logo
25 KASIM 2024

Kerbela sonrası

Cenab-ı Hakkın bir lutfu olarak Kerbela’da şehit edilmeyen İmam Seccad (a.s.) ve halası Hz. Zeyneb için İlahî bir vazife başlıyor

04.10.2023 08:42:00
Haber Merkezi
Kerbela sonrası
Kerbela sonrası
Cenab-ı Hakkın bir lutfu olarak Kerbela'da şehit edilmeyen İmam Seccad (a.s.) ve halası Hz. Zeyneb için İlahî bir vazife başlıyor.

Onlar, imametin Resulûllah (s.a.v.)'in ve O'ndan sonra da Ehl-i Beyt'inin hakkı olduğuna halkı ikna etmeye çalışıyor, yani hilafetin gasp edildiğini haykırıyorlar, hakkı olmadığı halde o makamda oturanların yanlışlarını onaylamadıklarını söylüyorlardı.

Kerbela'nın canlı şahitleri, Kerbela anısını daima diri tutarak, bu uğurda kanını akıtan İmam Hüseyin (a.s.)'ın da bu sebeplerle kıyam ettiğini anlatmakta idiler.

İmam (a.s.)'ın verdiği bu mücadelesini; Kerbela katliamından sonra halası ve diğer esirlerle Yezid'in yanına gittiği ve onun tarafından Medine'ye gönderildiği zamana kadarki süreç ve Medine'ye yerleştikten sonra hakkı olan imamet makamı için ve ümmeti ayıktırmak için verdiği maddî ve manevî çalışmalar dönemi olarak ikiye ayırarak değerlendirebiliriz.

Medine'deki çalışmalarını da; Ehl-i Beyt Ekolü'nü devam ettirecek kadronun yetiştirileceği Ehl-i Beyt İlim Mektebi diyebileceğimiz, Mescid-i Nebevî'de verdiği dersler ve Ehl-i Beyt ölçülerinde yetişen kâmil insanlardan oluşacak bir cemaatin oluşturulması şeklinde sıralayabiliriz.

Medine'ye kadar geçen dönem

Medine'de çalışmalarına başlayana kadar, Hz. Peygamberden (s.a.v.) başlayarak devam eden imamet makamının kendi hakkı olduğu, bunun gasp edildiği ve Emevi zulmünü anlatmıştır.

İmam Zeynelabidin (a.s.) Kerbela toprağını üzerinden eksik etmedi

Kerbela faciasının ardından, erkeklerden İmam Hüseyin (a.s.)'ın iki oğlu dışında başka kurtulan olmadı.

Birisi, Zeynelâbidin, diğeri ise dört yaşındaki oğlu Ömer'dir. 

Hâşimoğullarının kadınları bir ümit içinde İmam (a.s.)'ın tekrar yanlarına gelmesini bekliyorlardı.

Kûfeli Ethem'den şöyle nakledilmiştir: "İmam Hüseyin (a.s.) öldürüldüğü sırada havayı bir toz bulutu sardı. O kadar ki, dünya karanlıklara boğuldu.

Dünya halkı, "Bu kıyamet alametidir" diyerek istiğfara başladılar. O toz yukarılara çıktıkça Hz. Hüseyin (a.s.)'ın atı, yelesini kan rengine boyayarak çadıra doğru yüz tuttu.

Ehl-i Beyt'in hatunları o atın yelesini kanlı ve üzerinde şehzadenin bulunmadığını görünce, figan etmeye, ağlayıp hıçkırmaya başladılar." 

Hz. Zeyneb, kardeşinin katliamından sonra şöyle feryad ediyordu:

"Ah Muhammed! Ah baba! Ah Ali! Ah Câfer! Ah Hamza! Bu Hüseyin'dir, tek başına kalmış uçsuz bucaksız meydanda. Kerbela'da yer yıkılmış, kimsesiz.

Keşke, gök yerin üzerine yıkılsaydı! Keşke dağlar paramparça olup, ovalara saçılsaydı!" 

Ve Hz. Zeyneb kardeşi için şu duayı buyurdu: "Allah'ım! Bu kurbanı kabul et." 

Gözlerinin önünde muhterem babası, şehitlerin efendisi İmam Hüseyin (a.s.) katledilmiş, aile fertlerinin hemen hepsi şehit edilmiş olan İmam Seccad (a.s.), yüzüğüne şöyle yazdırmıştır:

"İmam Hüseyin (a.s.)'ın katillerine lanet." 

İmam Zeynelâbidin (a.s.), İmam Hüseyin (a.s.)'ın şehit edildiği yerden alınan toprağı bir kesenin içerisinde her zaman yanında taşır ve namazlarda o topraktan başka yere secde etmezdi."  

İmam Zeynelabidin (a.s.) neden babası İmam Hüseyin (a.s.) gibi kıyam etmedi?

İmam Zeynelâbidin (a.s.)'ın çağında, halifeye karşı silahlı bir mücadelenin yapılması için uygun bir zemin oluşmamıştır. Halk bilinçsiz ve dindeki sapmaları idrak edecek bir seviyede değildi. Aleni bir isyan ile halifeye karşı ayaklanacak İmam (a.s.)'a sahip çıkmaları neredeyse imkânsızdı.

Kaldı ki, İmam Zeynelâbidin (a.s.), halkın imamı yalnız bırakmasını, babası İmam Hüseyin (a.s.)'ın açık kıyamında da görmüştür. Bundan ders alarak o önce irşad ve ikaz ile halkı belli bir İslamî olgunluğa taşımak zorundaydı.

İmam Zeynelâbidin (a.s.), siyasî iktidarın bidatlerine ve tahriflerine karşılık, öncelikle bunları görecek cemaati oluşturma yolunu seçmiştir. Ki ancak bundan sonra mevcut siyasî iktidara karşı bir direnç ortaya koyulabilsin.

Ehl-i Beyt'i canı ile müdafaa edebilecek bir cemaat ve kadro yetiştirmiştir.

Açıkça kıyam edememenin, silahlı bir mücadeleye girişilememesinin bir sebebi olarak da, Emevi ajanlarının İmam (a.s.) ve kadrosu üzerindeki baskısını gösterebiliriz.

Ajanlar onun aile mahremiyetini bile rapor etmekte, onu ve kadrosunu an be an kontrol altında tutmakta idiler. Böyle şartlar altında, zaten İmam Seccad (a.s.)'ın yapmak istediğini tam anlayacak noktada olmayan bir topluluk ile aleni kıyama kalkışmak İmam'ı ve ilmini yok edecekti.

Açıktan cihadı neden terk ettiğini kendisi şu şekilde ifade etmektedir:

"Bir gün, Mekke yolunda hacca giderken kervandakilerden biri İmam (a.s.)'a dönerek şöyle bir itirazda bulundu ve şöyle dedi:

"Cihadı zorluğundan dolayı terk ettin de kolay bir ibadet olan haccı mı seçtin?"

İmam (a.s.) o şahsa hitaben şöyle buyurdu: "Eğer etrafımda imanlı ve fedakâr insanlar bulsaydım, cihadı ve mücadeleyi hacca tercih ederdim." 

İmam Zeynelâbidin (a.s.) "önce eğitim ve irşad" demiştir.

Ancak Emevi zulmünün had safhada olduğu bir ortamda, ümmeti ikaz ve irşad dahi alenen yapılamamıştır. Burada da İmam (a.s.)'ın dua kalıpları önemli bir görevi yerine getirerek, dualar ile ümmet eğitilmiştir.

Mesudî, İmam Zeynelâbidin (a.s.)'ın imamete geçtiği dönemle ilgili olarak şu bilgileri vermiştir:

"Hüseyin oğlu Ali (a.s.), imameti gizlice, aşırı baskının olduğu takiyye içinde ve çok çetin bir zamanda üstlendi." 

Mısır ileri gelenlerinden Sehl b. Şuayb şöyle rivayet etmektedir: "Bir gün Hüseyin oğlu Ali (a.s.)'ın huzuruna müşerref oldum. "Durumunuz nasıldır?" diye sordum.

İmam buyurdu ki: "Senin gibi Mısırlı bir şahsiyetin bizim ne durumda olduğumu-zu bilemeyeceğini sanmıyordum. Şimdi durumumuzu bilmediğine göre söyleyeyim:

Bizim, milletimiz içindeki durumumuz, Ben-i İsrail'in Firavunlar arasındaki durumu gibidir ki; erkek çocuklarını öldürüp, kız çocuklarını yaşatıyorlardı. Bugün biz öyle bir çetin durumdayız ki, insanlar bizim büyüğümüze, efendimize minberlerde küfredip, layıksız şeyler söyleyerek düşmanlarımıza yakınlaşmaya çalışıyorlar." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Zeynelabidin eserinden)
Tam bağımsız Türkiye için vakit tamam, söz konusu vatandır
Türkiye manevi istismar ve din tacirlerinin elinde adeta uyuşturulmuştur
Antalya Havalimanında büyük panik
Rus uçağı inerken motoru yandı
Kar bastırdı, tatil geldi
22 ilde eğitime kar engeli
Göztepe'nin ilk deplasman galibiyeti şaşalı oldu
Beşiktaş'ın galibiyet haseti 4 maça çıktı
Gazze'de durum vahim
Şimdi de çadırları su bastı
Öğretmenler Günü kutlanıyor
BTP liderinden 24 Kasım mesajı
Balık tutmak için sahile geldiler
Sarıyer'de 2 kişi denizde kayboldu
İsrail ordusunda kayıplar olduğu bildirildi
Hizbullah askeri üssü vurdu
İç Anadolu kar altında
Bu yıl kış erken geldi
81 ilden gelen öğretmenlerle buluştu
Bakan Tekin Anıtkabir'i ziyaret etti
İşte tarihte bu hafta
Latin harflerinin kullanımı başladı
Erbaş yine Atatürk'ü anmadı
Atatürksüz öğretmenler günü mesajı
Ankara beyaz örtüyle kaplandı
Kar başkentte etkili oldu
Gazze-Ukrayna karşılaştırması
Gazze'de katledilenlerin sayısı kat kat fazla
Kim öldürdü bu bebekleri?
Pişkin pişkin savunma yaptılar
Tam bağımsız Türkiye için vakit tamam, söz konusu vatandır
Türkiye manevi istismar ve din tacirlerinin elinde adeta uyuşturulmuştur
Antalya Havalimanında büyük panik
Rus uçağı inerken motoru yandı
Kar bastırdı, tatil geldi
22 ilde eğitime kar engeli
Göztepe'nin ilk deplasman galibiyeti şaşalı oldu
Beşiktaş'ın galibiyet haseti 4 maça çıktı
Gazze'de durum vahim
Şimdi de çadırları su bastı
Öğretmenler Günü kutlanıyor
BTP liderinden 24 Kasım mesajı
Balık tutmak için sahile geldiler
Sarıyer'de 2 kişi denizde kayboldu
İsrail ordusunda kayıplar olduğu bildirildi
Hizbullah askeri üssü vurdu
İç Anadolu kar altında
Bu yıl kış erken geldi
81 ilden gelen öğretmenlerle buluştu
Bakan Tekin Anıtkabir'i ziyaret etti
İşte tarihte bu hafta
Latin harflerinin kullanımı başladı
Erbaş yine Atatürk'ü anmadı
Atatürksüz öğretmenler günü mesajı
Ankara beyaz örtüyle kaplandı
Kar başkentte etkili oldu
Gazze-Ukrayna karşılaştırması
Gazze'de katledilenlerin sayısı kat kat fazla
Kim öldürdü bu bebekleri?
Pişkin pişkin savunma yaptılar
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.