(dünden devam…)
İslam'ın temel vasıfları:
Cenâb-ı Hakk'ın birliğini esas alan (tevhide dayalı) semavi dinlerin genel adı olan İslâm, sözlükte: İtaat, teslimiyet, ihlas, ve sulh gibi manalara gelir. (Âsım Efendi, Kamus Tercemesi, c:3, s:481).
Istılahta ise İslâm: Allah (cc) tarafından gönderilen (vahyedilen) ve peygamberler tarafından tebliğ edilen hakikatlerin hepsini kabul edip, teslimiyet göstererek Hakk'a yönelip itaat etmektir. İslâm semavi dinlerin genel adıdır. İlk insan ve ilk peygamber olan Hz. Adem (as)'den, son Peygamber Hz. Muhammed (sav)'e kadar gelen tüm elçiler, bir tek mutlak gerçeği ısrarla vurgulamışlardır.
Bu gerçek: "Allah'tan başka ilah yoktur" hükmüdür. Bu hükmün beraberinde getirdiği inanç sistemine; 'Tevhid akidesi' denir. İşte bütün peygamberlerin davet ettiği ortak kelime olan bu Tevhid akidesi üzerine bina edilen İslâm, Seyyidü'l Mürselîn olan son peygamber Hz. Resûl-i Ekrem (sav) ile kemâle ermiş, ilâhi hakikatler manzumesi olarak ikame edilmiştir.
Aşağıda meâli verilen ayetler, bu hakikati teyit ve ispat etmektedir. "Hiç şüphe yok ki, Allah katında yegane din İslâm'dır." (Âl-i İmran: l9). "Bugün size dininizi ikmâl ettim; size olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm'a razı oldum." (Maide:3).
Görülüyor ki; beşeriyetin hayati derecede ihtiyacı, tek kurtuluş yolu ve hidayet kaynağı olarak İslâm, son peygamber Hz. Muhammed (sav) ile "ekmel" hale gelince, aslı semavi olup sonradan tahrif edilen Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi geçmiş bütün dinler neshedilmiş ve bu dinlerin hükümleri kaldırılmıştır. Zira bu dinler mensupları tarafından tahrif edilerek bir hidayet yolu olmaktan çıkarılmıştı.
Asılları hak olsa da insan eliyle tahrif edildikten sonra bu dinlerin herhangi bir ilahi hüküm ifade etmesini beklemek, ulvi hakikate; yani İslâm'a karşı büyük haksızlık olur.
Binaenaleyh gerçek manada İslâm demekle, Resûlullah (sav) Efendimiz'in getirip tebliğ ettiği son din anlaşılmalıdır ve anlaşılmaktadır. Nitekim yukarıda mealleri verilen ayetler, ahir zaman peygamberi olan Resûl-i Ekrem (sav)'in getirip tebliğ ettiği dini vurgulamaktadır.
Bunun anlamı şudur: Cenâb-ı Hakk'ın razı olup kabul ettiği din, işte bu son ve ekmel din olan İslâm'dır. Hüküm buna göredir. Amel buna göre olacaktır. Hidayet ve kurtuluşun tek yolu budur. Bütün insanlar İslâm'la müşerref olmakla emrolunmuş ve de ona muhtaç kılınmıştır. O halde hakikatın ölçüsü ancak İslâm'dır.
1- İslâm dindir:
Din, sözlükte: Âdet, taat, ceza ve mükafat, sulta, hal ve tavır, itaat, hesap verme, sîret ve hüküm gibi bir çok manalara gelmektedir. (Âsım Efendi: Kamus Tercümesi, c: 3, s: 481; ibn. Manzur, Lisanu'l-Arab, Din maddesi).
Istılahta ise din; Allah tarafından vaz'edilmiş bir kanun, bir hükümler ve prensipler manzumesi olup, akıl sahiplerini kendi iradeleriyle hayra, kurtuluşa ve hidayete sevk eden ilahi bir düzenleme demektir. "İslam dindir" demek, pek çok hakikati ifade eder.
İslam ne bir nazariye, ne bir felsefi doktrini, ne bir beşeri telakki ve sistem, ne de bir ideolojidir. İslam, insanları Allah'a çağıran ve taşıyan ilahi bir yoldur, bir kurtuluş caddesidir. İslam'ın esası, Allah'a kulluktur. Bu da ancak iman ve ibadetin bütünleşmesiyle gerçekleşir. İslam'da Allah'a gidişte, kulluk ve ibadet asıldır. Bu tespit dinin gaye ve hedefini anlama bakımından çok önemlidir.
(devam edecek…)
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020