Dere geçerken at değiştirilmez derler atalarımız. Fatih Terim'i beğeniriz veya beğenmeyiz ama gelişen olumsuz olaylar sebebiyle Ukrayna maçı öncesi yollar ayrılmıştı.
Yerine gelen Lucescu ise Ukrayna maçında sahada ne yaptığını bilmeyen, uyumsuz ve defansif bir kadro ile mücadele etti. Takımı henüz tanımıyordu. Hırvatistan maçında risk alarak tamamıyla ofansif bir oyuncu grubuyla güçlü bir ekibe karşı mücadele etti ve fazla pozisyon vermeden galibiyetle kapatıp ilk iki için umutlarımızı artırdı.
Şimdi kritik iki maça çıkacağız. Bu maçlarda gerçek potansiyelimizi sahaya yansıtırsak galip gelmemiz kolay olacaktır.
Rakibimiz İzlanda'ya baktığımızda 330 bin nüfuslu bir ülke. Ancak son yıllarda futbola yaptığı yatırımlarla ve getirdikleri sistemle başarılar yakalamaya başladı. Euro 2016'da gruptan çıkmayı başarmış ve İngiltere'yi eleyerek çeyrek finale yükselmişti.
Bizde ise ülke futbolu bir türlü istenen düzeye gelmedi. Kulüp yöneticilerimiz göreve geldiğinde kısa yoldan başarıya ulaşmak istedikleri için pahalı ve plansız transferler ile günü kurtarmaya çalışıyorlar. Bu da genç oyuncularımızın önünü doğal olarak kapatıyor. Daha fazla şans ve süre bulduklarında gençlerimiz hem kulüplerinde faydalı olacaktır hem de milli takımımıza başarı getirecektir.
Eskişehir'de oynanacak maçta Hırvatistan maçına çıktığımız 11'e benzer hücumcu bir kadroyla çıkıp risk alarak dikine paslarla oyunu rakip sahada oynamalıyız. Ancak disiplinli ve takım oyunundan vazgeçmeyen, mücadeleci takım olan rakibimizi hatasız oynamalıyız. Bu da çok iyi bir motivasyonla maça çıkmamız demektir.
İzlanda maçını kazanıp Finlandiya'ya umutla gitmek dileğiyle...
Yerine gelen Lucescu ise Ukrayna maçında sahada ne yaptığını bilmeyen, uyumsuz ve defansif bir kadro ile mücadele etti. Takımı henüz tanımıyordu. Hırvatistan maçında risk alarak tamamıyla ofansif bir oyuncu grubuyla güçlü bir ekibe karşı mücadele etti ve fazla pozisyon vermeden galibiyetle kapatıp ilk iki için umutlarımızı artırdı.
Şimdi kritik iki maça çıkacağız. Bu maçlarda gerçek potansiyelimizi sahaya yansıtırsak galip gelmemiz kolay olacaktır.
Rakibimiz İzlanda'ya baktığımızda 330 bin nüfuslu bir ülke. Ancak son yıllarda futbola yaptığı yatırımlarla ve getirdikleri sistemle başarılar yakalamaya başladı. Euro 2016'da gruptan çıkmayı başarmış ve İngiltere'yi eleyerek çeyrek finale yükselmişti.
Bizde ise ülke futbolu bir türlü istenen düzeye gelmedi. Kulüp yöneticilerimiz göreve geldiğinde kısa yoldan başarıya ulaşmak istedikleri için pahalı ve plansız transferler ile günü kurtarmaya çalışıyorlar. Bu da genç oyuncularımızın önünü doğal olarak kapatıyor. Daha fazla şans ve süre bulduklarında gençlerimiz hem kulüplerinde faydalı olacaktır hem de milli takımımıza başarı getirecektir.
Eskişehir'de oynanacak maçta Hırvatistan maçına çıktığımız 11'e benzer hücumcu bir kadroyla çıkıp risk alarak dikine paslarla oyunu rakip sahada oynamalıyız. Ancak disiplinli ve takım oyunundan vazgeçmeyen, mücadeleci takım olan rakibimizi hatasız oynamalıyız. Bu da çok iyi bir motivasyonla maça çıkmamız demektir.
İzlanda maçını kazanıp Finlandiya'ya umutla gitmek dileğiyle...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Yılmaz / diğer yazıları
- Türk Futbolu nereye gidiyor? / 20.10.2017
- Futbol sadece ayakla değil yürekle de oynanır / 11.10.2017
- Milli hüsran / 08.10.2017
- İzlanda maçı öncesi / 05.10.2017
- Transfer çılgınlığı / 30.09.2017
- Sadece Futbol / 25.09.2017
- Bursaspor mutlu / 18.09.2017
- Kadro istikrarı / 16.09.2017
- 4. haftanın ardından / 13.09.2017
- Daha çok erken / 12.09.2017
- Futbol sadece ayakla değil yürekle de oynanır / 11.10.2017
- Milli hüsran / 08.10.2017
- İzlanda maçı öncesi / 05.10.2017
- Transfer çılgınlığı / 30.09.2017
- Sadece Futbol / 25.09.2017
- Bursaspor mutlu / 18.09.2017
- Kadro istikrarı / 16.09.2017
- 4. haftanın ardından / 13.09.2017
- Daha çok erken / 12.09.2017