Ekonomilerin emek yoğun üretimden, teknolojiye dayalı üretime doğru geçmesi kaçınılmaz bir süreçtir. Kapitalist anlayışlara göre belli oranlardaki işsizlik, çalışan bireylerin işten atılma korkusuna kapılmasına sebep olacağından dolayı daha verimli çalışmasını sağlayacaktır.
Ayrıca kapitalist anlayışlara göre işçi ücretlerinin düşük kalması işçilerin kârdan daha az oranda pay alması manasına geleceği gibi, işçi ücretlerinin düşük kalması nüfus artışını da azaltacaktır.
Kapitalist anlayışlar kaynakların sınırlı olduğu yanlışından yola çıktığı için, toplumun her kesiminin gelirinde meydana gelecek artışların nüfus artışına sebep olacağı, böylelikle kaynakların artan nüfusa yetmeyeceği endişesini taşımaktadırlar. Kapitalist anlayış elde edilen kârın bölüşümünü kavga mantığında ele aldığı için, kapital sahipleri ile işçiyi kârın bölüşümünde birer rakip olarak görmekte ve tercihini kapital sahiplerinden yana kullanmaktadır.Bu sebeple kapitalist anlayışların ne tam istihdamı, ne de işçi ücretlerinin istenilen düzeylerde konumlanmasını sağladığı veya hedeflediği söylenebilir. Zaten sosyalist anlayışların kapitalist anlayışlara karşı bir tepki olarak ortaya çıkmasının sebebi de işçi ücretlerinde ve işçi haklarında yaşanan bu çarpıklıktır. Kapitalist anlayışlarda kapitali elinde tutan birkaç kişi toplumun gelirlerini kendisine transfer ederken, sosyalist modelde de proletarya milli gelire hükmetmektedir. Her halükarda çalışan kesim ne emeğinin hakkını almakta, ne de milli gelirden olması gerektiği oranlarda istifade etmektedir.
Oysa Milli Ekonomi Modeli'nde işveren ile işçi birbirini tamamlayan bir bünyenin iki parçası olarak görülmekte, toplumun tamamının refah düzeyini yükseltecek büyüme ekonomik büyüme olarak kabul edilmektedir. Milli Ekonomi Modeli'nin konuya nasıl çözüm getirdiğine şu soruları sorarak başlayalım:Kapitalist anlayışlar için normal bir sonuç olan doğal işsizlik oranı ekonomiler için bir kader midir? İşçi ücretleri asgari gelir düzeyinde neden konumlanır? Emek talebini belirleyen parametreler nelerdir? Emek arzı nelere bağlıdır? Tam istihdam gerçek hayatta yakalanabilir mi?
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Axiyar Qataulin Moskova Şehircilik AkademisiRusya'da Prof. Baş'ın kitapları kapışılıyorProf. Dr. Haydar Baş'ın kitabını okurken acayip ilgi uyanıyor insanda. Çünkü, bu kitaptaki birçok ilkeler, bugüne kadar gelen ekonomik kabulleri sarsar mahiyette. Mesela kaynakların sınırsız ihtiyaçların sınırlı olduğu tezi...Okurken çok derinden düşündüm ve yazarın haklı olduğu sonucuna vardım. Örneğin finans-kredi meselesindeki tespiti. Bunların hepsi oldukça ilginç. Kitaba ilgi oldukça fazla. Rusça basılanları piyasada çabuk tükeniyor ve arkadaşlarım okumamı beklemeden kitabıma el koydular. Yukarıdaki tezi kolay kavradım. Bu tez, ekonomi bilimine büyük bir katkıdır. 30 senedir sistem analizi, makro ekonomi ve matematiksel modellemeyle ilgilendiğim için şunun altını çizmek istiyorum ki, bu kitabın metodik önemini, sosyal kültürel yönlerinin bilim dünyasında yeni bir çığır açtığını görebiliyorum. Prof. Dr. Haydar Baş'ın kullandığı yeni metod, özellikle genel sistem karakterindeki dünya ekonomik sistemine ait problemleri ele alıyor. Bizim bugün öğrencilere sunduğumuz ekonomi kitapları ve öğretmeye çalıştığımız ekonomi dersleri günümüzün ekonomisini kesinlikle yansıtmıyor. Dolayısıyla Prof. Dr. Haydar Baş'ın kitabından alınan sonuç, yeni model, yeni kitaplar, yeni teorilerin oluşmasına ön ayak olacaktır.
Ayrıca kapitalist anlayışlara göre işçi ücretlerinin düşük kalması işçilerin kârdan daha az oranda pay alması manasına geleceği gibi, işçi ücretlerinin düşük kalması nüfus artışını da azaltacaktır.
Kapitalist anlayışlar kaynakların sınırlı olduğu yanlışından yola çıktığı için, toplumun her kesiminin gelirinde meydana gelecek artışların nüfus artışına sebep olacağı, böylelikle kaynakların artan nüfusa yetmeyeceği endişesini taşımaktadırlar. Kapitalist anlayış elde edilen kârın bölüşümünü kavga mantığında ele aldığı için, kapital sahipleri ile işçiyi kârın bölüşümünde birer rakip olarak görmekte ve tercihini kapital sahiplerinden yana kullanmaktadır.Bu sebeple kapitalist anlayışların ne tam istihdamı, ne de işçi ücretlerinin istenilen düzeylerde konumlanmasını sağladığı veya hedeflediği söylenebilir. Zaten sosyalist anlayışların kapitalist anlayışlara karşı bir tepki olarak ortaya çıkmasının sebebi de işçi ücretlerinde ve işçi haklarında yaşanan bu çarpıklıktır. Kapitalist anlayışlarda kapitali elinde tutan birkaç kişi toplumun gelirlerini kendisine transfer ederken, sosyalist modelde de proletarya milli gelire hükmetmektedir. Her halükarda çalışan kesim ne emeğinin hakkını almakta, ne de milli gelirden olması gerektiği oranlarda istifade etmektedir.
Oysa Milli Ekonomi Modeli'nde işveren ile işçi birbirini tamamlayan bir bünyenin iki parçası olarak görülmekte, toplumun tamamının refah düzeyini yükseltecek büyüme ekonomik büyüme olarak kabul edilmektedir. Milli Ekonomi Modeli'nin konuya nasıl çözüm getirdiğine şu soruları sorarak başlayalım:Kapitalist anlayışlar için normal bir sonuç olan doğal işsizlik oranı ekonomiler için bir kader midir? İşçi ücretleri asgari gelir düzeyinde neden konumlanır? Emek talebini belirleyen parametreler nelerdir? Emek arzı nelere bağlıdır? Tam istihdam gerçek hayatta yakalanabilir mi?
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Axiyar Qataulin Moskova Şehircilik AkademisiRusya'da Prof. Baş'ın kitapları kapışılıyorProf. Dr. Haydar Baş'ın kitabını okurken acayip ilgi uyanıyor insanda. Çünkü, bu kitaptaki birçok ilkeler, bugüne kadar gelen ekonomik kabulleri sarsar mahiyette. Mesela kaynakların sınırsız ihtiyaçların sınırlı olduğu tezi...Okurken çok derinden düşündüm ve yazarın haklı olduğu sonucuna vardım. Örneğin finans-kredi meselesindeki tespiti. Bunların hepsi oldukça ilginç. Kitaba ilgi oldukça fazla. Rusça basılanları piyasada çabuk tükeniyor ve arkadaşlarım okumamı beklemeden kitabıma el koydular. Yukarıdaki tezi kolay kavradım. Bu tez, ekonomi bilimine büyük bir katkıdır. 30 senedir sistem analizi, makro ekonomi ve matematiksel modellemeyle ilgilendiğim için şunun altını çizmek istiyorum ki, bu kitabın metodik önemini, sosyal kültürel yönlerinin bilim dünyasında yeni bir çığır açtığını görebiliyorum. Prof. Dr. Haydar Baş'ın kullandığı yeni metod, özellikle genel sistem karakterindeki dünya ekonomik sistemine ait problemleri ele alıyor. Bizim bugün öğrencilere sunduğumuz ekonomi kitapları ve öğretmeye çalıştığımız ekonomi dersleri günümüzün ekonomisini kesinlikle yansıtmıyor. Dolayısıyla Prof. Dr. Haydar Baş'ın kitabından alınan sonuç, yeni model, yeni kitaplar, yeni teorilerin oluşmasına ön ayak olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.