İşte demokrasi böyle bir şey! Irak'ta yapılan ve Talabani'yi Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtan, Kerkük'te Kürtlerin mevcutlarının üç katı oy aldığı Irak seçimleri demokratik ama İran'daki seçimler demokratik değil. Niçin? Çünkü bu seçimlerden Mahmud Ahmedi Necad ezici çoğunlukla galip çıktı. Demokrasiyse demokrasi, seçimse seçim; İran hepsini yaptı, uzun bir zamandır da yapıyor.Zaten sorun bu değil; sorun ABD'ye uygun bir kişinin seçilip seçilmemesinde. Ahmedi Necad da ABD'ye kolay kolay "eyvallah" diyecek bir kişi değil. 48 yaşında, eski Devrim Muhafızları Ordusu üyesi, dini lider Ali Hamaney'in izinde giden ve tıpkı bizim başbakan gibi belediye başkanlığından gelme bir lider. 2 yıl Tahran belediye başkanlığı yapan Ahmedi Necad'ın seçimleri kazanmasında muhafazakarlık yönünden ziyade fakir İran halkına vaddettiği yüksek refah seviyesi etkili oldu. Ahmedi Necad'ın en çok oy aldığı bölgeler İran'ın fakir varoş bölgeleri. Kendisiyle ilgili bu bilgiler haricinde bildiğim tek bir şey yok. Fakat ABD'nin ve bizim medyanın çizdiği tablodan hareketle İran üzerinde dolaşan kara bulutlara, Ahmedi Necad isminin büyük bir fırsat verdiğini anlayacak basirete sahibim. İran ile ilgili savaş planlarını, Irak bataklığında debelendikleri için zorunlu tehir eden ABD'li şahinler, Ahmedi Necad ismini, kötü emelleri için bulunmaz bir fırsat olarak görüyorlar. İran'da yapılan seçimlerin sahte olduğu ve demokrasiye uygun olmadığını iddia eden şahinler, Ahmedi Necad'ın da "demokrasi dostu olmadığını" öne sürüyorlar. Ellerindeki "demokrasiölçer" cihazı onlara kimin demokrasi dostu olup, kimin olmadığını anında bildirdiği için bu konuda sıkıntı çekmeyen şahinler, İran'la ilgili kararlarını da çoktan vermişler. Ahmedi Necad, seçim öncesinde yaptığı konuşmalarda "nükleer silahlanmaya karşı olduğunu" üzerine basa basa vurguladı. Ülkesinin gelişme yolunda ilerleyeceğini ve bu yolda ABD'ye muhtaç olmadığını ifade etti. İsrail hariç herkesle el sıkışabileceğini de söyleyen Ahmedi Necad, bugünkü mevcut İran politikasının değişmeyeceğinin sinyallerini veriyor.Ahmedi Necad seçim öncesinde yaptığı açıklamalarda nükleer enerji programlarıyla ilgili olarak şu görüşü savunuyordu:"Nükleer enerji, İran halkının bilimsel gelişmesinin bir sonucudur ve hiç kimse bir milletin bilimsel gelişmesinin önüne geçemez. İran halkının hakkı çok yakında bu hakkı inkar edenler tarafından da teslim edilecektir."Bu sözlerin altına -eğer gerçekten demokrasiye inanıyorsa- imza atmayacak tek bir kişi bulunabilir mi?Bir ülkenin bilimsel gelişmesini kim, hangi hakla engellemeye çalışabilir?Ülke ABD, İsrail, İngiltere, Fransa olunca, nükleer enerji çalışmaları serbest ama İran olunca yasak!Böyle bir anlayış olamaz ve olmamalı!Türkiye'nin de ABD ağzıyla konuşan sözde aydın ve gazetecilerin tuzağına düşmemesi gerekiyor. Onlar hiç vakit kaybetmeden Ahmedi Necad liderliğindeki İran'ın Türkiye'ye devrim ihraç edeceği ve Türkiye'yi nükleer anlamda tehdit edeceği yalanına sarılıyorlar. Ama Batı basını ise Türkiye'ye İranlı reformcuların ihraç edilmeye başlandığını yazıyor. Yani İran'dan Türkiye'ye devrim değil, reformcu ihracı yaşanıyor. Ayrıca neredeyse 4 asırdır birbirlerinin topraklarında emperyal amaçlar gütmeyen İran ve Türkiye'nin, bugünden sonra birbirini tehdit olarak algılaması kadar tutarsız bir dayatma olamaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012