Kamuda neler oluyor? Bu sorunun cevabını gerçekten merak ediyorum! Biz sosyal devlettik. Sosyal haklar doya doya yaşanıyordu. Özgürlük sağanak sağanak yağıyordu.
Üst bürokratlar zaten halktan uzak, iktidara yakınlar. Peki, bazı valiler, kaymakamlar, emniyet, milli eğitim müdürleri ve diğer devletten maaşlı kişiler ne yapmaya çalışıyor? Yaptıkları kendi iradeleriyle mi yoksa aldıkları talimatların neticesi mi?
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında kadınların her sene İstanbul Taksim'de düzenlediği eyleme polis müdahale ediyor, gözaltılar yapılıyor.
Boğaziçi Üniversitesi özelinde yükseköğretimde dünyaya rezil olduğumuz karar ve uygulamalara tanık oluyoruz.
Bir polis amiri, Çin Konsolosluğu önünde oturma eylemi yapan Uygurları sınır dışı etmekle tehdit ediyor.
Bir kaymakam veya vali, parti genel başkanlarının önüne polis yığıyor. Açıklama yapmalarına engel oluyor.
Çorbadan kim korkuyor?
İşin boyutu çorbaya kadar gitti. Kadıköy Belediyesi yıllardır bölgesindeki tüm okullar ve halkın geçiş noktalarında çorba dağıtımı yapıyor.
O günde Kadıköy Anadolu İmam Hatip Lisesi önünde çorba dağıtılacak. Okul yönetimi tepki gösteriyor, çocukların çorba içmelerine engel oluyor.
Diğer taraftan İYİ Partili Demre Belediyesi'nin öğrencilere ücretsiz yemek sunma projesinin kaymakamlık tarafından iptal ediliyor.
Neden? Valilikten izin alınmalıymış! Valiliğe yazı yazılıyor. 3 aydır cevap yok.
Hayırdır! Bu kararları özgür iradeleriyle verdiklerine inanmıyorum. Çünkü bu kararları verenler, o koltukları başarı ve zekâlarıyla gelmiş kişiler değildirler.
Unutmayın ki ,birilerinin himmetiyle makam-mevki sahibi olanlar kanunları değil himmet sahiplerinin takdirine göre karar verirler.
Gerçi kime ne diyeceksiniz ki? Pandemi denen o süreçte bu ülkede AKP hükümeti, kendi partisinden olmayan belediyelerin ekmek dağıtmasını yasakladı. Maske dağıtmasını yasakladı.
Kendileri, vatandaşa IBAN verdi. Belediyelerin topladığı yardım paralarına el koyup, para toplamalarını yasakladı.
Bu kadar yazıyı Zaytung özetledi: "Pandemide belediyelerin ücretsiz ekmek dağıtımını, şimdi de öğrencilere ücretsiz yemek dağıtımını yasaklayan AKP, 'bizim aç bıraktığımızı, kimse doyuramaz'' ilkesinden taviz vermiyor..."
BİM
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Para cezası demek ki bunları ıslah etmiyor. Para cezasının dışında atılacak adımları da ilk kabine toplantımızda inşallah masaya yatırırız ve oradan da bunların üzerine ayrıca gideriz" diyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise "Sürekli zam yapan zincir marketlerin, FETÖ ile irtibat ve ilişkisinin titizlikle araştırılması" gerektiğini söylüyor.
BİM İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç; "Domatesi tarladan 0 (Sıfır) liraya yani hiç para vermeden alsak bile onun markete gelmesi 7,5 liradır…
FETÖ örgütü ile bizi tehdit eden parti liderlerine söyleyeceklerimiz var. Bu ülkenin güzel insanları sizlerin yalanlarına hiçbir şekilde itibar etmediler…
Bir tane dikili ağacı olmayan insanlar sizlere ve bizlere bu yakıştırmayı yapıyorlar. Bre ahlaksızlar, bre densizler sizlere bundan sonra sizin tonunuzda cevap vereceğim bilesiniz."
MHP Başkan yardımcısı Semih Yalçın: "BİM İcra Kurulu Üyesi sıfatını taşıyan Galip Aykaç nam ahlaksız ve edepsiz hortumcu, piyasa spekülasyonuyla ceplerini dolduran bazı süpermarketlerin kirli oyunlarının Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli tarafından ifşa edilmesinden ötürü salyalarını akıtmış' dedi.
Sosyal medyada, BİM ve diğer malum marketler için boykot tagları açıldı, bin bir iddialar ortaya saçıldı.
Halk ne diyor?
Halk laf yapmıyor. BİM'den ve diğer marketlerden alış-veriş yapıyor. Hemen her gün bu beşli marketlerin açılış saatlerinde vatandaş kuyrukta.
Ne kuyruğu? Ucuz yağ, şeker, tuvalet kağıdı, kalem, silgi vs. kuyruğu.
Bir taraftan dünyaya ayar vermeye kalkıp diğer taraftan milleti ucuz ürün kuyruklarına mahkum edip, ekonomideki çöküşü birkaç markete fatura etmek yönetim acziyetinden başka bir şey değildir.
Vatandaşı uçurmak yerine yandaşı uçurdular
Yaptık, yaptık, yaptık dediler ama vatandaşta uçacak mecal bırakmadılar. Geçen yıl ekonomik uçak biletleri 300 ile 500 TL arasındaydı. Şimdi 1200 ile 1500 TL arasında. Haliyle vatandaş uçamıyor. Uçan ise garanti verilen malum firmalar.
Rize Artvin Havalimanı'nı yaptılar. Erdoğan bile 'uçaklar boş, doldurun' dedi. Ama dolmadı.
Yıllık 3 milyon kapasiteli bu havalimanından DHMİ'nin verilerine göre Mayıs-Ekim döneminde kullanan yolcu sayısı 371 bin 373 kişi. Hedeften sapma yaklaşık 2 milyon 630 bin.
Tokat'a da 2 milyon yolcu kapasiteli havalimanı yapıldı. Mart-Ekim döneminde 61 bin 629 yolcu uçmuş. Hedeften sapma 1 milyon 939 bin.
Zafer havalimanını biliyorsunuz. Kütahya-Afyon ve Uşak'ın toplam nüfusu 1 milyon 678 bin kişi. Ama bu havalimanına 1 milyon 280 bin kişi uçma garantisi verilen havalimanı. 22 bin 936 kişi uçmuş.
Şimdiye kadar Hazineden uçan para 49 milyon Euro. 2044 yılına kadar işletme sahibi firmaya ödenecek rakam 205 milyon Euro. Maliyeti ise 50 milyon Euro.
Sadece geçen yıl 'garanti altı gerçekleşmeler" nedeniyle özel sektöre 161 milyon Euro yani 3 milyar 59 milyon Türk Lirası ödeme gerçekleştirildi.
Peynir fiyatlarından, marketlerden FETÖ kokusu alanlar bu rakamlardan ne kokusu alıyor merak ediyorum.
Diplomalı öğretmen
Diploma yine ülkemizin gündeminde. Bir diplomasız doktor ortaya çıktı. Onun ihbarı ile de bir başka diplomasız doktor daha ortaya çıkarıldı ve bir anda medya bu diplomasız doktorları konuşmaya başladı. Bin bir yorum ve ihtimallerden bahsedildi.
Noktayı ise BTP lideri Hüseyin Baş koydu: "Diploması olmayan doktora neden bu kadar şaşırıyoruz? Diploması olmayan ne insanlar gördü bu ülke."
Birde diplomalı öğretmen çıktı. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeniymiş!
Hayır. Din kültüründen yoksun, ahlak bilgisi olmayan bir diplomalı öğretmen.
Yoksa din kültürü bilgisi olan ve bir azcıkta ahlakı olan birisi; 'Ben Alevilerin gittikleri yolun yanlış olduğunu düşünüyorum. Çoğu Alevi ailede çocuğun kimden olduğu belli değil" kurmaz, kuramaz.
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025