İrtica tartışmasını bu kez ODTÜ Rektörü başlattı

ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Akbulut, üniversitenin açılış töreninde yaptığı konuşmada, adres vermeden 'kimse sabrımızın sınırını zorlamamalı' dedi. Rektörün bu sözleri neden söylediği konusunda ise değişik görüşler var ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, "Laik Türkiye'nin farklı bölgelerinde kadın ve erkekleri genel yaşam alanlarında birbirinden ayıran zihniyetin, şeriat özlemlerini gerçekleştirme yolunda engel tanımaz hale geldiğini" belirterek, "Cumhuriyete inananların olgun davranışları yılgınlık veya umursamazlık olarak yorumlanmamalı, hiç kimse sabrımızın sınırını zorlamaya kalkışmamalıdır" dedi. ODTÜ'de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'inde katıldığı 2006-2007 eğitim-öğretim yılının açılış töreninde konuşan Akbulut, laik ve demokratik cumhuriyeti yıpratma ve başta laiklik olmak üzere temel ilkelerini değiştirmeye yönelik girişimleri görmekten büyük üzüntü duyduklarını ve kınadıklarını belirtti. Danıştay üyelerine yapılan saldırı henüz daha zihinlerden silinmemişken, kökten dinci grupların kendileri gibi düşünmeyenlere uyguladıkları baskıları büyük bir cüretle farklı platformlara taşıdıklarını söyleyen Akbulut, herhangi bir örnek vermeden kıyafetleri nedeniyle çağdaş kadınlara fiziksel saldırıda bulunulduğunu, bazı devlet görevlilerinin halkın sorunlarına, aklın, bilim ve teknolojinin ışığında çözümler getirmek yerine, hurafelere dayalı arayışlara girdiklerini iddia etti. Bunları eleştirmedi!ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut'un Türkiye'de 40 bin kilise evin nasıl ve niçin açıldığından; dış destekli bölücü terör unsurlarının ülkenin güneydoğusunu kopartmak için 2006 yılında şu ana kadar 107 güvenlik görevlisini şehit ettiğinden; devletin bölücü terör başını İmralı'da beslediğinden; Türkiye'nin önde gelen kuruluşlarının ve bankalarının birer birer yabancılara satılmasından; vatandaşlardan toplanan vergilerle hayatlarını sürdüren üniversitelerin bilimsel buluşlar açısından devlet hazinesine neden katkı yapmadığından; ABD'nin Türkiye'nin içişlerine rahatça karışabildiğinden; gelir adaletsizliğinin gittikçe arttığından; Patrik Bartholomeos'un suriçinde Vatikanvari bir devlet kurmak için çabaladığından bahsetmeyi gerekli görmemesi dikkat çekti.