Prof. Dr. Haydar Baş Bey, uluslararası politikalarda yıllardır yüzünü Batıya dönen, istenmediği halde 'biz de yanınızdayız' mesajları veren siyasilere; esasen menfaat birliği içinde olacağımız ülkelerle işbirliğinden başka çare yok der.
Terör yılardır ülkemizin kanayan yarası. Geçtiğimiz seneler içinde, PKK ile mücadelemizde stratejik müttefik ABD'nin, Almanya'nın, İngiltere'nin, Fransa'nın feryatlarımızı duymadığına çok şahit olduk. Onlara el altından sahip çıktıklarına da?
Son yazısında şu tespiti yapıyor Sayın Baş, "Türkiye, Suriye meselesinde de köşeye sıkıştı. 6 yıldır devam eden Suriye krizinde, PYD/YPG konusundaki hassasiyetlerimiz istikametinde Fırat Kalkanı harekâtını yapmış ve Azez-Cerablus-el Bab arasındaki bölgede Türk hâkimiyetini sağlamıştık.
Şu anda ise Afrin ve İdlib'e yönelik operasyondan bahsediliyor.
Gelinen noktada, Türkiye ya ABD ve Rusya'nın masada görmek istediği PYD'yi kabul edecek, ya da 6 yıl önce zalim Esed dediği Esad'a dost elini uzatacak.
Sınırlarımızda kalıcı bir çözüm istiyorsak Suriye lideri ile anlaşmaya mecbur görünüyoruz."
Suriye liderine Amerika ve neredeyse topyekûn Batı saldırırken de aynı yorumları yapıyordu.
Türkiye'nin toprak bütünlüğü Suriye'nin toprak bütünlüğünden geçer?
Gelinen nokta hakikaten dediği gibi oldu. Türkiye ya PKK'nın Suriye uzantısı PYD'ye evet diyecek ki ABD ve Rusya onları destekliyor, ya da Esad ile güç birliğine gidecek.
Bütünlüğümüzün ve geleceğimizin garantisi Esad ile olmak.
İran ziyaretini de böyle okumaya mecburuz.
İran Genelkurmay Başkanı'nın Ankara ziyareti, 1979 İran İslam devriminden bu yana bu düzeyde gerçekleştirilen ilk ziyaret olarak oldukça değerli.
Hele hele, Ortadoğu'da yaşanan terör gündemi dikkate alındığında, "Terörle mücadelede istihbarat paylaşımı ve operasyonal işbirliği" başlıklarının konuşulması daha bir önem kazanıyor.
Her iki ülkenin toprak bütünlüğünü ilgilendiren Suriye konusu, Irak ve Kürt meselesinin konuşulduğu basına yansıdı.
Bugün İran ve Türkiye arasındaki üst düzey askeri temaslarda Türkiye'deki PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG ve PKK'nın İran'daki uzantısı PJAK için beraber hareket etmeliler.
Bir musibet bin nasihatten iyidir derler.
Suriye işgali inşallah bölgedeki İran'ı, Irak'ı, Suriye'yi; Türkiye ile ve birbirleri ile tekrar kardeş eder.
Ayet-i Kerime'de Cenab-ı Hak; "Siz onlardan olmadıkça onlar sizden olmazlar" buyuruyor. (Bakara: 120)
Bugün bu hali yaşıyoruz.
Türkiye'nin güneydoğusu, Irak, İran ve Suriye'den alınacak topraklar ile kurulması planlanan Büyük İsrail devleti ABD'nin kanatları altında günden güne serpiliyor.
Yani bu dört Müslüman ülke, Hıristiyan-Yahudi işbirliğine karşı aynı kaderi yaşayacak.
Eğer beraber olur ve karşı durabilirse varlıklarını devam ettirecekler, bunun için de güç birliği şart?
Bugüne kadar Türkiye'ye Sünni, İran'a Şii diyerek arada nifak tohumları atan Batı, bir kenara çekildi ve Şiiler ile Sünniler yani Müslümanlar birbirlerinin kanında boğuldular.
Sayın Baş, Şii ve Sünni kardeştir derken, bu Batı yalanını bozuyordu.
Şimdi birlik zamanı, Batı yalanlarını bir kenara bırakıp, devletimizin bekası, milletimizin dirliği için gerçekleri görmek zamanı?
Terör yılardır ülkemizin kanayan yarası. Geçtiğimiz seneler içinde, PKK ile mücadelemizde stratejik müttefik ABD'nin, Almanya'nın, İngiltere'nin, Fransa'nın feryatlarımızı duymadığına çok şahit olduk. Onlara el altından sahip çıktıklarına da?
Son yazısında şu tespiti yapıyor Sayın Baş, "Türkiye, Suriye meselesinde de köşeye sıkıştı. 6 yıldır devam eden Suriye krizinde, PYD/YPG konusundaki hassasiyetlerimiz istikametinde Fırat Kalkanı harekâtını yapmış ve Azez-Cerablus-el Bab arasındaki bölgede Türk hâkimiyetini sağlamıştık.
Şu anda ise Afrin ve İdlib'e yönelik operasyondan bahsediliyor.
Gelinen noktada, Türkiye ya ABD ve Rusya'nın masada görmek istediği PYD'yi kabul edecek, ya da 6 yıl önce zalim Esed dediği Esad'a dost elini uzatacak.
Sınırlarımızda kalıcı bir çözüm istiyorsak Suriye lideri ile anlaşmaya mecbur görünüyoruz."
Suriye liderine Amerika ve neredeyse topyekûn Batı saldırırken de aynı yorumları yapıyordu.
Türkiye'nin toprak bütünlüğü Suriye'nin toprak bütünlüğünden geçer?
Gelinen nokta hakikaten dediği gibi oldu. Türkiye ya PKK'nın Suriye uzantısı PYD'ye evet diyecek ki ABD ve Rusya onları destekliyor, ya da Esad ile güç birliğine gidecek.
Bütünlüğümüzün ve geleceğimizin garantisi Esad ile olmak.
İran ziyaretini de böyle okumaya mecburuz.
İran Genelkurmay Başkanı'nın Ankara ziyareti, 1979 İran İslam devriminden bu yana bu düzeyde gerçekleştirilen ilk ziyaret olarak oldukça değerli.
Hele hele, Ortadoğu'da yaşanan terör gündemi dikkate alındığında, "Terörle mücadelede istihbarat paylaşımı ve operasyonal işbirliği" başlıklarının konuşulması daha bir önem kazanıyor.
Her iki ülkenin toprak bütünlüğünü ilgilendiren Suriye konusu, Irak ve Kürt meselesinin konuşulduğu basına yansıdı.
Bugün İran ve Türkiye arasındaki üst düzey askeri temaslarda Türkiye'deki PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG ve PKK'nın İran'daki uzantısı PJAK için beraber hareket etmeliler.
Bir musibet bin nasihatten iyidir derler.
Suriye işgali inşallah bölgedeki İran'ı, Irak'ı, Suriye'yi; Türkiye ile ve birbirleri ile tekrar kardeş eder.
Ayet-i Kerime'de Cenab-ı Hak; "Siz onlardan olmadıkça onlar sizden olmazlar" buyuruyor. (Bakara: 120)
Bugün bu hali yaşıyoruz.
Türkiye'nin güneydoğusu, Irak, İran ve Suriye'den alınacak topraklar ile kurulması planlanan Büyük İsrail devleti ABD'nin kanatları altında günden güne serpiliyor.
Yani bu dört Müslüman ülke, Hıristiyan-Yahudi işbirliğine karşı aynı kaderi yaşayacak.
Eğer beraber olur ve karşı durabilirse varlıklarını devam ettirecekler, bunun için de güç birliği şart?
Bugüne kadar Türkiye'ye Sünni, İran'a Şii diyerek arada nifak tohumları atan Batı, bir kenara çekildi ve Şiiler ile Sünniler yani Müslümanlar birbirlerinin kanında boğuldular.
Sayın Baş, Şii ve Sünni kardeştir derken, bu Batı yalanını bozuyordu.
Şimdi birlik zamanı, Batı yalanlarını bir kenara bırakıp, devletimizin bekası, milletimizin dirliği için gerçekleri görmek zamanı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018