Gün geçtikçe herkeste bir telaş artışı görüyorum. Asker telaşlı. Açıklamalar yapıyor. Şu saatte şöyle oldu, bu saatte böyle oldu. Sonuç ne oldu? Geldiler, vurdular, gittiler. Bunun mazereti yok ey Paşalar! Artık milleti teselli etmek için açıklama yapmayın. PKK'ya karşı yaşanılan askeri zafiyetleri açıklayın. PKK kimin korumasında? Açıklayın resmi olarak. PKK'ya kim yardım ve destek veriyor? Militanlarını kim yetiştiriyor? Açıklayın asker olarak. Millet her şeyi bilsin, görsün. Yok, bilmiyoruz diyorsanız, sizde çekin, gidin.Ortalıkta değişik iddialar dolaşıyor. Uzmanlar bu işin yalnızca PKK tarafından yapılamayacağını, devletinde bu kadar büyük bir saldırı planından habersiz olamayacağını anlatıyorlar. Ama göstermeye çalıştıkları hedef veya millete vermeye gayret ettikleri mesaj, adeta bu işi planlayanları ele verir ve bu kişilerin kimin sözcüsü olduğunu açıklar nitelikte. Diğer taraftan Başbakan 24 şehit, 18 yaralı var diyor. Ama medyada ve internette yer alan haberlere göre şehit sayısının çok fazla, bir o kadar yaralı olduğundan, bazı saldırı noktalarında askerin mermisi bittiğinden, karakol komutanının odasına kadar girildiğinden bahsediliyor. Siyaset ne yapıyor? Meclis'te, karşılıklı (haklı, haksız) atışmalar yaşanıyor. Ama Başbakan piyasada yok. Nerede? Medya patronlarını acilen konutuna çağırıyor. Neden acaba? Milletin bağrı yanıyor. Devletin büyük bir sorunu ortada çözüm bekliyor. Devletin, milletin sorunlarını çözme yeri Meclis olarak biliyorduk! Ama Başbakan medya patronları ile toplantı yapıyor, çözüm arıyor. Ha öyle her medya grubunu da bu toplantıya çağırmış değil. Özellikle çocuklarına Ferrari, Porsche alanları veya damatlarının genel müdür olduğu holding gruplarına bağlı medya organlarını çağırıyor. Tabi toplumun her kesimini duyarlı olmaya çağıran Başbakan, medya patronlarını da özellikle duyarlı olmaya çağırıyor! "Yaptığınız haberlere dikkat edin, köşe yazarlarınıza sahip olun, onların parasını siz veriyorsunuz. Sakın toplumda aleyhimize bir infial uyandırılmasın" mesajı veriliyor veya tablo öyle gösteriyor.Gazetemizin değerli yazarlarından Sabahattin Önkibar'ın aylar önce bir tespiti aklıma geldi; AKP ancak iki şekilde biter diyordu. Biri PKK, diğeri ekonomik çöküş. Bu gerçeği Başbakanda biliyor olmalı ki, tedbirli davranıyor. Toplumu yönlendiren en önemli kurum olan medyayı (ki, zaten çok önemli bir kısmı kendi tekellerinde) bir kez daha uyarma ihtiyacı hissediyor. Aman! Sakın! Halkta infial yaratacak haberlere, yazılara, yorumlara destek olmayın, yer vermeyin. Ama biz hep hatırlatacağız, beyinleri güncelleyeceğiz ki, yarın mesul, sorumlu olmayalım. Tarih 19 Ekim 2009'du. Kuzey Irak'taki Mahmur Kampı'ndan 34 kişi Türkiye'ye gelerek teslim olmuştu. Neden? Hükümetin "Demokratik açılım" planına destek için Öcalan'ın çağrısı üzerine Türkiye'ye gelmişlerdi. Binlerce kişi, halaylarla karşılamıştı bu teröristleri. Türk bayrakları yakılmıştı bu karşılanmada. Hemen mobil mahkemeler kurulmuş, beraat verilmişti. Hükümet mutluydu. Apo mutluydu. Kandil mutluydu. Hatta Başbakan, bu sürecin süreceğini ve çok olumlu neticeler alacaklarını iddia ediyordu. Öyle ki, Diyarbakır yıldız olacaktı!İşin görünmeyen kısmı ise beş altı gün sonra basına yansımıştı; Kandil'den gelen 34 kişilik PKK'lının, 19 Ekim 2009'da Habur'dan Türkiye'ye giriş yapmasından iki gün önce de, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile dönemin DTP Genel Başkanı Ahmet Türk arasında gerçekleşen görüşme, altı gün sonra basına yansımıştı. 23 Ekim Cuma günü gazetecilerin karşısına çıkan Atalay, görüşmeyi doğruladı. Görüşmenin Erdoğan'ın bilgisi dahilinde gerçekleştiğini, "buluştukları yerin de Tarım Bakanı Mehdi Eker'in makam odası olduğunu" açıklamıştı. Her ne kadar şimdilerde Başbakan "Habur anlayışı bitti" açıklamaları yapsa da, Habur anlayışını başlatanların bir bedel ödemesi gerekiyor kanaatimdeyim. Öyle bitti demekle, hiç bir şeyin bitmeyeceğini herkes çok iyi biliyor artık. Ha, bizim adımıza millet, ödenmesi gereken her bedeli ödüyor diyorsanız, ne ala!Yaklaşık otuz küsur saat süren çatışmanın ardından kaçan teröristlerin peşine Türk Ordusu da Irak topraklarına girdi. Eğer bir tek terörist kalmadan bu harekât sonlandırılırsa, bilin ki, bu harekât PKK'ya karşı değil, milletin infiale gelmesini önlemek için yapılmıştır. Tabi, Tayyip beyin kadim dostunun, sınır ötesi yapılan bu harekatla ilgili söyleyecekleri vardı; ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, "Irak'ın komşularını Irak'ın egemenliğine saygı göstermeye ve sınır bölgesindeki terör örgütleriyle mücadelede Irak ile yakın işbirliği yapmaya çağırıyoruz, ancak müttefikimiz Türkiye'nin bu terör saldırılarına karşı kendini savunmak için harekete geçme hakkını tam biçimde tanıyoruz" dedi.Soru 1: ABD'nin Irak'ta ne işi var?Soru 2: Sınır ötesi yapılan bu operasyonda hükümetin, Barzani'den yardım ve destek istemesi, ayrıca ortak hareket edeceklerini açıklaması, sizce bu operasyonda Türkiye'nin istediği ve beklediği sonucu alacağı inancı oluşturuyor mu? Kısaca PKK'ya karşı, Barzani ile el ele veren bir iktidar terörü bitirebilir mi?Soru3: Bu yaşanılan terör saldırıları, BOP projesi kapsamında planlanıp, sanal suçlu olarak Suriye ve İran gösterilip, bu ülkeler Türkiye'ye açık hedef olarak gösterilmiş olabilir mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025