İslâm dünyasında, İsrail'in dostları ve düşmanları söylemlere bakılarak anlaşılmaz. Çünkü söylem olarak İsrail'e düşman olmayan yoktur. Eyleme gelince, durum değişir. Öyle ki, söylemleriyle tozu dumana katanlar, esip gürleyenler, eylemleriyle İsrail'in yanında yer alırlar. O bakımdan İsrail'in gerçek dostlarını ve düşmanlarını tanımak için eylemleri ölçü almak gerekir. Yapılan eylem kime yarıyor, ona bakıp İsrail'in dostunu ve düşmanını tespit etmek mümkündür. Başka türlü bakış, mutlaka aldatıcı ve yanıltıcıdır.Bu konuda örnekler çok, en yakın ve en bariz olanlara dikkat çekelim. Ortadoğu'da İsrail'in korkulu rüyası haline gelen iki ordu vardı: Biri Irak ordusu, diğeri Suriye ordusu. Şimdi dönüp bakalım, bu iki ordu ne oldu? O orduların yıkılmasında ve dağılmasında rol alanlar, İsrail'in düşmanı olabilir mi? İsrail, Filistinli Müslümanların başına bomba yağdırınca, evlerini başlarına yıkınca, sözde İsrail düşmanları, hemen kükrediler, ama hiçbir şey yapmadılar, yapmazlar da. İngiliz parlamenter George Gallowvay, bu samimiyetsizliği ve ikiyüzlülüğü dile getiriyor ve şu soruyu soruyor: "Kudüs işgal altındadır, İslâm devletleri bu işgali bildikleri halde İsrail'le neden temas kuruyorlar?" Söz konusu teması, kimileri gizliden, kimileri açıktan kuruyor. Türkiye'nin İsrail ile teması, ilkönce gizli başlamış, sonra açığa dönüşmüştür. Bugün ise Türkiye ile İsrail arasında birçok alanı kapsayan antlaşmalar mevcuttur. Başbakan Erdoğan, ara sıra İsrail'e karşı efelenir, ama bu antlaşmaları iptal etmek şöyle dursun, askıya almayı dahi düşünmez ve gündeme getirmez. Ortadoğu'da yaşanan olayları, İsrail'den bağımsız düşünmek büyük bir gaflettir. Zaten İsrail devleti, Müslümanların gafleti, dalâleti ve hatta bazılarının ihaneti sonucu kurulmuş bir terör devletidir. Ayakta kalması ve Müslümanlara zulmetmesi de yine aynı nedenlere dayanmaktadır. Bundan dolayıdır ki, Ortadoğu'da tüm gelişmeler İsrail'in lehine cereyan etmektedir. Meselâ, Kürt devleti ve IŞİD projeleri, İsrail'in Arz-ı Mevud idealine hizmet eden projelerdir. Yıllar önce Rus kökenli Yahudi yazar İsraael A. Shamir şöyle diyordu: "ABD ve İsrail'in amacı, sadece Kudüs'teki Mescid-i Aksa'yı yıkmak değil, Harem-i Şerif'in altın kubbesini de yıkmayı kafalarına koymuşlar." Bugün IŞİD sözcüleri, aynı şeyi söylemiyor mu? Olaylar, böylesine açık ve net olarak gözler önüne serilirken, başka delil aramaya ne gerek var? Bütün bunlar, İslâm dünyasına karşı şer bir projenin yürütüldüğünü göstermiyor mu?Görülen o ki, İsrail, dünyanın desteğini arkasına almış, sadece insanları değil, insanlığı da öldürüyor. Onun varlığı ve yaptıkları, dünyaya terörizmin egemen olduğunu gösteren en büyük delildir. Buna rağmen, eninde sonunda İsrail mağlup olacaktır. Çünkü İsrail, zulmediyor, zalimlerin hasmı bizzat Allah (cc)'tır. Allah (cc) ihmal etmez, imhal eder, yani meyil verir. İsrail verilen bu meyli kullanıyor ve azdıkça azıyor. Ama sonunda yok olacaktır.Filistin topraklarında kurulan ilk Yahudi devleti, bugünkü İsrail değildir. Tarih boyunca Yahudiler, bu topraklar üzerinde birçok devlet kurdular. Ancak zulmettikleri için yıkıldılar, hak ile yeksan oldular. Yahudiler için yıkılış, Allah (cc)'ın değişmez kanunudur. Yahudiler değişmezse, bu kanun da değişmeyecektir. Yahudilerle birlikte, gizli ve açık dostları da aynı akıbete gark olacaklardır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018