Tarihin sonu olarak göklere çıkartılan Kapitalizm insanlara açlık, yoksulluk, savaş, kan ve gözyaşından başka bir şeyi getirmedi.Dünyanın en zengin 85 kişisinin toplam 1.7 trilyon dolarla 3.5 milyar insanın servetine eşit bir servete sahip olması, bu Kapitalizmin bir neticesidir.Yine dünyada dolaşan 110 trilyon doların dünya nüfusunun sadece yüzde 1'inin elinde yoğunlaşmış olması yine Kapitalizmin bir sonucudur.Kapitalizm, en üst düzeyde uygulandığı ülkeleri bile tatmin edememiştir. Örneğin ABD? Mortgage kriziyle gerçek yüzü ortaya çıkan ABD, hala isyan halinde olan umutsuz halkına bir çözüm bulamamaktadır. Başta İngiltere ve Almanya olmak üzere AB ülkelerinin durumu da farklı değildir hatta çok daha kötüdür.Kaynaklar, Kapitalizmin öngördüğü gibi belirli ellerde toplandığı zaman, bu bereketi ve huzuru da otomatikman ortadan kaldırmaktadır. Neden mi?Çünkü sayıları çok az olan birileri üretim ve tüketim ihtiyacından kat kat daha fazla bir imkana sahiptir, geri kalan çoğunluk ise temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamamaktadır.Kaynakların ve gelirin adil paylaşımı üretim yapanlara doğal olarak bir pazar oluştururken, imkan bulamadığı için kabiliyetlerini kullanamayanlara da büyük fırsatlar sunmaktadır. İnsanların kabiliyetlerini kullanması hayatı kolaylaştıracak birçok yeniliği üretime kazandırırken, insanların ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilmesi huzurlu bir toplumsal ortamı kendiliğinden oluşturacaktır.85 kişinin 3.5 milyar insanın servetine denk servete sahip olması mı huzur getirir, yoksa herkesin adil bir şekilde gelirden pay alıp gelir adaletsizliğinin ortadan kalkması mı?Dünyada milyarlarca insan maddi sıkıntı çekerken zengin olanların huzurlu bir hayat sürdüğü ya da kendilerini güvende hissettikleri pek söylenemez. Koruma ordularıyla dolaşsalar bile?Huzurlu ve güvenli ortam adil paylaşım olmadan asla sağlanamaz. ABD'de yaşanan mortgage krizi ve sonrasında yaşanan halk isyanları, bunun böyle olduğunu Kapitalizmin kalesinde göstermiştir. Gelir adaletsizliği, sosyal adaletsizlik kapitalizmin doğasında vardır. Adaletsizliğin sebebi olan bir sistemin bu konuya çözüm getirmesi elbette ki beklenemez.Gelir adaletsizliğini tamamen ortadan kaldıracak, tam istihdamı sağlayacak ve de sürekli sağlıklı bir büyüme gerçekleştirecek tek model Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyan Milli Ekonomi Modeli'dir.Milli Ekonomi Modeli ile gelir adaleti sağlanan bir toplum, herkesin rahat yaşayabileceği bir gelire sahip olduğu, kimsenin birbirinin servetinde gözünün olmadığı, güçlü devlet yapılanmasıyla iç ve dış tehditlere karşı güvenliğin tamamen sağlandığı, kabiliyetlerin önünün açıldığı, huzurun ve bereketin doğal olarak yaşandığı mükemmel toplumdur.MEM döneminde projesi olan, kabiliyetli olan ve çok çalışan çok kazanacak. Kimse haksız kazanç elde edemeyecek, kimse faiz sisteminde olduğu gibi birilerinin kazançlarını kar adı altında el koyamayacak. Birileri çalıştığının ve alın terinin karşılığı olarak ciddi kazançlar elde ederken, zengin olurken, diğerleri ise sosyal devlet projeleriyle hiç kimseye muhtaç olmadığı bir gelire sahip olacak. Böyle bir ortam kavganın, kargaşanın, isyanın olmadığı bir ortamdır. Kimsenin komşusunun kılına dahi zarar vermek istemeyeceği bir dönemdir.Milli Ekonomi Modeli bir hayal, sanal bir alem vaat etmemektedir.MEM bilimsel bir temeli olan, 8 uluslar arası kongrede 400'ü aşkın bilim adamı tarafından tek çözüm olarak ilan edilen, başta Rusya olmak üzere 200'e yakın ülke tarafından uygulanıp faydası görülen, Rusya'yı yeniden dünyanın zirvesine oturtan mükemmel bir modeldir.Ama MEM'in asıl mükemmelliği Türk milleti eğer ayıkıp da ülkemizde modelin Sahibine fırsat verirse görülecektir. Model mükemmel, Sahibi mükemmel?Bir de Türk milleti buna layık olursa ülkemiz ve dünya insanlığı adına mükemmel bir sonuç çıkar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025