Başkan Bush'un çikolata renkli Ulusal Güvenlik Danışmanı Condolleza Rıce, devlet olarak İran'ın nükleer donanımlarından endişeli olduklarını bir kez daha yineledi.
Sivil amaçlardan çok askeri amaçlar için üretilen ve geliştirilen nükleer lojistiğin kendileri için öncelikli tehdit olduğunu belirten Rıce, tüm müdahalelerinin boşa çıktığını ve Tahran Yönetiminin uzlaşmaz tavrının sürdüğünü vurguladı.
Danışman, bununla da kalmadı; Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın da kendileri gibi düşündüğünü söyleyerek müdahale etmenin de saklı bir seçenek olduğunu ekledi.
Condolleza Rıce, hatırlayacak olursanız,UAEA'nın Afganistan ve Irak işgali esnasındaki düşüncelerine kulak asmamıştı.
Önceden öyle idi, şimdi böyle...
Amerika'nın Ulusal Güvenlik anlayışı bu.
Nerede ve ne zaman çıkarlar örtüşürse o zaman sert tutumlar takınılır.
İran'a farklı, Kuzey Kore ve İsrail'e daha farklı.
Ülkeden ülkeye uygulamalar değişik.
Ulusal güvenliğin ikiyüzlü yansıması.
Avrupa Birliği'nin Almanya ve Fransa gibi lokomotif ülkeleri İran'la son aylarda temasa geçtiler. Diğer ülkeler de sırada.
AB kurumları İran'la ara düzeltme yolunu seçerken; Amerika ters istikamette politika geliştiriyor.
Amerika'nın adamı Şah'ın devrilmesi ve 1979 İran İslam Devrimi'nin tamamlanmasından bu yana Amerika İran'a soğuk bakıyor.
Siyasal ve ekonomik açıdan komşu ülkeleri İran'a cephe aldıran Amerika, direkt cephede olma niyetinde.
İran'ın siyasal sistemi defolu görülüyor, ekonomisi endişeyle takip ediliyor.
Petrol ve doğalgaz zengini İran Amerika'nın bölgedeki en stratejik düşmanı.
Zaman zaman Suriye ve Irak'la kıskaca alınan Tahran Yönetimi, Zaman zaman da Türkiye ve Azerbaycan gibi ülkelerle sözde meşru zemine çekiliyor.
Bunlar yapılırken, İran'daki İslami uygulamanın ılımlılaştırılması ve daha rasyonel(!) kılınması esas alınmakta.
İran kadınına ve gençliğine bu senaryoda roller veriliyor. Kültürel ve sanatsal etkinliklerle bu kesimler hedef kitle olarak görülüyor.
Çin'e uygulananlarla İran'a uygulanmak istenenler aynı.
Saddam'la kedi fare oyunu oynayarak İran'ı İsrail karşısında pasif kılmak isteyen Amerika, kendisi şahsen bu bölgeye çöreklendikten sonra daha rahat hareket etmeye başladı.
İran'ın Irak'taki Şiileri tahrik ettiği ve isyana sevkettiği gerekçesiyle İran'la sözdüellosu başlatıldı.
Rehin alınan İranlı diplomatlarla, sınır bölgelerinde kaynağı belirsiz saldırılarla provokasyonlar arttırılıyor.
Atlantik ötesi Büyük Şeytan(!) İran'la yaka yakaya gelmiş durumda.
Sağda Suriye,solda İran, tam ortada Amerikan etiketli bir Irak.
Bölgede sular hergeçen gün kabarıyor.
Çöl ateşi Körfez'in sularını kaynatmaya başladı.
Amerika, ''Serseri Ülkeler''in tam ortasında.
Şaibeli görülen milletlerse Büyük Şeytan'a emanet.
Amerika İran'la uğraşmaya devam ediyor.
Sivil amaçlardan çok askeri amaçlar için üretilen ve geliştirilen nükleer lojistiğin kendileri için öncelikli tehdit olduğunu belirten Rıce, tüm müdahalelerinin boşa çıktığını ve Tahran Yönetiminin uzlaşmaz tavrının sürdüğünü vurguladı.
Danışman, bununla da kalmadı; Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın da kendileri gibi düşündüğünü söyleyerek müdahale etmenin de saklı bir seçenek olduğunu ekledi.
Condolleza Rıce, hatırlayacak olursanız,UAEA'nın Afganistan ve Irak işgali esnasındaki düşüncelerine kulak asmamıştı.
Önceden öyle idi, şimdi böyle...
Amerika'nın Ulusal Güvenlik anlayışı bu.
Nerede ve ne zaman çıkarlar örtüşürse o zaman sert tutumlar takınılır.
İran'a farklı, Kuzey Kore ve İsrail'e daha farklı.
Ülkeden ülkeye uygulamalar değişik.
Ulusal güvenliğin ikiyüzlü yansıması.
Avrupa Birliği'nin Almanya ve Fransa gibi lokomotif ülkeleri İran'la son aylarda temasa geçtiler. Diğer ülkeler de sırada.
AB kurumları İran'la ara düzeltme yolunu seçerken; Amerika ters istikamette politika geliştiriyor.
Amerika'nın adamı Şah'ın devrilmesi ve 1979 İran İslam Devrimi'nin tamamlanmasından bu yana Amerika İran'a soğuk bakıyor.
Siyasal ve ekonomik açıdan komşu ülkeleri İran'a cephe aldıran Amerika, direkt cephede olma niyetinde.
İran'ın siyasal sistemi defolu görülüyor, ekonomisi endişeyle takip ediliyor.
Petrol ve doğalgaz zengini İran Amerika'nın bölgedeki en stratejik düşmanı.
Zaman zaman Suriye ve Irak'la kıskaca alınan Tahran Yönetimi, Zaman zaman da Türkiye ve Azerbaycan gibi ülkelerle sözde meşru zemine çekiliyor.
Bunlar yapılırken, İran'daki İslami uygulamanın ılımlılaştırılması ve daha rasyonel(!) kılınması esas alınmakta.
İran kadınına ve gençliğine bu senaryoda roller veriliyor. Kültürel ve sanatsal etkinliklerle bu kesimler hedef kitle olarak görülüyor.
Çin'e uygulananlarla İran'a uygulanmak istenenler aynı.
Saddam'la kedi fare oyunu oynayarak İran'ı İsrail karşısında pasif kılmak isteyen Amerika, kendisi şahsen bu bölgeye çöreklendikten sonra daha rahat hareket etmeye başladı.
İran'ın Irak'taki Şiileri tahrik ettiği ve isyana sevkettiği gerekçesiyle İran'la sözdüellosu başlatıldı.
Rehin alınan İranlı diplomatlarla, sınır bölgelerinde kaynağı belirsiz saldırılarla provokasyonlar arttırılıyor.
Atlantik ötesi Büyük Şeytan(!) İran'la yaka yakaya gelmiş durumda.
Sağda Suriye,solda İran, tam ortada Amerikan etiketli bir Irak.
Bölgede sular hergeçen gün kabarıyor.
Çöl ateşi Körfez'in sularını kaynatmaya başladı.
Amerika, ''Serseri Ülkeler''in tam ortasında.
Şaibeli görülen milletlerse Büyük Şeytan'a emanet.
Amerika İran'la uğraşmaya devam ediyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005