ABD şu anda dünyanın en büyük askeri üstelik karşısında da ona dengeli rakip olacak kimse yoktur.
AB hızlı ekonomik gelişmesiyle nerdeyse ona yetişmek üzeredir. Aralarında ekonomik rekabet de var. Ama AB'nin siyasi gücü henüz gelişmemiştir. Askeri gücü ise henüz bir cüce seviyesindedir. AB, NATO'suz adım atamaz durumdadır.
ABD'nin Gayri Safi Milli Geliri 9 trilyon dolar civarındadır. Japonya'nın 4 trilyon, AB'nin de yaklaşık olarak (hepsi birden) 7-8 trilyon civarındadır.
Ama ABD son yıllarda telaş içinde bulunmaktadır. Dev adımlarla ilerleyen AB ve özellikle Çin'e liderliği kaptırmak üzeredir. Çin her şeyiyle dev bir ülke olmuştur. Bir milyar üç yüz milyonun üzerinde nüfusu, nükleer enerjisi, atom ve hidrojen bombası ve her türlü kitle imha silahı var.
Üstelik yönetiminde de tam bir diktatörlük mevcut. Ama serbest piyasa ekonomisini uyguluyor. Şu anda Çin dünyadaki bütün pazarları gittikçe büyüyen ucuz imalatıyla ve ucuz mallarıyla tehdit etmektedir. Kısacası bu pazarları Amerika, Japonya ve AB'nin elinden alarak ele geçirmektedir. Serbest rekabetteki kuralları icat eden AB ve ABD'nin aleyhine gelişen bir durum oluşmaktadır.
Çin'e karşı alınabilecek tedbirler
Çin'e karşı savaşmak da mümkün değildir. Onun için Çin tam olarak daha devleşmeden, ABD, gerek Orta Doğu'daki, gerekse Orta Asya'daki toprak altı enerji zenginliklerini ele geçirmeye çalışmaktadır. Çünkü ilerdeki enerji kıtlığı oldukça büyük bir avantaj olacaktır.
Buna bağlı olarak ABD bu hususta büyük bir kampanya açmış bulunmaktadır. Medya şu anda, dünyanın en büyük dezenformasyon silahıdır. ABD medyayı alabildiğe kendi lehine kullanmaktadır. ABD medyasının dalları dünyanın hemen hemen her tarafına yayılmıştır. Türkiye de bundan nasibini almaktadır. Her haberi ABD idarecileri ve servisleri gözden geçirdikten sonra, dünyaya kendi istedikleri şekilde lanse edilmektedir. Onlar için bu büyük bir avantajdır. Bir nevi hazırlık safhalarında tam bir "Brain Washing" şeklinde beyin yıkaması yapmaktadırlar.
ABD bunları yapmak için çok değişik bahaneler uydurarak kamuoyunu oyalamaya çalışacak ve her hareketinde kendini haklı olarak lanse edecektir.
Şu anda ABD'nin göz koyduğu bu topraklarda ise tamamına yakın olarak İslam devletleri bulunmaktadır. Bu devletler arasında Arap kökenliler eskeriyettedir. Ancak Orta Asya'daki devletler arasında Türk kökenli soydaşlarımız da mevcuttur. Halbuki ise Orta Asya yeraltı zenginlikleri Orta Doğu'dakinden de daha geniş olarak kabul edilmektedir. O sebeple onların da bu zorbalığın dışında kalma ihtimalleri yoktur. Zaten bir tanesi, Afganistan, nasibini aldı bile. İşte bütün bu devletlerin şu andaki işgalleri bu sebeplere dayanmaktadır. İleri sürülen bahaneler ise esas amaçları gizlemek içindir.
AB hızlı ekonomik gelişmesiyle nerdeyse ona yetişmek üzeredir. Aralarında ekonomik rekabet de var. Ama AB'nin siyasi gücü henüz gelişmemiştir. Askeri gücü ise henüz bir cüce seviyesindedir. AB, NATO'suz adım atamaz durumdadır.
ABD'nin Gayri Safi Milli Geliri 9 trilyon dolar civarındadır. Japonya'nın 4 trilyon, AB'nin de yaklaşık olarak (hepsi birden) 7-8 trilyon civarındadır.
Ama ABD son yıllarda telaş içinde bulunmaktadır. Dev adımlarla ilerleyen AB ve özellikle Çin'e liderliği kaptırmak üzeredir. Çin her şeyiyle dev bir ülke olmuştur. Bir milyar üç yüz milyonun üzerinde nüfusu, nükleer enerjisi, atom ve hidrojen bombası ve her türlü kitle imha silahı var.
Üstelik yönetiminde de tam bir diktatörlük mevcut. Ama serbest piyasa ekonomisini uyguluyor. Şu anda Çin dünyadaki bütün pazarları gittikçe büyüyen ucuz imalatıyla ve ucuz mallarıyla tehdit etmektedir. Kısacası bu pazarları Amerika, Japonya ve AB'nin elinden alarak ele geçirmektedir. Serbest rekabetteki kuralları icat eden AB ve ABD'nin aleyhine gelişen bir durum oluşmaktadır.
Çin'e karşı alınabilecek tedbirler
Çin'e karşı savaşmak da mümkün değildir. Onun için Çin tam olarak daha devleşmeden, ABD, gerek Orta Doğu'daki, gerekse Orta Asya'daki toprak altı enerji zenginliklerini ele geçirmeye çalışmaktadır. Çünkü ilerdeki enerji kıtlığı oldukça büyük bir avantaj olacaktır.
Buna bağlı olarak ABD bu hususta büyük bir kampanya açmış bulunmaktadır. Medya şu anda, dünyanın en büyük dezenformasyon silahıdır. ABD medyayı alabildiğe kendi lehine kullanmaktadır. ABD medyasının dalları dünyanın hemen hemen her tarafına yayılmıştır. Türkiye de bundan nasibini almaktadır. Her haberi ABD idarecileri ve servisleri gözden geçirdikten sonra, dünyaya kendi istedikleri şekilde lanse edilmektedir. Onlar için bu büyük bir avantajdır. Bir nevi hazırlık safhalarında tam bir "Brain Washing" şeklinde beyin yıkaması yapmaktadırlar.
ABD bunları yapmak için çok değişik bahaneler uydurarak kamuoyunu oyalamaya çalışacak ve her hareketinde kendini haklı olarak lanse edecektir.
Şu anda ABD'nin göz koyduğu bu topraklarda ise tamamına yakın olarak İslam devletleri bulunmaktadır. Bu devletler arasında Arap kökenliler eskeriyettedir. Ancak Orta Asya'daki devletler arasında Türk kökenli soydaşlarımız da mevcuttur. Halbuki ise Orta Asya yeraltı zenginlikleri Orta Doğu'dakinden de daha geniş olarak kabul edilmektedir. O sebeple onların da bu zorbalığın dışında kalma ihtimalleri yoktur. Zaten bir tanesi, Afganistan, nasibini aldı bile. İşte bütün bu devletlerin şu andaki işgalleri bu sebeplere dayanmaktadır. İleri sürülen bahaneler ise esas amaçları gizlemek içindir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006