Köyden kente göç eden kişilerin bir süre sonra kent içinde bulunduğu çevrede eski kalıplaşmış kırsal üretim tekniklerine döndüğü, mekan değişikliğine rağmen kimlik değişiminin olmadığı bildirildi. Ülkemizdeki tarım alanlarının bilinçsiz üretim teknikleri ile verimsizleşmesi, bilgi ve kültür çağının yaşandığı şehirlerin çekiciliği nedeniyle çok sayıda köylü, farklı yaşam olarak gördüğü kente göç yolunu seçiyor. Öyle ki, tarım ve hayvancılığın merkezi olan Konya'da 1927 yılından 1990 yılına kadar köy nüfusu şehir nüfusunun üzerindeyken, bu yıldan sonra başlayan köyden kente göç, şehir nüfusunda önemli oranda artışlara neden oldu.
Özendirici yayınlar etkili oluyor
Bunun en belirgin örneğini ise, bütün malını satarak köyden kente göç eden ve ekonomik zorluklar nedeniyle şehirde yeniden hayvan yetiştiriciliğine dönen köylüler oluşturuyor. Konya'da geçen yıl faaliyete başlayan 5 yıldızlı Hilton Oteli'nin çevresinde koyun otlatan çok sayıda kişi bu durumun en belirgin örneklerinden birini oluşturuyor. Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç.Dr.Şahin Filiz, özellikle kitle iletişim araçlarında yayınlanan güzel ve çekici şehir yaşamı görüntülerinin, köyden kente göçte büyük rol oynadığını söyledi.
Umduklarını bulamıyorlar
Kırsal kesimde yaşayanların "şehirli gibi yaşamak" düşüncesiyle büyük umutlarla kente göç ettiğini, ancak burada umduğunu bulamadığını belirten Filiz, "Geçen süre içinde tükettiği kadar üretemeyen köylü, kent merkezi dahil hemen her noktasında kalıplaşmış üretim tekniklerine dönerek, adeta köyünü şehire getiriyor. Yani mekanlarını değiştiriyorlar ancak, kentli kimliğine kavuşamıyorlar" dedi.
Şehirli yaşama arzusu,
kötü yollara sürüklüyor
Bu durumun, kente yerleşen kişilerin sosyal yaşantısında değişikliğe yol açmadığını dile getiren Filiz, şunları kaydetti: "Kente gelen köylünün tek sorunu yerleşik hayata ayak uyduramaması oluyor. Zaten zamanla yaşantısına uyan çevreyi bularak yaşamını burada sürdürmeye devam ediyor. Ancak, şehir yaşantısını gören ve şehirli yaşama arzusu doruklara çıkan çocuklar, bulunduğu çevreden kurtulup hayal ettiği yaşam içinde yer almak istiyor."
En çok etkilenen çocuklar
Bu nedenle, köyden kente göç olaylarında en çok etkilenenlerin şehir hayatının büyüsüne kapılıp kanunsuz yollara düşen çocuklar olduğunu dile getiren Filiz, "Ekonomik zorluklar içinde beklediklerine ulaşamayan çocuklar, hırsızlık gibi değişik suçlara yöneliyor" dedi. Köyden kente göçün durdurulması için köylülere şehir hayatının gerçeklerinin anlatılması gerektiğini bildiren Filiz, bunun yanı sıra köylünün sorunlarına inilmesi ve çözüm yollarının bulunması önerisinde bulundu.
Özendirici yayınlar etkili oluyor
Bunun en belirgin örneğini ise, bütün malını satarak köyden kente göç eden ve ekonomik zorluklar nedeniyle şehirde yeniden hayvan yetiştiriciliğine dönen köylüler oluşturuyor. Konya'da geçen yıl faaliyete başlayan 5 yıldızlı Hilton Oteli'nin çevresinde koyun otlatan çok sayıda kişi bu durumun en belirgin örneklerinden birini oluşturuyor. Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç.Dr.Şahin Filiz, özellikle kitle iletişim araçlarında yayınlanan güzel ve çekici şehir yaşamı görüntülerinin, köyden kente göçte büyük rol oynadığını söyledi.
Umduklarını bulamıyorlar
Kırsal kesimde yaşayanların "şehirli gibi yaşamak" düşüncesiyle büyük umutlarla kente göç ettiğini, ancak burada umduğunu bulamadığını belirten Filiz, "Geçen süre içinde tükettiği kadar üretemeyen köylü, kent merkezi dahil hemen her noktasında kalıplaşmış üretim tekniklerine dönerek, adeta köyünü şehire getiriyor. Yani mekanlarını değiştiriyorlar ancak, kentli kimliğine kavuşamıyorlar" dedi.
Şehirli yaşama arzusu,
kötü yollara sürüklüyor
Bu durumun, kente yerleşen kişilerin sosyal yaşantısında değişikliğe yol açmadığını dile getiren Filiz, şunları kaydetti: "Kente gelen köylünün tek sorunu yerleşik hayata ayak uyduramaması oluyor. Zaten zamanla yaşantısına uyan çevreyi bularak yaşamını burada sürdürmeye devam ediyor. Ancak, şehir yaşantısını gören ve şehirli yaşama arzusu doruklara çıkan çocuklar, bulunduğu çevreden kurtulup hayal ettiği yaşam içinde yer almak istiyor."
En çok etkilenen çocuklar
Bu nedenle, köyden kente göç olaylarında en çok etkilenenlerin şehir hayatının büyüsüne kapılıp kanunsuz yollara düşen çocuklar olduğunu dile getiren Filiz, "Ekonomik zorluklar içinde beklediklerine ulaşamayan çocuklar, hırsızlık gibi değişik suçlara yöneliyor" dedi. Köyden kente göçün durdurulması için köylülere şehir hayatının gerçeklerinin anlatılması gerektiğini bildiren Filiz, bunun yanı sıra köylünün sorunlarına inilmesi ve çözüm yollarının bulunması önerisinde bulundu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.