını verdikten sonra Kerbela denilen yerde Resulullah'ın ciğerparesinin şehit edileceğinin haberini vermiştir. Şunu bir düşünmemiz gerekir; hangi anne, baba ve dedenin, evlatlarının doğduğu gün ölüm haberi verildiğinde boğazları düğümlenmez ki?
Aşura sabahı (Muharrem ayı 10, Matem günü) sabah namazı kılındıktan sonra İmam (a.s.) arkasındaki cemaate şöyle hitap etmiştir: "Allah-ü Teâlâ, bugün benim ve sizin ölümünüze müsaade etmiştir, öyleyse direnin, düşmana karşı savaşın'' demiştir.
Peygamberimizin mübarek torunu İmam Hüseyin (a.s.) haklı davasından vazgeçmiyor, hatta işin savaşmadan neticelenmesi için de büyük mücadeleler veriyordu. Savaş başlamadan önce de Yezid'in ordusuna karşı birkaç kez konuşma yapmış ve hüccetini tamamlamıştır.
İmam Hüseyin (a.s.) şehit edildiğinde yanı başına gelen kardeşi Hz. Zeynep (a.s.), "Ya Rabbi bu koçu kurban olarak kabul et" diye duada bulunmuştur.
Bu nasıl kin ve husumettir ki, Cenab-ı Allah Kuran-ı Kerim'de Ehl-i Beyt'i öven ve onların tertemiz olduğunu buyurduğu ayetler olmasına rağmen, Peygamber Efendimizin yüzlerce hadisi olmasına rağmen, Ehl-i Beyt'e zulüm ve işkenceler devam etmiştir. Acaba Allah'ın (c.c.) ayetleri ve Peygamber Efendimizin hadisleri olmasaydı İslam'ın canlı Kuran numuneleri olan Allah Resulünün tertemiz olan Ehl-i Beyt'ine neler yapmazlardı?
Kur'an-ı Kerim'de Ehli Beyt ile ilgili geçen bazı ayetler:
"De ki, Ben bu (peygamberliğimi tebliğime) karşılık, Ehl-i Beyt'ime sevgiden başka sizden hiçbir ücret istemiyorum." (Şur'a, 23)
"Hakiki Müminler! Allah'a( c.c.) olan muhabbetlerinden dolayı kendi yiyeceklerini miskine, yetime ve esire ikram ederler." (İnsan, 8)
"Artık sana gelen bunca ilimden sonra hakkında seninle çekişip tartışmalara girişirlerse de ki: Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım; sonra karşılıklı lanetleşelim de Allah'ın lanetini yalan söylemekte olanların üstüne kılalım." (Al-i İmran, 61)
"Yüce Allah, ancak ve ancak siz Ehl-i Beyt'ten her türlü çirkinliği defetmek ve sizi tertemiz yapmak ister." (Ahzab, 33)
Peygamber Efendimizin Ehl-i Beyt ile ilgili buyurduğu bazı hadisler:
Peygamber Efendimiz, İmam Hasan ve İmam Hüseyin'in elinden tuttu ve şöyle buyurdu: "Her kim Beni sever, bu iki çocuğu, onların babalarını ve annelerini severse, kıyamet gününde Benimle beraberdir, Benim derecemdedir" buyurmuştur.
Peygamber Efendimiz, "Ehl-i Beyt'im Nuh'un gemisi gibidir. Binen kurtulur. Binmeyen yok olur'' buyurmuştur.
Selam olsun; Allah Resulü Hz. Muhammed'e (s.a.a.) ve onun tertemiz olan Ehl-i Beyt'ine kalben âşık olan, diliyle savunan ve eli ile yardım eden yarenlere…
- Kerbela’dan günümüze / 13.07.2024
- Gadr-i Hum Bayramımız mübarek olsun / 25.06.2024
- Kur’ an ve Ehl-i Beyt rehberliğinde yaşamak / 24.05.2024
- Peygamber Efendimizin emanetlerine sahip çıkmak / 29.01.2024
- Cumhuriyetimizin 100. Yılı bayramı kutlu olsun / 27.10.2023
- Zafer Bayramımız kutlu olsun / 30.08.2023
- Hatem-ül Enbiya Peygamber Efendimiz / 22.08.2023
- Kerbela ve Aşura gününün düşündürdükleri / 26.07.2023
- Hicri yılbaşımız mübarek olsun / 19.07.2023