Türkiye, geçtiğimiz Cuma akşamı saat 18.15 sıralarında Amasra'da yaşanan maden faciasıyla sarsıldı. Yaşanan patlamada 41 emekçimizi kaybettik. Faciada şehit düşen madencilerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına ve tüm milletimize de başsağlığı diliyorum. Yaralı olarak kurtulan madencilerimiz var, onların da 5'inin durumunun ciddi olduğu açıklandı, onlara da acil şifalar diliyorum.
Yaşanan faciada ihmal var mı yok mu, kaza önlenebilir miydi, önlenemez miydi, dilerseniz bu soruların cevabını konunun uzmanlarından aktaralım.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası, faciayla ilgili 8 kişilik uzman ekiple bir rapor hazırladı ve raporda şu dikkat çekici tespitler yapıldı:
* "Kriz yönetiminde aksaklık vardı. Gaz izleme sistemi verilerine ulaşamadık. Metan sensörü uyarı verdi mi? İncelenmesi gerekir."
* "Her maden faciasında ortaya çıkarılan trafo bahanesi burada da kullanılmaya çalışılmış, inandırıcı olmayacağı anlaşıldığında grizu patlaması olduğu gerçeği kabul edilmiştir."
* "Ölümlerin nedeni, grizu patlaması sonucu oluşan yüksek sıcaklık ve şok dalgası nedeniyle yanma ve ortama yayılan karbonmonoksit zehirlenmeleridir."
* "Tahliye ekipleri kurtarma çalışmalarını büyük bir özveriyle yürütürken, yerüstündeki kriz yönetimi organizasyonunda önemli aksaklıklar, madencilerin ailelerine bilgi verilmesinde eksikliklere, can kaybı sayısındaki belirsizlikler neden olmuştur."
* "Gaz izleme sistemi verilerine odamızca ulaşılamamıştır. Metan sensörünün kritik seviyede uyarı verip vermediği, verdiyse ne çeşit önlemler alındığı, uyarı vermediyse nedenlerinin incelenmesi gerekmektedir."
* "Liyakatsiz atamalar ve mühendislerin yetki ve sorumluluklarının yeterli ve doğru belirlenmemiş olması, sayısız soruna neden olmuş ve ne yazık ki bu facia meydana gelmiştir."
* "Madencilik bilim ve teknolojisi, grizu patlamalarını önleyecek bilgi birikimine ve deneyimine sahiptir. Bu nedenle bu tip kazalar önlenebilir niteliktedir."
* "Bilim ve tekniğin gereklerini uygulamak yerine yaşanan kayıpları kader ve fıtrat anlayışıyla açıklamak bu tür kayıpların gelecekte de yaşanacağını düşündürmektedir."
* "Türkiye Taşkömürü Kurumu gibi kamu kurumları her türlü siyasi baskıdan arındırılarak madencilik işletme kurallarına göre yönetilmelidir."
* "Madencilik sektöründe acil durum planı ve risk haritaları her kurum, işletme ve bütün işyerleri için ayrı planlanmalı ve uygulanmalıdır."
Konunun uzmanları kısaca diyor ki, ihmal var, facia önlenebilirdi.
Siyasilerin facia sonrası olayı "kader" diyerek yorumlaması ciddi tepki çekti. Benzer "kader" ve "fıtrat" açıklamaları hemen hemen tüm facialarda ifade edilmiş.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu son kazada şu ifadeleri kullanıyor:
"Birileri dalgasını geçebilir ama önemli değil biz kader planına inanmış insanlarız. Bunun ne dünü ne bugünü ne yarını hiçbir zaman olmayacaktır, bunlar her zaman olacaktır bunu da bilmemiz lazım. Maden kazalarını inşallah tarihe gömmek için elimizden gelen gayreti göstermenin çalışmaları içerisindeyiz."
Madende şehit düşen Ramazan Özçelik'in ablası Erdoğan'a şunları söylüyor:
"Ölen kardeşim 10-15 gün önce 'Burada gaz kaçağı var bizi patlatacaklar' demiş. Nasıl ihmal oldu? 'Patlatacaklar bizi' demiş. Kardeşimin içine doğmuş, kardeşim göz göre göre öldü."
Sayın Erdoğan 2014 yılında Soma'da yaşanan ve 301 madencinin ölümüyle sonuçlanan faciadan sonra da şunları ifade etti:
"Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok."
Zonguldak'ın Kilimli beldesindeki TTK Karadon kömür işletmesinde 2010 yılında meydana gelen ve 30 madencinin vefat ettiği grizu patlamasında da Sayın Erdoğan şunları demişti: "Bu mesleğin, kaderinde maalesef var. Bu mesleğe giren kardeşlerim de, bu mesleğe girerken içerisinde bu tür şeylerin olacağını bilerek giriyorlar."
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi'nin raporuna göre, AKP'nin iktidar olduğu 2002-2022 yılları arasında en az 1898 madencimiz bu tür facialarla hayatını kaybetti.
Yazımızı, Ordu'da Cumartesi akşamı gerçekleştirilen 'Mevzu Ekonomi' programında konuşan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın konuyla alakalı şu çarpıcı tespitleriyle bitirelim:
"Bartın'da 41 madenci kardeşimiz şehit oldu. 41 aile, 41 evlat, 41 baba, 41 hane canlarını yitirdi. Ne yazık ki Sayın Cumhurbaşkanımız 'kader' dedi. Ve '24 saat geçmeden göçük altından bütün bedenleri çıkardık' diyerek övündü. Göçük altında hiçbir beden kalmamış olabilir, ama bugünü bir kenara yazın, bugün AK Parti iktidarı göçük altına gömülmüştür.
İnsan hayatının bu kadar değersizleştiği, insanın bu kadar kıymetsizleştiği hiçbir dönem olmamıştır. İnsanın bu kadar sömürüldüğü, 3 kuruş için canına kastedildiği hiçbir dönem görmedik. Ve 20 yıldır sömürülüyoruz, 20 yıldır öldürülüyoruz, 20 yıldır yok ediliyoruz, 20 yıldır canımıza kastediliyor.
Tek kelimelik bir açıklama: 'Kader.' Bunun kaderle hiçbir alakası yok. Sizin kader dediğiniz şey aslında sizin ihmalkârlığınız, sizin iş bilmezliğiniz, sizin insana kıymet vermeyişinizden kaynaklanıyor. Senin açtığın çukurda 41 can hayatını kaybetti. Bunun kaderle hiçbir alakası yok. Avrupa ve Amerika'daki maden işletmelerinin sizin kurduklarınızdan 130 kat daha güvenli olması da kader mi? Ve o göçüğün altına gömdüğümüz AK Parti hükümeti, o ailelere hesap verecektir. Bize değil, siyasete değil, o ailelere hesap verecektir. 14-15 yaşındaki bir çocuk facianın olduğu bölgede babasını arıyor. Yeminle söylüyorum, bu tabloyla dünyanın herhangi bir yerinde iktidar değişir. İnsan canı bu kadar kıymetsiz olabilir mi?"
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025