Ülkemizde ve dünyada işsizlik hızla artmaktadır. İşsizlik arttığı oranda küresel tehdit ve korku da artmaktadır. Bu, dünya ekonomisinin yeni bir safhasıdır. Bir başka deyişle, işsizliğin olması ve artması geçici değil, kalıcıdır.Küresel piyasada kıran kırana bir rekabet yaşanmaktadır. Rekabette öne geçmenin ve rakipleri alt etmenin bir yolu da verimliliği artırmaktır. Bunun için robotlar devreye sokulmuş ve dolayısıyla verimliliğin yanında işsizlik de artmıştır.Ekonomistler, böyle bir açmazın, küresel başkaldırıya neden olacağından korkmaktadır. Bu ve buna benzer açmazları doğuran liberal ekonomi modelidir. Onun içindir ki, liberalizmi esas alan çözümlerin hiçbiri kesin sonuç getirmiyor. Sadece günübirlik, pansuman önlemlerle sıkıntılar öteleniyor ve erteleniyor. Sonuçta sıkıntılar çığ gibi büyüyor ve içinden çıkılmaz bir hal alıyor. İşsizliğin oluşturduğu tehdidin boyutu, işsizlik rakamlarına bakarak anlaşılmaz. Çünkü açıklanan rakamlar işsizlik oranını tam olarak göstermemektedir. Söz konusu rakamların üzerine yüzde 25 ile yüzde 50 arasında ekleme yapmak gerekir. Rakamlar doğru olsa bile, işsizliğin sosyal ve psikolojik yönünü ortaya koymazlar. İşsizlik rakamlarının gerçeği yansıtmamasının nedeni şudur: İşsizlik oranları belirlenirken gönüllü olarak iş aramayan veya iş bulmaktan ümidini kesip de iş aramayanlar, işsiz sayılmıyor ve hesaba katılmıyor. Dahası, yarım gün veya haftada bir gün çalışanlar da işsiz kabul edilmemektedir. O bakımdan işsizlik rakamları aldatıcıdır.Uluslararası İş Kurumu (İLO) başkanlarının ortak bildirisine göre, dünyada 200 milyon kişi işsiz kalacak ve Avrupa'da işsiz sayısı 40 milyonu geçecektir. Ülkeler arasında yapılan bir araştırmada her beş gençten biri işsizdir. Ülkemizde ise işsiz her dört gençten biri üniversitesi mezunudur. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, gençlerimizin arasında işsizlik oranı yüzde 19,7'ye ulaşmıştır.Gençlerin işsizliğini kronik ekonomik ve sosyal bir sorun olarak niteleyen IMF Başkanı Lagarde politikacıları şöyle uyarıyor: "Gençlerin eğitimi dışında çalışma hayatıyla da mutlaka ilgilenmelidir." Devlet, gençlerine "eğitimi verdim, şimdi git başının çaresine bak. Ne halin varsa gör" dememelidir. İşsiz genç, özgüvenini ve statüsünü kaybeder. Bu da onu genç yaşta bunalıma sürükler. Bundan dolayıdır ki, bazı ekonomistler işsizliği, hele gençlerin işsizliğini saatli bombaya benzetmişlerdir. Başbakan Davutoğlu ve AKP hükümeti, işsizliğin tehdidini doğru algılamadığı, söz ve politikalarından anlaşılmaktadır. Başbakan Davutoğlu, İsviçre'de vatandaşlarımıza şöyle seslenmişti: "Eğer Avrupalıların işe ihtiyacı varsa, şimdi onlara da iş kapısı olabilecek yükselen Türkiye var." Bunu dinleyen zanneder ki, Türkiye işsizlik sorunu çözmüş ve bir zamanlar Avrupalıların yaptığı gibi yabancı işçi alacaktır. Hâlbuki gerçek tam tersidir.Başbakan Davutoğlu, bu gerçeği bilmiyor mu? Elbette biliyor, bildiği için de, Ekonomide Öncelikli Dönüşüm Programı çerçevesinde, işsizlikle ilgili şunları söyledi: "Bu programla işsizliğin azaltılmasını, kadın istihdamın artırılmasını, iş gücü piyasasının etkin hale getirilmesini hedefliyoruz." Başbakan Davutoğlu, şunu da vurgulamayı ihmal etmedi: "İstihdam bizim için hayati konudur."Başbakan Davutoğlu, İsviçre'de yaptığı konuşmanın gerçekleşmesini ve hedeflediği şekilde işsizliğin azaltılmasını samimi olarak istiyor mu? İstiyorsa, çıkmaz sokaklarda yol aramaya gerek yok. Adres bellidir ve tektir. O da 'Milli Ekonomi Modeli'dir. Bunu yalnızca biz söylemiyoruz. Yabancı bilim adamları da söylüyor ve başta Rusya olmak üzere birçok devlet uygulayarak doğruluğunu ispat ediyor. O halde AKP hükümetinin de yapacağı iş, o modeli uygulamaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018